İzmir’de 1996 yılında kurulan Batı Prefabrik, bugün Tire’de bulunan fabrikasında, prefabrik betonarme üstyapı sistemleri konusunda adından sıkça söz ettiriyor. Prefabrik betonarme yapı sistemleri ile fabrika binaları, lojistik tesisleri, eğitim yapıları, alışveriş merkezleri, ofis ve yönetim binaları gibi çok farklı fonksiyonlara sahip binalar için, en üst düzeyde üretim kalitesine sahip, yüksek beton kalitesi ve öngerme teknolojisi ile deprem dayanımı ve durabilitesi yüksek yapı sistemleri inşa ediyor.
Batı Prefabrik Genel Müdürü Erdem Çotur ile sektöre yönelik bir röportaj yaptık.
Batı Prefabrik olarak ne gibi projelere imza atıyorsunuz?
Batı Prefabrik’ te bizim ana iş kolumuz; endüstri tesisleri, depolar, eğitim yapıları, iş merkezleri ve benzeri çok katlı yapı tiplerinin tamamı için prefabrik betonarme yapı sistemleri geliştirmektir.
Prefabrik betornarme yapı sektörünü nasıl değerlendirirsiniz?
Bu betonarme yapı sistemleri birkaç yıl öncesine dek çoğunlukla endüstri yapıları veya depolar gibi ihtiyaçlar için kullanılıyordu. Ancak sektör olarak, edindiğimiz deneyim, üretim-malzeme teknolojilerindeki gelişim sayesinde ve deprem yönetmeliğinin 2018’de getirdiği tasarım yenilikleri ile çok katlı yapı sistemlerini de pratik, güvenli ve ekonomik biçimde tasarlayıp üretebilmek mümkün oldu. Ayrıca Türkiye Prefabrik Birliği öncülüğünde yürütülen SEFACAST projesi ile sektörümüz çok katlı yapı sistemleri konusunda bir know-how sahibi oldu. Bu gelişmeler, sektör olarak betonarme yapı hacmi içinde prefabrik betonarmenin ağırlığının, Avrupa ve Kuzey Amerika ülkelerinde olduğu gibi yüzde 60’lar mertebesine çıkabilmesi için öncü işaretler oldu.
Prefabrik betonarme üreticilerinin iç hacminde meydana gelen artışları neye bağlıyorsunuz?
Bahsekonu bu gelişmelerin öncesinde prefabrik betonarme büyük oranda, sanayi yapılarına ve ulaşım yapılarının açıklık elemanlarının üretimine bağlı bir sektördü. Az önce bahsettiğim gelişmeler ile daha geniş bir yelpazeye sahip olduk. Öte yandan, inşaat süreçlerini kısaltma hedefine sahip yatırımcı taleplerine cevap verebiliyor oluşumuz diğer tip yapı sistemlerine görece üstünlük elde etmemizi sağladı. İş güvenliği açısından bakıldığında da prefabrik betonarmenin diğer alternatif metotlara oranla daha avantajlı olması da önemli bir etkendir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin yatırım teşvik programları endüstri yatırımlarının hareketlenmesini sağladı. Ve bu bizim iş kolumuzda ilave bir artış daha oluşmasını sağladı. Bir ilave gelişme de Türkiye’deki kur seviyesinin yükselmesi oldu. Yüksek kur Türkiye’de üretim yapan ve ihracata yönelik çalışan firmaların ihracat kapasitelerini olumlu yönde etkilemekte. Uluslararası rekabet ortamında Türkiye’deki düşük TL değeri, maliyetleri de düşürüyor. Bu da Türkiye’de ihracata yönelik çalışan firmaların iş hacimlerininin artmasını ve yeni yapı ihtiyaçlarını tetikliyor. Prefabrik betonarme sektörü bu olumlu etkilerle son 5-6 aydır oldukça kuvvetli bir döneme girdi.
Burada en önemli pay; prefabrik betonarmenin çok katlı yapılarda kullanılıyor olması ve 2015-2106 yılında Safecast Projesi’nin Avrupa Birliği desteğiyle tamamlanmış olması. Bunlar bizim çalışma yelpazemizi büyük oranda geliştirdi. Maliyet artışlarına rağmen, 2021 yılında kuvvetli bir iş hacmi ile yüz yüzeyiz.
Bu kadar olumlu tablonun içinde karşı karşıya kaldığınız olumsuzluklar neler?
Ülkemizde uygulanan görece yüksek faiz politikası yatırımların artması konusunda engel niteliğinde. Pandemi şartları nedeni ile artan emtia fiyatları yapı üreticilerinin bütçe dengesini sağlamalarını zorlaştırıyor. Ayrıca pandeminin iş gücü verimi üzerinde de ciddi bir baskısı mevcut.
Peki yükselen emtia fiyatları sektörü etkiler mi?
Böyle bakınca son 3 yıl içinde inşaat sektörünün ana kalemi olan yapı maliyeti fiyatları yüzde 45-50 oranında bir zam gördü. Bu nihai tüketiciye yansıyan yapı maliyetlerini fiyatları çok yükseltti. Bunun benzer şekilde devam etmesi durumunda sektörün olumsuz etkilenmeye başlama ihtimali var. Yükselen emtia fiyatları sektör için bir tehdittir. Bunun müdahale ile düzelmesi mümkün değil. Pandemi şartlarının iyileşmesi ile bu koşulların iyileşmesini beklemek durumundayız.
Haber: Gülçin Sezen Karaegemen Soylu
Yayınlayan: Nihal Özken
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı