ABD Başkanı Donald Trump, Avrupa’nın ABD ile ticarette büyük bir paydaya sahip olduğunu belirterek, çelik, otomobil ve kimya gibi kritik sektörlere yönelik gümrük vergileri uygulama tehdidinde bulunmuştu. Macron ve Scholz, bu tehditler karşısında Avrupa’nın güçlü ve birleşik bir yanıt vermesi gerektiğini savundu.
Scholz, Almanya’nın AB gündemiyle ilgili üç önemli konuyu, “Avrupa otomobil endüstrisinin cezalandırılmaması, Avrupa çelik endüstrisi için daha fazla koruma ve şirketlerin yükümlülüklerinin azaltılması da dahil, sürdürülebilirlik raporlarının askıya alınması” şeklinde sıraladı. Scholz daha ılımlı bir yaklaşım benimseyerek ABD ile ticaret ilişkilerini müzakere yoluyla yönetmeyi savundu. "Bu hafta yeni bir ABD yönetimiyle karşı karşıyayız. Başkan Trump'ın bir meydan okuma olacağı şimdiden belli," diye konuştu ve “Bizim pozisyonumuz nettir. Avrupa yaklaşık 450 milyon vatandaşı olan büyük bir ekonomik alan. Biz güçlüyüz. Birlikte duruyoruz. Avrupa eğilip saklanmayacaktır," diye ekledi.
Macron ise Avrupa'nın bağımsızlığını ve ekonomik egemenliğini pekiştirmesi gerektiğini şu sözlerle ifade etti; "ABD'de yeni yönetim göreve geldiğine göre, Avrupalılar ve dolayısıyla iki ülke (Fransa-Almanya) için birleşik, güçlü ve egemen bir Avrupa'nın pekiştirilmesinde üzerlerine düşeni yapmak her zamankinden daha önemli hale gelmiştir,". Fransa’nın gerektiğinde misilleme yaparak karşı önlemler alabileceğini dile getirdi.
Her iki lider de Avrupa’nın ekonomik çıkarları için bir araya geldi. Scholz, seçimler öncesinde düşen kamuoyu desteği nedeniyle ticari gerilimleri yatıştırmaya odaklanırken, Macron ise bölünmüş parlamento ve iç siyasi dengeler içinde daha sert bir tutum benimsemekte kararlı görünüyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı