2019 yılında uygulanacak asgari ücret için ‘Asgari Ücret Tespit Komisyonu’ dün toplandı. İşçi, işveren ve hükümeti temsil eden üçlü yapının hakim olduğu komisyonda Türk-İş gerçekleşen enflasyon artı refah payı isterken, TİSK ise asgari ücret desteğinin sürdürülmesini talep ediyor. Bu yıl ilk kez Türk-iş bünyesinde bir asgari ücretli de çalışmalara katıldı. Türk-İş adına görüşmelere katılan asgari ücretli Gülden Görmez, boşanmış ve 2 çocuk annesi, çocuklarından biri hırka alamadığı için okulu bırakmış.
Yalova Üniversitesi’nde özel güvenlik görevlisi olarak çalışan Görmez, komisyon toplantısı öncesinde gazetecilerle bir araya geldi. Görmez, çocuklarından birinin üniversitede okuduğunu, diğerinin ise lise 2’den terk olduğunu söyledi. Çocuğunun okulu terk etmesinde okul için gereken hırkayı alamamasının etkili olduğunu belirten Görmez, “Oğluma formasını aldım ama hırkasını alamadım. ‘Onu da bir ay sonra alırız’ demiştim. Okul yönetimi ‘prosedür gereği, o forma giyilmek zorunda’ diyerek sürekli oğlumu uyardığı için, oğlum da gurur meselesi yaptı bir daha gitmedi. Bunu bütün asgari ücretlilerin yaşadığına inanıyorum. Kiram 850 TL. Çocuk yardımıyla birlikte bin 903 TL alıyorum. Yemek artı yol gibi giderler ve kredi kartlarını çıkardığımda geriye 300-400 TL kalıyor. Asgari ücretliler ilerleyemiyor, bu maaşla olmuyor. Biz istiyoruz ki insanca yaşayabilelim” dedi.
Asgari ücretli işçi Gülden Görmez, Türk-İş yöneticilerinin Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na götürdüğü simitlerin tadına baktı.
İNSANCA YAŞAYALIM
Mutfakta makarna ve çorbanın başlıca yemekleri olduğunu söyleyen Görmez, şöyle konuştu: “İki kredi kartım var. İkisi de dolu. Borcu borçla kapatıyoruz. Mesela bir maaş yattı. ‘Eksi hesap’ta olduğum için direkt oraya kesiliyor. Tekrar onu kullanmak zorunda kalıyorum. Arada çok sıkıştım kredi çektim. Mecburum çünkü, dönmüyor, yoksa icralık olacağız. Bu sefer kredi taksiti eklendi üstüne. Yani biz aslında borcu borçla kapatıyoruz ama sadece o ayı kurtarmış oluyorsunuz. Onun dışından bütün bir yıl borçlu olarak yaşıyorsunuz. Bunun için de ne istediğinizi yiyebiliyorsunuz, ne de istediğinizi giyebiliyorsunuz. Sosyal hayatımız yok. Çünkü sosyal hayat demek para harcamak demek. Yok gidemiyorsunuz. Dediğim gibi asgari ücretliler ilerleyemiyor, bu maaşla olmuyor. Biz istiyoruz ki insanca yaşayabilelim.”
2 TARAFIN DA HAKLARI KORUNACAK
İNSANCA YAŞAYALIM
Mutfakta makarna ve çorbanın başlıca yemekleri olduğunu söyleyen Görmez, şöyle konuştu: “İki kredi kartım var. İkisi de dolu. Borcu borçla kapatıyoruz. Mesela bir maaş yattı. ‘Eksi hesap’ta olduğum için direkt oraya kesiliyor. Tekrar onu kullanmak zorunda kalıyorum. Arada çok sıkıştım kredi çektim. Mecburum çünkü, dönmüyor, yoksa icralık olacağız. Bu sefer kredi taksiti eklendi üstüne. Yani biz aslında borcu borçla kapatıyoruz ama sadece o ayı kurtarmış oluyorsunuz. Onun dışından bütün bir yıl borçlu olarak yaşıyorsunuz. Bunun için de ne istediğinizi yiyebiliyorsunuz, ne de istediğinizi giyebiliyorsunuz. Sosyal hayatımız yok. Çünkü sosyal hayat demek para harcamak demek. Yok gidemiyorsunuz. Dediğim gibi asgari ücretliler ilerleyemiyor, bu maaşla olmuyor. Biz istiyoruz ki insanca yaşayabilelim.”
ASGARİ Ücret Tespit Komisyonu’nun açılışını yapan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, komisyondan işçi ve işverenlerin haklarını koruyacak bir sonuç çıkacağına inandığını söyledi. Selçuk şunları söyledi: “2019’da en önemli önceliklerimizden biri istihdamı artırmak olacak. Bu çerçevede 2019’da istihdamı koruyacak ve daha da arttıracak en önemli eylemlerden biri asgari ücretin hem hem çalışanlar hem de işverenler için ekonomik konjonktürle uyumla bir şekilde ve verimliliğe de katkı verecek bir şekilde tespit edilmesi olacak. Elbette işçi ve iş verenler belirlenecek asgari ücretin üzerinde bir ücreti belirleme imkanına da sahip. Bu konuda uygulama geliştiren firmalarımız da var. En büyük temennimiz bu tür uygulamaların daha yaygın hale gelmesi yönünde.”
2 BİN 200 TL MANTIKLI RAKAM
KOMİSYONDA işçi heyetine başkanlık yapan Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat da komisyondan beklentilerini “Yıllık enflasyon yüzde 25’i buldu. Sadece eylül ayında tüketici fiyatları yüzde 6.30 oranında arttı. Ücretli çalışanların zaten yetersiz olan gelirleri enflasyon karşısında iyice eridi. Çalışanların geçim şartları katlanmaz boyutlara geldi” diyerek anlattı. Irgat, “Asgari ücretle çalışanlardan yine fedakarlık bekleniyor ancak olağanüstü ekonomik koşullardan geçtiğimiz bugünlerde, fedakarlık işçilerden beklenmemelidir” ifadelerini kullandı. Türk-İş Başkanı Ergün Atalay da, 2 bin 200 TL gibi bir rakamın mantıklı olabileceğini kaydederken, “Önce bir gerçekleşen enflasyonu versinler. Üzerine de bir refah payı söz konusu olsun” dedi. Ülkede patron ağırlıklı bir Meclis’in, sermaye ağırlıklı bir yapının olduğunu söyleyen Atalay, “Biz asgari ücretli, emekli, işçi, çiftçi, işsiz bu ülkenin yüzde 70’yiz. Her sıkıntıda nefes kredisi, her sıkıntıda rahatlatma kredisi herkese var. İşte bizim de bir talebimiz oldu. Ben 20 bin lira söylemedim ki, söylediğimiz 2 bin lira. İşveren temsilcileri bunun çok kötü olduğunu, çok fazla olduğunu ifade ediyorlar. Böyle bir yapının içerisinde ‘biz bunları simitle, çayla çalıştıralım’ düşüncesinde işverenler var. Bu görüş kör bir görüş” diye konuştu.
İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİ ALINMASIN
İŞVEREN heyetine başkanlık yapan Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç da, “Asgari ücrette yapılacak artış oranı belirlenirken ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik durum, hedef yatırımlılık, verimlilik, işsizlik ve özellikle son aylarda kayda değer şekilde yol aldığımız enflasyonla mücadele
hedefleri de
dikkate alınmalı. Son üç yıldır işverenlere verilen asgari ücret desteğinin 2019 yılında da artarak devam etmesini istiyoruz. Asgari ücret, çalışanların geçim ücretini değil, çalışanlara ödenebilecek en alt limiti ifade eden bir göstergedir. Geçen yıl da beyan ettiğimiz yüzde 2 olan işsizlik sigortası işveren payının 2019 yılı için alınmamasını, SGK işveren desteğinin yüzde 5’ten yüzde 6’ya çıkartılmasını, toplu iş sözleşmesi imzalanan iş yerlerinde bunun yüzde 7 olarak uygulanmasını, ücretlerde vergi dilimleri ve kesinti oranlarının tekrar gözden geçirilmesini talep ediyoruz.”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı