ABD Başkanı Donald Trump'a yönelik risklerin artması ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) uyguladığı sıkı para politikasının etkisiyle değer kazanan Türk lirası (TL), dolar karşısında bu yılın en güçlü seviyesinde bulunuyor.
Bu yılın başında 3,9422 ile tüm zamanların en yüksek seviyesini gören dolar/TL, yurt içi ve yurt dışında yaşanan gelişmelerle düşüş trendine girdi. Dolar/TL, haftanın son kapanışında bu yılın en düşük seviyesi olan 3,4346 seviyesine indi.
Uzmanlar, özellikle Trump'a yönelik riskler sonucu küresel piyasalarda dolara olan talebin gittikçe azaldığını, bu durumun ise gelişmekte olan ülke para birimlerine olumlu yansıdığını ifade etti.
"En önemli neden Trump faktörü"
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. İsmet Demirkol, dolar endeksinin ABD'de Donald Trump'ın başkan seçilmesinin ardından 103 seviyelerini test ettiğini belirterek, Trump'a yönelik riskler ile Trump'ın sağlık, vergi reformu gibi yasalar için yeterli desteği sağlayamaması sonucu endeksin 93'ün altına gerilediğini söyledi.
Dolar/TL'nin ve dolar endeksindeki gerilemenin en önemli nedeninin Trump faktörü olduğunu ifade eden Demirkol, öte yandan Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Mario Draghi'nin sözlü yönlendirmesi ile varlık alımlarının azaltılabileceği beklentisinin de dolar endeksinin gerilemesine neden olduğunu kaydetti.
Demirkol,173 seviyelerine kadar gerileyen Türkiye CDS'lerinin de Türkiye'ye sermaye girişlerinin artmasına katkı sağladığını belirterek şunları kaydetti:
"Aynı zamanda Türkiye'de 10 günlük bayram tatili nedeniyle TL faizinin de görece gelişen ülke merkez bankası faizlerine oranla yüksek kalması ve bu yılın ilk yarısında portföy girişinin 18 milyar dolar civarında seyretmesi dolar/TL'nin 3,44 seviyelerinin altını görmesine neden olmuştur."
"Kur riskinden etkilenmemek için yüksek teknoloji ihracatı önemli"
TL'de pozitif eğilim devam edebilir
KapitalFX Araştırma Müdür Yardımcısı Enver Erkan da, bayram öncesinde kısa çalışma haftasına girilirken, Türk finansal varlıklarının momentumunun pozitif olduğunu söyledi.
Erkan, küresel anlamda halen Trump yönetimi, ABD borç tavanı, Kuzey Kore gerginliği gibi risklere rağmen yatırımcıların bu riskleri ikinci plana atarak yüksek getiri arayışı içine girdiklerini dile getirdi.
Bu durumda da gelişmekte olan piyasaların ön plana çıktığını ve en yüksek reel faize sahip piyasalardan birisi olan Türkiye'nin finansal varlıklarının momentum kazandığına dikkati çeken Erkan, yurt içi piyasalarda TL, tahvil ve hisse senedi üçgeninde uzun süre sonra fiyat hareketlerinin hepsi için olumlu yönde olduğunu ifade etti.
Erkan, başarılı geçen hazine ihaleleri sonrasında Türkiye tahvil ve eurobond faizlerinde aşağı hareketin biraz daha ağırlık kazandığını belirterek, bu kapsamda gösterge tahvil faizinde yüzde 12 gibi önemli dirençlere yaklaşılmışken yabancının artan Türk tahvili talebi ile birlikte yüzde 11,7 seviyesine doğru geri çekilmelerin görüldüğünü söyledi.
Küresel yatırımcının yüksek getiri arayışının en çok Türk lirasına yaradığını söyleyen Erkan, şunları kaydetti:
"Bu dönemde yüksek getirili gelişen piyasaların para birimleri dolar karşısında güçlenirken dolar/TL'nin de 3,4346 seviyelerine kadar gerilediğini gördük. TL'de, küresel fiyat baskıları da dolar aleyhine olduğu sürece pozitif eğilimin devamını bekleyebiliriz.Bayram öncesi yerlide TL talebinin artması da marjinal bir etkide bulunmuş gibi görünüyor ancak bunun 3,30'lara doğru uzanacak uzun soluklu bir hareket olmasını beklemem."
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı