Eren, kanun teklifi kapsamında, “yurt dışında yapılan inşaat, onarım, montaj işleri ile teknik hizmetlerde çalışan hizmet erbabına, fiilen yurt dışındaki çalışmaları karşılığı işverenin yurt dışı kazançlarından karşılanarak yapılan ücret ödemelerinin gelir vergisinden istisna olması” konusundaki düzenleme ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Türk müteahhitlerin yurt dışında 100 bin Türk işçi istihdam etme hedefine odaklandıklarını belirten Eren, “Torba Yasa kapsamında kabul edilen yurt dışında çalışan Türk işçilerin gelir vergisinden muaf olmaları ile ilgili kanun bu hedefimize katkı sağlayacak. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üzere Hazine ve Maliye Bakanımız ile Bakan Yardımcımız ve Gelir İdaresi Başkanlığımıza şükranlarımızı sunuyoruz” dedi.
“İKİ ÖNEMLİ ENGEL TORBA YASA İLE AŞILDI”
Son yıllarda yurt dışı müteahhitlik projeleri artmaya devam ederken bu projeler için Türkiye’den götürülen işçi sayısının ise hızla düştüğünü belirten Eren, 20 binlerin altına gerileyen Türk işgücü sayısının gerekli düzenlemelerle 100 bine çıkarılması hedefi doğrultusunda son dönemde ilgili makamlarla bugüne dek yoğun çalışmalar gerçekleştirdiklerini kaydetti. Müteahhitlerin artan maliyetler ve yaşanan hukuki sorunlar nedeniyle ağırlıklı olarak çalışılan ülkeden veya Uzak-Doğu, Afrika
Eren, yurt dışında çalışan işçilerle ilgili iki önemli sorunun mevcut olduğunu söyleyerek, “İlki; işçilerimizin ücretlerinin bir kısmının veya tamamının Türkiye’deki ailelerine ödenmesi durumunda, maalesef o kişiler ülkemizde çalışıyormuş gibi algılanarak, gelir vergisi tahakkuk ettirilmesidir. Bu sorunun aşılması için gelir vergisi muafiyeti talebimizin karşılık bulmasından büyük mutluluk duyuyoruz. Çıkarılan Torba Yasa ile hedefimize artık daha yakınız. Yasa kapsamında kabul edilen yurt dışında çalışan Türk işçilerin gelir vergisinden muaf olmaları ile ilgili kanun bu hedefimize katkı sağlayacak” dedi.
SIRADA HUKUKİ UYUŞMAZLIKLARIN GİDERİLMESİ KONUSU VAR
Eren, yurt dışında Türk işgücü istihdamının önündeki bir diğer önemli engelin ise işçi-işveren uyuşmazlıklarının bazı avukatlık büroları tarafından istismar edilmesi olduğunu belirterek, “Son dönemde Yargıtay, açılan haksız davalarda emsal kararlara imza atmıştır. Bunun içtihat haline getirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır. Ayrıca Adalet Bakanlığımız da başka ülkelerdeki işler ile ilgili bu tip davalar için Ankara ve İstanbul’da bazı mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak belirler ve diğer mahkemelerde açılacak bu tür davaların bu mahkemelere aktarılmasını sağlarsa, konunun kesin bir çözüme kavuşması, ilgili ülkelerin mevzuatına hâkim bu mahkemelerin verecekleri kararların adil olması sağlanacaktır” diye konuştu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı