Son 5 yılda toplam 13 bin 592 adet orman yangını meydana geldi ve bu yangınlarda toplam 50 bin 322 hektar alan yandı. Yangınların yüzde 38’i ihmalden, yüzde 5’i kasten, yüzde 14’ü doğal nedenlerden çıktı. Yangınların yüzde 50’sinin ise çıkış nedeni bilinmiyor. Yani, ortalama her yıl 3 bine yakına orman yangını meydana geliyor. Ve son yıllardaki yangınlar şunu da gösterdi ki, orman yangınları artık yerleşim yerlerini tehdit ediyor. Nitekim geçen hafta 21 ilde çıkan 71 yangında 2 bin 300 yapı etkilendi, 126 konut oturulamaz hale geldi, çiftlikler hasar gördü, bazı çiftlikler neredeyse tamamen yandı, araçlar da kullanılamaz hale geldi. Hasar tespit çalışmaları halen devam ediyor.
Hürriyet gazetesinden Noyan Doğan bugünkü yazısında orman yangınlarının verdiği zararın sigorta kapsamında olup olmadığına değindi.
Doğan'ın bugünkü yazısından öne çıkanlar şöyle;
TRAFİK SİGORTASI ÖDEMEZ
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK), kapsamında yapılan zorunlu deprem sigortası orman yangının verdiği zararı karşılamaz.
Aracınızın kasko sigortası varsa, orman yangınında aracınız tamamen yansa da, yangın zarar da verse her türlü zararı kasko karşılar. Kaskonuz yok, sadece trafik sigortanız varsa; orman yangının aracınıza vereceği zararı trafik sigortasından alamazsınız.
İster esnaf olsun, ister küçük ve orta ölçekli işletme isterse de büyük işletme olsun; yangın riskini kapsayan işyeri paket sigortası varsa -ki, paket poliçelerin tamamında yangın riski kapsam içindedir- orman yangının verdiği tüm zararı sigorta şirketi karşılar. Bunun içine kül ve is zararları da dahil.
İşyerleri, iş durması ve kâr kaybı için ayrıca sigorta yaptırmamışsa ya da mevcut işyeri sigortasının içine bu teminatları dahil etmemişse; orman yangını nedeniyle faaliyetin durmasından doğan zarar sigortadan karşılanmaz.
Orman alanlarının yakınlarındaki çiftlikler konusuna da değineyim. Manavgat ve Marmaris’teki yangınlardan birçok çiftlik etkilendi ki, bunlardan biri de eski manken Tuğba Özay’ın çiftliği. Eğer çiftlik sigortalıysa ve yangın teminatı alınmışsa çiftlikteki tüm zararı sigorta karşılar. Ancak, öğrendiğime göre, genelde orman alanlarının yakınlarındaki çiftliklerin büyük çoğunluğu, sigorta priminin yüksek olmasından dolayı sigortalı değilmiş. Primin yüksek olmasının nedeni de riskli alanlarda kurulu olması. Altını çizeyim, sigorta yapılmıyor değil, riskin yüksek olmasından dolayı konutlara nazaran daha yüksek primlerle sigortalanıyor.
TARIMDA HASAR BÜYÜK
Yangın bölgelerinde sigortası olmayan konut, işyeri, çiftlik, yazlık ev gibi yerler bugün gidip sigorta yaptırabilir mi? Yangın tamamen kontrol altına alınıp, risk ortadan kalktıktan sonra sigorta yaptırılabilir.
Tarım sigortası açısından da değerlendirirsek; orman yangını ürünlere, seralara ve hayvanlara, hatta arı kovanlarına ciddi zarar verdi. Eğer çiftçiler, devlet destekli tarım sigortası yaptırmışlarsa tüm zararı TARSİM karşılayacak. Öğrendiğime göre de bölgedeki seraların yüzde 80’e yakını sigortalı, hayvanlarda da sigortalanma oranı yüksek. Ancak ürün olarak baktığımızda sigortalılık oranı yüzde 20’lerde. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, bölgede bin 300 sera ve bin 600 hayvanın sigortalı olduğunu açıkladı.
Özetleyecek olursam, sigorta varsa; orman yangınında konutlarda, araçlarda, tarımda, işyerlerinde, çiftliklerde meydana gelen zararı sigorta şirketleri ödeyecek. Peki, sigortalanma oranı yüksek mi? İşten, sorun da burada. Yangının yaşandığı bölgedeki ilçelerde konut ve araçlarda sigorta oranı yüzde 25’lerde, ancak yangından etkilenen bölgelerde büyük turistik işletmelerin dışında maalesef sigortalanma oranı yüzde 5’in biraz üzerinde.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı