10.112,76 TRY BIST 100 BIST 100
4,92 CNY CNY CNY
35,66 USD USD USD
37,10 EUR EUR EUR
0,13 CNY CNY/EUR CNY/EUR
38,54 TRY Faiz Faiz
78,22 USD Petrol(brent) Petrol(brent)
30,84 USD Gümüş(ons) Gümüş(ons)
4,38 USD Bakır(lb) Bakır(lb)
106,01 USD (CME) 62% Fe (CME) 62% Fe
339,00 USD Gemi Söküm Gemi Söküm
3.188,46 TRY Altın(gr) Altın(gr)

Türkiye`de Üretilmeyen Rulmanları Üretiyoruz

Eskişehir`de kurduğu yeni fabrikasıyla tüm dikkatleri üzerine çeken Das Lager Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Harun Adıgüzel; standart demir yolu rulmanı yapmadıklarını, Türkiye`de üretimi olmayan rulmanları ürettiklerini ifade etti. Bununla beraber yurt dışında fabrika kurma yönünde imza attıklarını müjdeleyen Adıgüzel, ilk etapta Cezayir`de bu yatırımı gerçekleştireceklerini söyledi.

Türkiye`de Üretilmeyen Rulmanları Üretiyoruz

Das Lager Germany, 60 yılı aşan bilgi ve üretim tecrübesini bugün ve yarın ile harmanlayarak, dünya rulman pazarına hitap eden bir yapıyla kuruldu. Das Lager Germany rulman üretimi ve dizaynı konusunda tecrübeli mühendisleri tarafından müşteri gereksinimlerini tatmin edecek ve son kullanıcıya kolaylıkla hizmet edecek şekilde en üst kalitede üretilir. Avrupa standartlarına uygun bir şekilde, teknik kalite kontrollerinden hiç bir zaman taviz vermeden, görsel olarak simülasyonlar ve saha testlerinden geçtikten sonra müşterinin memnuniyetine sunulur.

Das Lager Germany’nin Türkiye’de rulman fabrikası kurma düşüncesi ve projenin gerçekleşme evrelerini anlatır mısınız?

Ben rulman sektöründe 35’inci yılımı geride bıraktım ve bu 35 yılda ciddi bilgi birikimi ve tecrübeye sahip oldum. Ekibimle ve dostlarımla birlikte yurt içi ve yurt dışında sektöre katma değer oluşturacak önemli çalışmalar ve yatırımlar gerçekleştirdik. Bizim bir istişare ve çalışma grubumuz vardı. Geçtiğimiz yıllarda bu grupta, Alman mühendisliğinin dizaynını yansıtabileceğimiz bir fabrika kurma hedefi oluştu. Amacımız; Almanya’da bir Ar-Ge merkezi oluşturmak ve buradaki mühendislik çalışmalarıyla dünyanın çeşitli yerlerinde rulman üretimi gerçekleştirmekti. Das Lager Germany markasının proje olarak doğuşu bu şekilde oldu. Tabi Almanya’da mühendislik çalışmalarına destek verilmesi tetikleyici bir etkendi. Das Lager Germany markasıyla standart rulmanlar değil, katma değeri yüksek özel ürünler üretmeyi hedefledik. Bu doğrultuda ilk önce Almanya’da Das Lager Deutschland GmbH adıyla şirketimizi kurduk. Bu şirketimizde mühendislik hizmetleri verilmeye başlandı. Bu dönemde ben, uluslararası bir marka adına yürütmekte olduğum CEO’luk görevimden ayrıldım ve bireysel olarak yatırım yapma kararı aldım. 2012 yılının ortalarında, dünyada rulman üretimi konusunda duayen sayılabilecek 20 kişi ile üç günlük bir çalıştay organize ettik. Bu çalıştayda, nerede ve hangi tipte rulmanlar üretilebileceğini, bu üretimin mühendisliğinin nasıl olacağını belirleyen ve 2020 yılına kadar geçerli olacak bir projeksiyon çıkardık. Üretim alanı olarak Almanya, Romanya ve Türkiye seçenekler arasında idi. Almanya ve Romanya’da üretmek daha cazipti; ancak şahsi olarak benim ülkeme yatırım yapma isteğim ağır bastı. Türkiye’de üretim yapılmasını tercih ettim ve Eskişehir’de 2013 yılı başında Das Lager Türkiye fabrikasının inşaatına başladık. 2014 yılı ortalarında ise deneme üretimleri gerçekleşti ve şu an Das Lager seri üretime geçmiş bulunmaktadır.

2020 projeksiyonundaki ana başlıklar ne idi, hangi kriterler üzerine bu strateji oluşturuldu?

Öncelikle hedef sektörler belirlendi, bu alanlara yönelik bir strateji oluşturuldu. Demir yolu sektörü de öncelikler arasında yer aldı. Bununla birlikte demir çelik, otomotiv ve petrol endüstrisi de dahil olmak üzere dört ana başlık oluşturdu. Bu başlıklar etrafında diğer konular belirlendi ve tüm makina yatırımları ve alt yapı çalışmaları da bu doğrultuda oluşturuldu. İlk sırada, demir yolu sektörüne özel ürünlerin üretimi yer aldı.

Demir yolu rulmanlarında nasıl bir potansiyel görüyorsunuz?

Yetkili makamların açıklamalarına göre; Türkiye 2023 yılına kadar hızlı tren projesinde 100 milyar dolar düzeyinde yatırım yapacak. Bu açıdan demir yolu yatırımlarında ciddi bir potansiyel olduğunu söyleyebiliriz. Hızlı trenler için Türkiye’de üretimi olmayan rulmanları üretiyoruz. Standart demir yolu rulmanı yapmıyoruz. Tamamen yeni nesil hızlı trenlere yönelik rulmanlar üretiyoruz. Bunların aks rulmanları var ve bunlar hem konik makaralı, hem de silindirik makaralı rulmanlar. Çift sıralı ve özel dizayn ürünlerdir. Bu ürünlerin üretimi için TÜBİTAK ile proje geliştirdik ve 1 milyon dolar civarında bir yatırımla özel bir test standı oluşturduk. Tüm rulmanları EN 12082 standardında üretiyoruz ve bu yatırım ile testlerini de gerçekleştiriyoruz. Ardından Almanya’daki bir test laboratuarından onaylatıyoruz. Avrupa standartlarına uygun üretim maalesef her yerde yok ve bu yatırımla demir yolu sektörüne verdiğimiz önemi gösteriyoruz. Rulman ömrünün artırılması için yenilikçi Ar-Ge çalışmalarımızı da sürdürüyoruz.

Ürünlerin özelliklerinden bahseder misiniz?

Saatte 250 kilometre hızın üzerindeki trenler için rulman üretimi gerçekleştiriyoruz. Bunun dizaynını yapıyoruz. Ayrıca hızlı trenlerde Avrupa normları gereği, her 300 bin kilometrede yürüyen akşamların bakıma girmesi gerekiyor. Burada bir bakım süreci var. Bunu da; ancak bir belgeye sahip olduğunuzda yapabiliyorsunuz. Bizim Eskişehir’deki fabrikamızda hem üretim gerçekleşmekte, hem de ayrıca bakım atölyemiz var. Bu atölye yatırımını da bir Alman firmasıyla ortak yaptık. Onların tecrübesinden ve sertifikalarından yararlanmak istiyoruz.

İhtiyaç bugüne kadar yurt dışından karşılanıyordu. Demir yolu sektöründe rulman ihtiyacının ne kadarını karşılamayı hedefliyorsunuz?

Türkiye’de rulman piyasası ortalama 1 milyar dolar civarında. Bu rakamın yüzde 10-15’lik dilimi demir yolu sektöründe kullanılıyor. Hedefimiz bu ihtiyacın tamamını Türkiye’de yerli üretimle karşılamak. Ama tabi ihale usulü alım yapıldığı için durumlar değişebilir.

Demir yolu sektörünün ürün tedariğindeki hassasiyetleri neler?

Ürün tedariği aslında bir nevi bürokrasiye takılıyor. Bu noktada küçük bir şikayetim var. TCDD, şartnamelerine AB üyesi iki ülkeden referans mektubu getirilmesi şartını koyuyor. Bu mümkün değil. Bu şartnamenin değişmesi gerekiyor, aksi halde birkaç firmaya bağlı kalınır. Türkiye’de de üretim artmaz. Ben 100 yıllık bir rulman üreticisi olacağım ve Avrupa’ya satış yapabileceğim ki referans mektubu sunabileyim. Biz burada ileri teknoloji bir ürün üretiyoruz ve bu ülke için üretiyoruz. Bunu Avrupa’dan önce kendi raylı sistemler sektörüme satabilmeliyim. Sektör de benim ürünümü test edip, ona göre almalı. Sonuçta yerli ürün kalitemiz üst düzeyde ve her türlü hizmeti verebiliyoruz. Açıkçası piyasada böyle bir sorun var; ama düzeleceğini tahmin ediyoruz. Sahip olduğumuz EN 12082 standartları da sürecimizi kolaylaştıracak.

Söz konusu standardın içeriği nedir?

Standart; ürünle ilgili malzeme cinsi, dayanıklılığı, kullanım ömrü gibi belli analizleri ve maksimum kaliteyi temin edecek kalite belgelerini şart koşuyor. Bunlardan bir tanesi de rulmanın ömür testinin yapılması. Biz yine TÜBİTAK ile ortak bir projeyi hayata geçirdik. Rulman Ömür Test Cihazımız şu an sektörün hizmetine sunulmuştur. Cihaz, özel bir simülasyonla adından da anlaşılacağı üzere rulmanın ömrünü test ediyor.

Das Lager Germany uzun vadede nasıl bir marka algısıyla konumlanacak?

Das Lager markası şu anda premium markalar seviyesinde; çünkü normal, standart rulman üretmiyor. Yani biz, standart rulman normlarında üretim yapmıyoruz. Her ürünün hassasiyeti, toleransı, yüzey kalitesi gibi parametreleri vardır ve bizim tüm ürünlerimiz birinci sınıf tabir edilen P6 kalitesinde rulmanlardır. Bu kalite düzeyini de asla düşürmeyeceğiz. Biz bu işteki yaklaşık 40 yıllık tecrübemizle sektörün ihtiyaçlarını çok iyi okuyabiliyoruz. Marka konumlandırmada bayi çalışmaları da çok önemli. Bayilerimizi tek tip olarak Das Lager konseptiyle tasarlıyoruz ve özel bir dizayn yapıyoruz. Şu an beş bayimizde bu çalışmayı gerçekleştirdik, yıl sonuna kadar 30 bayimiz Das Lager konsept tasarımına ulaşmış olacak.

Kısa ve orta vadeli yatırımlarınız nasıl şekillenecek?

Yeni tezgah yatırımlarıyla üretim çeşitlerimizi artıracağız. Örneğin; yeni tezgah yatırımımızla otomotiv aks rulmanları üreteceğiz. Burada kritik nokta tüm tezgah yatırımlarımızın özel tasarım olması. Standart makinalar kullanamıyoruz; çünkü ihtiyacımız ne ise ona özel tasarımlar gerçekleştirip ürettiriyoruz. Başta Almanya, İtalya, İran, Cezayir, Tunus, Fas, Mısır, Suudi Arabistan, Sudan ve Polonya olmak üzere yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu hızlı büyümeye paralel yeni yatırımlarımız olacak. Bu yıl 5 milyon avroluk yeni bir üretim hattı yatırımı yapmayı planlıyoruz.

Satış sonrası hizmetler noktasında nasıl konumlanıyorsunuz?

Çok iyi bir satış sonrası ekibimiz olduğunu söyleyebilirim. Romanya’dan gelen iki rulman mühendisimiz var. Bu arkadaşlar tüm eğitimi ve kariyeri rulman üzerine olan mühendisler. Satış ve satış sonrası hizmetler noktasında şöyle bir yaklaşımımız var: Ürünü satmadan önce müşterimiz için bir eğitim semineri gerçekleştiriyoruz. Ürünümüzü, kalitemizi ve teknolojimizi tanıtıyoruz. Satış gerçekleştikten sonra rulmanın montajını müşterimizle birlikte yapıyoruz. Yani fiili olarak montaj eğitimi de vermiş oluyoruz. Daha sonra takibini gerçekleştirerek bakım hizmetlerini de sağlıyoruz. Bakım hizmeti noktasında, bazı büyük çaplı rulmanları tesisimize getirip burada bakımını yapıyoruz ve tekrar müşteride montajını gerçekleştiriyoruz. Tüm bu hizmetlerimizle biz aslında rulman satmıyoruz, müşterimizle bir ortaklık gerçekleştiriyor, onun çözüm ortağı gibi hareket ediyoruz.

Sektörde satış sonrası hizmetler noktasında ne tür sıkıntılar var sizce?

Dünya ortalamasına göre ürünlerin yüzde 1.5-2’si müşteriye gitmeden hasar görür. Depolarken, taşırken, montaj esnasında gibi durumlarda zarar görebilir. Sonuçta bu ürünlerin bir raf ömrü vardır ve dikkat edilmesi gereken ürünlerdir. Bu nedenle montaj öncesi testler önemlidir ve montaj esnasında da çok dikkatli olunmalıdır. Dünyada yüzde 2 seviyelerinde olan bu oran Türkiye’de yüzde 20 civarındadır. Yüzde 20’lik bir oran, Türkiye pazarını düşündüğümüzde 200 milyon dolar civarında ürünün daha makinaya takılmadan çöpe gitmesi demektir. Bu çok ciddi bir oran!

Türkiye’yi rulman üretiminde geç bırakan noktalar neydi?

Rulman üretimi çok zor ve yatırımı ağır bir iş... Standart tezgahlarla üretim olmuyor. Özel tezgahlara ihtiyaç var ve bu tezgahların yatırımı da çok pahalı. İleri teknoloji gerektiriyor. Aynı zamanda buna uygun insan kaynağınız olması gerekiyor. Yurt dışında rulman mühendisliği diye bir bölüm var ve bu bölüm doğrudan sektöre donanımlı insan yetiştiriyor. Türkiye’de maalesef bu bölüm yok, makina mühendisliği bölümü var; ama oradaki eğitimin seviyesi de sektör için yeterli olmuyor. Dolayısıyla yetişmiş insan kaynağı da bulunamıyor. Bu tür sebeplerle firmalar rulman üretimine girmemişler, birçok noktada daha kolay işlere yatırım yapılmış. Bu bir tercih meselesi; biz zor olanı tercih ettik.

Kaynak: haberortak.com

Yorumlar

Henüz yorum yapılmadı

Bu içeriğe sadece +plus aboneler erişebilir.

Piyasalara dair düşüncelerinizi paylaşmak ve daha fazla yoruma ulaşmak için hemen ABONE OLUN!
ABONE OLUN Zaten bir hesabınız varsa Oturum Açın

En çok okunan haberler

Türkiye ve Suriye ticaret ilişkilerinde yeni dönem başlıyor

24 Ocak 2025 Cuma

AB elektrik üretiminde güneş enerjisi kömürü geride bıraktı

23 Ocak 2025 Perşembe

Trump, Paris İklim Anlaşması'ndan ikinci kez çekildi

23 Ocak 2025 Perşembe

Türkiye'yi yasa boğan otel yangını

22 Ocak 2025 Çarşamba

ABD'de sanayi üretimi geçen ay beklentileri aştı

18 Ocak 2025 Cumartesi
İzleme Listesi
Genişlet
İzleme listeniz boş

Favori emtialarınızı hızlı erişim için ekleyin ve son fiyat değişim haberlerini kaçırmayın.


Takip ettiğiniz haber kategorisi bulunmuyor
Bildirim Tercihlerini Düzenle
E-Bülten Aboneliği
En güncel haberleri ve günlük demir fiyatlarını e-posta ve sms olarak almak için kayıt olun.
Şimdi Plus Abonesi Olun!
3 gün ücretsiz deneyin!
Şimdi Abone Olun
Tarafsız Fiyatlar
Haberdar Olun
İl Demir Fiyatları
Yorumlar ve Analizler
Şimdi Abone Olun