İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, "Merkez Bankası faiz oranlarını düşürerek başta gayrimenkul olmak üzere tüm sektörün önünü aydınlatacak bir meşalenin kıvılcımını çaktı. Bankacılık, gayrimenkul ve diğer sektörlerin üzerine düşen görev de Merkez Bankası'nın çaktığı kıvılcımı ekonomiye ısıtacak bir meşaleye döndürmektir." açıklamasında bulundu.
Durbakayım, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun, bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını (politika faizi) 425 baz puan düşürerek yüzde 24'ten 19,75'e indirmesine ilişkin değerlendirmede bulundu.
Merkez Bankasının faiz oranlarını yüzde 19,75'e düşürerek başta gayrimenkul olmak üzere tüm sektörün önünü aydınlatacak bir meşalenin kıvılcımını çaktığını bildiren Durbakayım, bankacılık, gayrimenkul ve diğer sektörlerin üzerine düşen görevin de Merkez Bankasının çaktığı kıvılcımı ekonomiye ısıtacak bir meşaleye döndürmek olduğunu belirtti.
Durbakayım, faizlerin düşmesi sonucunda yatırım amaçlı alımların da harekete geçeceğini öngördüklerini belirterek, "Özellikle dövize kaçan tasarrufların tekrar ekonomiye kazandırılması için uygun bir zemin hazırlandığını düşünüyoruz. Geçici olarak dövizi tercih eden tasarrufların tekrar Türk lirasına dönmesiyle ve ertelenen harcamaların gerçekleşmesiyle birlikte ekonomideki çarkların daha sağlıklı dönmesini bekliyoruz.
Konut satışlarında ipotekli satışlar yani banka kredisi kullanılarak gerçekleşen satışların toplam satış içindeki payı yüzde 20’lere kadar gerilemesi, konut alıcılarının faiz oranlarına ne kadar hassas yaklaştığının bir göstergesidir. Normal şartlarda bu oranın yüzde 60-70 seviyelerinde olması gerekir. Gelişmiş ekonomilerde ise yüzde 90-95 mertebelerindedir. Sonuç olarak devlet kademesinde başlayan faiz indirimi ekonomik canlanma için çok çok önemli bir hamledir." ifadelerini kullandı.
Faizlerin düşmesi ve buna bağlı olarak dövizlerin ekonomiye kazandırılmasının her kesime katma değer sağlayacağının aşikar olduğuna dikkati çeken Durbakayım, konut ihtiyacı olanların daha az faiz maliyetiyle ev sahibi olacağını vurguladı.
Durbakayım, bankaların daha fazla kredi vererek para kazanacağını ve devletin tapu harcı ve KDV vasıtasıyla daha fazla gelir elde edeceğine işaret ederek, üreticilerin de faaliyetleri için gerekli olan finansman dengesini sürdüreceğini belirtti.
En önemli katkının, faiz indiriminin sektöre sağlayacağı sinerji ile genele yaygın bir katma değer olacağını savunan Durbakayım, "Diğer taraftan düşük faizin, ekonominin dinamosu olan inşaat sektöründeki üretimindeki maliyet artışını dizginleyeceği de su götürmez bir gerçektir." ifadesini kullandı.
"Hareket son çeyrekte başlar"
Nazmi Durbakayım, temmuz ayının bir önceki yılın aynı dönemine göre küçük bir daralma ile kapacağını belirterek, söz konusu dönemde yaklaşık 90 bin seviyelerinde satış gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini bildirdi.
Satışlardaki bu trendin ağustos ayından itibaren yönünün yukarıya çevirmesini ve yılın son çeyreğinde artan bir ivme ile devam etmesini beklediklerini aktaran Durbakayım, şunları kaydetti:
"Faizlerdeki düşüş eğiliminin artarak ve tüm finans sektörüne sirayet ederek sürmesi, projelerin tamamlanma noktasına gelmesi, devlet kanadında yapılan yasal çalışmalar sonucunda makroekonomik verilerde iyileşme görülecek olması, Türkiye üzerindeki politik ve ekonomik dış baskıların yapılan müzakereler sonucunda azalması bu beklentimizin temelini oluşturmaktadır.
Ancak sektörümüze yönelik çıkarılan yasa ve yönetmelikler sonucu yeni proje arzının azalması ve arz talep dengesine bağlı olarak fiyatlardaki trendin yukarı doğru olacağı kaçınılmaz görünmektedir. Nitekim maliyet artışların halen fiyatları tam olarak yansımaması, yeni projelerin satışa sunulmaması, konut fiyatlarının ağustos sonuna kadar cazip hale getirmektedir."
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı