TUSKON Başkanı Rızanur Meral

Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, Türkiye'nin istikrarlı, sıhhatli ve sürdürülebilir bir ekonomi için şu andaki ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 64,5'ten yukarlara çekme mecburiyeti olduğunu belirtti. 
     Meral, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansının medya sponsoru olduğu ''Uludağ Ekonomi Zirvesi''nde, AA muhabirine açıklamalarda bulundu. 
     Son gelişmelere ilişkin Türkiye'nin önünü açık ve güzel gördüklerini söyleyen Meral, S&P'nin not artırımını memnuniyetle karşıladıklarını, ama yeterli bulmadıklarını, kredi notu açısından şu anda Türkiye'nin hak ettiği yerde olmadığını dile getirdi. Türkiye'nin ''iflasın eşiğindeki'' ülkelerden Portekiz ile aynı not meridyeninde yer aldığını kaydeden Meral, Türkiye'nin bu ülkelerden çok farklı olduğunu vurguladı. 
     S&P'nin Türkiye'nin notlarını düşük tutmasında 2 gerekçe sunduğunu anımsatan Meral, sözlerine şöyle devam etti: 
     ''Bunlardan birincisi siyasi politik risklerin yüksek olması, ikincisi de cari açığımızın yüksek olması. Tabi siyasi riskler bir anda azalma eğilimine girdi. Özellikle çözüm sürecinin hızlanması ve toplumdan buna destek verilmesi, İsrail'in özür dilemesi ve ilişkilerin normalleşmesi, bence siyasi riskleri içerde ve dışarda da azalttı. 
     Not artışının en önemli sebebi bu bence. Bir taraftan cari açığımızı halletme mecburiyetimiz var. Not almak için değil, kendimiz için yapmak zorundayız. Ben burada 'not için çalışan öğrenci durumunda olmamalıyız' diyorum. Türkiye'nin istikrarlı, sıhhatli, sürdürülebilir bir ekonomi için şu andaki ihracatın ithalatı karşılama oranını yüzde 64,5'ten yukarlara çekme mecburiyeti var. Çözüm sürecinin cari açığın çözümüne de katkısı olabileceğini umuyorum.'' 
     
     -''Türkiye'nin kredi alabilme maliyetleri düşebilir''- 
     
     Meral, hem yatırımların artması noktasında hem de yurt dışına giden yatırımcıların biraz daha doğuyu tercih etmesi noktasında, belki petrol ya da doğalgaz ile ilgili eğer Kuzey Irak ile yapılacak anlaşmalar gerçekleşirse, bunun Türkiye'nin enerji faturasının düşmesi için katkıları olacağını vurguladı. 
     Türkiye'nin kredi alabilme maliyetlerinin düşebileceğini anlatan Meral, Türkiye'nin bugün halen yüzde 6'lar seviyesindeki faizlerle borçlandığını anımsatarak, ''İtalya için 'ne zaman öldü, ölecek' diyorlar. Ama bakıyorsunuz biz onlardan daha pahalı borçlanıyoruz. Bizim bütçe giderlerimizi de düşürecek, Türkiye'yi daha sıhhatli hale getirecek gelişmeler topyekun güzel. Bizim çalışmaya gayret etmemiz lazım'' dedi. 
     
     -''Dünyada gidecek yer arayan epey bir para var''- 
     
     Çözüm sürecinin özelleştirmelere etkilerine de değinen Meral, ''Özelleştirmelerin gerçekleşmesinin ya da gerçekleşmemesinin arkasında bir takım faktörler var. Bunların en önemlilerinden bir tanesi güven faktörü. Güven faktörünün güçlü bir şekilde oluşması gerekiyor'' değerlendirmesini yaptı. 
     Türkiye'nin iş yapılabilirlik ve rekabet gücü açısından yapması gerekenler olduğunu belirten Meral, ''Dünyada epey bir para var. Ama bu para gidecek sağlam bir yer bulamıyor'' diyerek, Türkiye'nin bu paradan aldığı payı artırabileceğine de dikkati çekti.