Azerbaycan’a düzenlenen ticaret heyetinde konuşan Aslan, özellikle Afrika ve Güney Amerika’ya yöneldiklerini ve 2025 yılında bu pazarlarda önemli bir sıçrama beklediklerini vurguladı. Aslan, pandemi sonrası ihracat rakamlarındaki artışa rağmen 2021’deki 22,2 milyar dolarlık seviyeye ulaşamadıklarını ve karlılıkların düştüğünü ifade etti.
“Afrika ve Güney Amerika pazarına çok iyi odaklandık”
Uzun üründe ihracat birim fiyatı 665 dolar civarında iken sıcak saç, soğuk saç, kaplama, soğuk kaplama ve galvanizli saç gibi ürünlerde bu rakamın 800 dolarlara kadar çıktığını aktaran Aslan, “Bizim öncelikli hedefimiz 22 milyar dolarlık rekor seviyeyi yakalayabilmek. Bunun için Afrika ve Güney Amerika başta olmak üzere yeni pazar arayışlarına devam ediyoruz. Son 3 yıldır bu iki pazara çok odaklandık ve iyi yol aldık. Düzenleyeceğimiz B2B heyetlerle özellikle 2025 yılında bu iki bölgede ciddi bir sıçrama yapacağımızı düşüyoruz. 2025 Afrika ve Güney Amerika yılı olacak diyebiliriz." dedi.
“Türk şirketleri avantajlı konumda”
Afrika’da bankacılık sistemine dair, “Bankacılık sistemleri gelişmediği için mesela Çinli tüccarlar ancak açık hesap verebiliyorsa satabiliyorlar. Türkiye'deki tüccarlar ise üreticilerden parasını verip veya akreditif açıp malı alıyor, ardından bölgeye sevk ediyor. Orada şirketleri var, elemanları var, depoları var... Otuz gün, altmış gün, doksan gün bekleyerek, risk alarak satıyorlar. Çin'in direkt olarak satması mümkün değil.” değerlendirmesini yapan Aslan, bu konudaki eleştirilerini dile getirerek Türk şirketlerin avantajlı olduğuna işaret etti.
“Kuzey Afrika ve Körfez ülkeleri artık rakibimiz”
Aslan, Türkiye’nin çelik sektöründe geleneksel olarak ihracat yaptığı Kuzey Afrika ve Körfez ülkelerinin artık rakip haline geldiğini, özellikle Mısır, Cezayir, Fas gibi ülkelerin Türkiye’nin pazarlarını ele geçirdiğini dile getirdi. Ayrıca, Suudi Arabistan’daki büyük projeler konusunda ilk başta büyük bir beklenti olmasına rağmen, bu projelerin beklenen hacimde ilerlemediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Mısır, Cezayir ve Fas gibi ülkeler Türkiye'nin ABD, Kanada ve Avrupa pazarını aldı. Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkeler de sektörde net ihracatçı haline gelmeye başladılar. Türkiye eskiden bu ülkelere demir çelik ihraç ederken, Dubai’deki havalimanlarında ve otellerde bizim ürünler kullanılırken şu anda Türkiye'nin ihraç ettiği ülkelere mal satar hale geldiler ve pazarlarımızı elimizden almaya başladılar.”
“Enerji ve hammadde maliyetleri çelik sektörünü zorluyor”
Döviz kuru konusuna da değinen Aslan, çelik sektörünü asıl zorlayan faktörlerin enerji ve hammadde maliyetleri olduğunu, özellikle hurda ve enerji fiyatlarının en büyük maliyet unsurları olduğunu belirtirken, Azerbaycan’a yapılan ticaret heyetinin önemine dikkat çekti. Türkiye’nin Azerbaycan’a yaptığı çelik ihracatını ikiye katlayarak 125 bin tona çıkarmayı hedeflediklerini açıklayan Adnan Aslan, Türkiye'deki çelik üretiminin yüzde 75'inin hurda eritmeyle gerçekleştiğine dikkat çekerek, "Bu hurdanın da yüzde 80'ine yakını ithal ediyoruz. Ayrıca doğalgaz, elektrik ve enerji maliyetleri bizim asıl maliyetlerimiz. Dolayısıyla enerji ve ham madde maliyetleri bizim sektör için en kritik iki konu olarak öne çıkıyor." dedi.
“Türkiye, Azerbaycan’a en fazla ihracat yapan üçüncü ülke”
Azerbaycan’a düzenlenen ticaret heyeti ile ilgili, Türkiye’nin, Rusya ve İran’dan sonra çelikte Azerbaycan’a en fazla ihracat yapan üçüncü ülke olduğu bilgisini paylaşan Aslan, Azerbaycan'ın toplam ithalatının 850 bin ton olduğunu ve Türkiye’nin geçen yıl 63 bin ton ihracat yaptığını aktardı ve “Azerbaycan toplam ithalatının yarısını Rusya’dan yapıyor. Biz kardeş ülkemiz Azerbaycan’a çelik ihracatımızı artırmak istiyoruz. Bunun için 21 firmadan 33 katılımcı ile birlikte bir heyet düzenledik. Potansiyel alıcılarla çok önemli görüşmeler gerçekleştireceğiz. İhracatımızı ikiye katlayıp 125 bin tona çıkarmayı hedefliyoruz.” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı