Ekonomi'nin haberine göre, kayıt dışılığı alışkanlık haline getirenler yüzünden dürüst mükelleflerin mağdur edilmemesi gerektiğini bildiren Gelir İdaresi E. Strateji Geliştirme Daire Başkanı ve Yeni Ekonomi Danışmanlık kurucu ortağı Nazmi Karyağdı, öncelikle 300 milyar lirayı aştığı tahmin edilen devreden KDV stokunun kamuya olan borçlara mahsuplaşma yoluyla eritilebileceğini söyledi.
Kamu tarafından resmi bir rakam açıklanmamakla birlikte yaklaşık 300 milyar lira seviyesine çıktığı tahmin edilen devreden KDV sorunu çözülemediği gibi, reel sektörün alacağının enflasyon karşısındaki erimesi de sürüyor. Gelir İdaresi E. Strateji Geliştirme Daire Başkanı ve Yeni Ekonomi Danışmanlık kurucu ortağı Nazmi Karyağdı, devreden KDV meselesinde kayıt dışılığı alışkanlık haline getirenler yüzünden dürüst mükelleflerin mağdur edilmemesi gerektiğini söyledi. Reel sektörün devreden KDV alacaklarıyla ilgili yaşadığı sorunu analiz eden Nazmi Karyağdı, devreden KDV’nin finansman yükü olmaya devam ettiğini bildirdi.
“Temel ilke iade ama 1985’ten beri mümkün olmadı”
Bunun devlet ile vergi mükellefleri arasında vergi adaletini zedeleyen bir yapı olduğuna değinen Karyağdı, “Bir Avrupa Birliği vergisi olan Katma Değer Vergisinde (KDV) devreden KDV’nin iade edilmesi temel ilke iken, yürürlüğe girdiği 1 Ocak 1985’ten bu yana yasal düzenleme gereği Türkiye’de iade mümkün olmadı” dedi.
KDV’nin Türk vergi sistemine devrim niteliğinde bir uygulama olarak girdiğini ifade eden Nazmi Karyağdı, “O dönemin şartları itibariyle devreden KDV’nin iade edilmemesi mazur görülebilecek durumdu. Ancak aradan geçen neredeyse 40 yıla rağmen hâlâ aynı noktada olmamız makul bir durum değildir. Maliye’nin 1985’te sahip olmadığı teknoloji altyapısı, güçlü insan kaynağı, yasal olarak yardımcı pozisyonundaki Yeminli Mali Müşavir ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler devreden KDV’nin iadesi için önemli kolaylaştırıcılar durumundadır” değerlendirmesinde bulundu.
“Ağbal 300 milyar lira olarak tahmin etmişti”
Devreden KDV tutarına yönelik son açıklamanın 2018’de dönemin Maliye Bakanı Naci Ağbal tarafından 167 milyar lira olarak açıklandığını söyleyen Karyağdı, “Ağbal, eğer iade yönünde bir düzenleme yapılmazsa 5 yıl sonra devreden KDV stokunun 300 milyar liraya ulaşacağını ifade etmişti” dedi.
O dönem komisyonda kabul edilerek Genel Kurul gündemine getirilen kanun tasarısı ile 1 Ocak 2019’dan sonra ortaya çıkacak indirim ve iade mekanizmalarıyla giderilemeyen KDV’nin iade imkânı getirilmesinin öngörüldüğünü ifade eden Karyağdı, düzenlemenin son anda tasarıdan çıkarıldığını kaydetti.
“İngiliz modeline geçilemedi”
Bunun iş dünyasında hayal kırıklığına yol açtığını söyleyen Nazmi Karyağdı, “Gerek yasa tasarısından önce gerekse yasa tasarısının görüşülmesi sırasında tıpkı İngiltere’de olduğu gibi devreden KDV’nin iadesinin esas olduğu sisteme geçileceği ifade edildi. KDV’deki istisnaların eğitim, sağlık, ulaşım, giyim gibi konularda olacağı belirtildi. Ancak düzenlemenin yasa tasarısından çıkarılması ile KDV’de İngiliz Modeli de gündemden çıktı” diye konuştu.
“Devreden KDV için enflasyon düzeltmesi yok”
Bilanço esasına göre defter tutan gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, parasal olmayan varlıkları ve kaynakları enflasyon düzeltmesine tabi tutacaklarına değinen Karyağdı, “Ancak devreden KDV’ler düzeltmeye tabi değil. 2019’dan beri yükseliş eğilimine giren enflasyon, TL olarak ifade edilen alacaklarda ciddi aşınmaya yol açtı. İşletmelerin iade alamadıkları devreden KDV’leri bir yandan da yüksek enflasyon nedeniyle ciddi bir aşınmaya uğradı” değerlendirmesinde bulundu.
DEVREDEN KDV NASIL DOĞAR?
Bir vergilendirme döneminde satın almalar nedeniyle yüklenilen katma değer vergisi (indirilecek KDV) toplamı, işletmenin vergiye tâbi işlemleri (satışları) dolayısıyla hesaplanan katma değer vergisi toplamından fazla olduğu takdirde, aradaki fark sonraki dönemlere devreden KDV olarak dikkate alınıyor.
“STOK ERİTİLMELİ, YENİ DOĞACAK KDV’NİN İADESİ SAĞLANMALI”
İşletmeler için en önemli konuların başında sağlıklı bir nakit akışı geldiğini ifade eden Nazmi Karyağdı, şunları söyledi: “Düzenli bir kayıt sistemine sahip, vergisel yükümlülüklerini yerine getiren bir işletmede KDV mevzuatından kaynaklı olarak devreden KDV oluşabilmektedir. Kayıt dışı ya da usulsüz işlemlerle devreden KDV’sini artıran hatta haksız ve yasa dışı olarak iade alan mükelleflerin etkin denetim ve bilişim sistemleri aracılığıyla tespit edilmesi mümkündür. Kayıt dışılığı alışkanlık hale getiren mükellefler nedeniyle dürüst çalışan mükellefleri cezalandırmamak gerekir. Vergide adaletin tesisi için “iyi ile kötüyü ayıran” sistemler ve süreçler tesis edilmelidir” KDV stokunun bütçeye yük olmadan eritilmesi için kamuyla olan işlemlerde teminat olarak kullanılabileceği önerisinde bulunan Karyağdı, bazı kamu borçlarına da mahsup edilebileceğini dile getirdi. Böylece stoklar eritildikten sonra yeni doğacak KDV’nin ertesi yıl ödenmesine yönelik düzenleme yapılmasının vergi adaletini sağlayacağını söyleyen Karyağdı, “Geçtiğimiz yılın sonunda yasalaşan 7491 Sayılı Kanun’la yapılan düzenleme ile sorumlu sıfatıyla beyan edilen KDV’nin indirimi için işletmelere getirilen “ödeme” şartından sonra, devreden KDV’nin de işletmelere ödenmesi vergi adaleti açısından gerekli hale gelmiştir” dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı