Pek çok projeye imzasını atan başarılı Mimar Gülcan Bastıyalı ile projeleri ve mesleğe bakışı hakkında keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Aldığı lisans ve yüksek lisans eğitimlerinin ardından Karşıyaka’da açtığı ofisinde konut, ticari ve endüstriyel yapılardan oluşan yüzü aşkın mimari projeye üzerine çalışan Bastıyalı, mimarlık mesleğine bakışını şu cümlelerle özetliyor: “Çok sayıda projenin ve yapının mutluluk getireceğine inanmıyorum. Önemli olan nitelikli, sürdürülebilir, enerji tasarruflu yapıların ve kentlerin oluşturulmasıdır. Bir taraftan yapılaşırken bir taraftan doğaya zarar vermemeliyiz.”
Öncelikle sizi tanıyalım
2003 yılında, İzmir İleri teknoloji Enstitüsü Mimarlık Fakültesi Mimarlık bölümünden mezun oldum. 2004'te mezun olduğum üniversitede yüksek lisans eğitimine başladım. Tarihi kentlere, yapılara ve tarihsel süreklilik içinde yer almış farklı dokulara ve dönemlere olan ilgim mimari restorasyon alanında yüksek lisans eğitimine yönelmeme neden oldu. Öğrencilik dönemimde mimari restorasyon alanında üniversitenin yürüttüğü çeşitli kamusal projelerde yer aldım. Bunlar arasında; İzmir Agorası, Kuzeybatı Galeri Belgelendirme ve Restorasyon Çalışmaları ve İzmir Basmane - Tarihi Nebahat Tabak Evi Restorasyonu projesi yer almaktadır. 2007 yılından beri yoğunluklu olarak mimari proje ve danışmanlık alanında hizmet vermekteyim. Mehmet Can ve Melisa'nın annesiyim.
Ofisinizi hayata geçirme süreciniz nasıl oldu?
Yüksek lisans sürecimde özel bir mimarlık ofisinde çalışırken proje ve danışmanlık ofisi açmaya karar verdim. Eş zamanlı olarak projeleri yürütürken yüksek lisansımı tamamladım.
Bugüne kadar hangi projelere imza attınız?
Konut, ticari ve endüstriyel yapılardan oluşan yaklaşık 200 proje müellefliğini ve danışmanlığını üstlendim.
Bundan sonra hayata geçirmek istediğiniz proje ne olurdu?
Konut ve endüstriyel projeleri çok sevmekle beraber okul, üniversite gibi çocuklara yönelik bir projeyi hayata geçirmeyi çok isterim.
Ofisinizin felsefesi nedir?
Üstlendiğimiz projeleri söz verdiğimiz sürede ve şekilde teslim etmek, iyi bir mimari hizmet verebilmek, bu kadar yapılaşmanın arttığı bir ortamda doğaya saygı duyup yeşili koruyarak yaşanabilir kent oluşumlarına katkıda bulunmaktır.
Tasarımlarınızda vazgeçilmez unsur nedir?
Tasarımlarımda fonksiyonellik ve sadelik ön plana çıkıyor.
İşinizin zorlukları ve güzelliklerine değinecek olursak bu konuda ne söylemek istersiniz?
Güzel yerlerinden başlayalım. Mimarlık mesleğinin yaratıcılığın özgürce ortaya çıkabildiği, hayal etmeye, üretmeye izin veren, kentlere şekil vermeye yarayan bir alan olması. Bununla beraber bir mimar sadece çizim ve tasarım konularında değil aynı zamanda siyasetten bilime, tarih ve kültürlerden güzel sanatlara kadar pek çok farklı alanda bilgi ve fikir sahibi olmalıdır. Ancak bu takdirde başarılı bir mimar olunabilir. Bunlar da mimarlık mesleğini zor kılan kısımlardır.
Genç mimar / iç mimar adaylarına neler söylemek istersiniz?
Bana göre mimarlık bir iş değil yaşam tarzıdır çünkü mimarlık mesleğine adım atıldığında dünyayı algılama şekli de değişmiştir. Dolayısıyla hayatın her kesitinde meslekten bir parça bulabilirsiniz. Girdiğiniz bir mekana (restoran, müze, okul vb.) hep eleştirel gözle bakarsınız. Ziyaret ettiğiniz bir kentin yapılaşma ve şehirleşme mantığını düşünürsünüz. Gerçekten severek yapılması gereken br meslektir. Tekrar bir meslek seçme şansı sunulsa gene mimarlık seçerdim.
Haber: Gülçin Sezen Karaegemen Soylu
Yayınlayan: Nihal Özken
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı