Ülkemizde yıllardır süregelen alışkanlıkla hangi sektörde hareketlilik varsa o sektöre akın ediliyor. İnşaat sektörü ise her zaman en cazip sektörlerden biri olarak görülüyor. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye’de de müteahhit olmak için belli kıstaslar aranması gerektiğine dikkat çeken Çukurova Gayrimenkul Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Son, “80 milyona yakın nüfusa sahip ülkemizde bugün yaklaşık 330 bin müteahhit varken, 80 milyonu aşkın nüfuslu Almanya’da bu sayı sadece 2 bin 700, tüm Avrupa’da ise 25 bin civarında. Türkiye, yaklaşık 1 milyar 375 milyon nüfuslu Çin’den sonra inşaat sektöründe dünya ikincisi konumundayken, müteahhit sayısı olarak da Çin’den sonra ikinci. Bu müteahhit enflasyonu engellenmeli” diye konuştu.
Kentsel dönüşümle birlikte ciddi bir şekilde artan müteahhit sayısının arz fazlasına ve tüketici mağduriyetine neden olduğunu vurgulayan Son, daha hızlı bir şekilde kaliteli yeni konutlar üretilebilmesi için müteahhitliğin kurumsal bir yapıda denetim altında olması gerektiğini ifade etti. “Uygun şartları sağlayanlar gayrimenkul yatırımcısı olabilir, ancak her isteyen inşaatını yapamamalı” diyen Son, yurtdışında belli bir sermaye yapısına ulaşmadan, yeterli kadrolara sahip olmadan ve belli oranda iş bitirmeden inşaat sektörüne giriş yapılamadığını hatırlattı.
Haksız rekabet çıkmazı
Markalı konut üreticilerinin mağduriyetine ve sektörde yaşanan haksız rekabete de değinen Tamer Son; “Bizler gibi deneyimli ekibiyle üst düzey mühendislik hizmeti veren, mimari projelerini en ince detayına kadar titizlikle geliştiren, şantiyesinden inşaat malzemelerine kadar her kalemde standartlara uygun hareket eden, ileri inşaat teknolojilerini kullanan kurumsal firmaların; kopyala-yapıştır tarzı projeler, düşük kaliteli malzemeler ve işin ehli olmayan kişiler ile yol almaya çalışan, gerçeği yansıtmayan satış rakamları beyan eden firmalarla eşit şartlarda rekabet etmesi mümkün görünmüyor” diyerek sözlerini tamamladı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı