Cushman Wakefield Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Sur, kentsel dönüşümün, nüfus artışı, kentleşme ve göç nedeniyle ihtiyaç duyulacak yeni konutlarla birlikte gayrimenkul geliştirme ve inşaat sektörüne 15 yılda 3 trilyon dolarlık iş hacmi sağlayacağını belirterek, "Dönüşümün uygulanmaya başladığı son bir yılda taş yerinden oynadı. Türkiye'nin birçok yerinde dönüşüm projeleri için harekete geçildi. Bundan sonra da güçlenerek ivmesini artıracağını öngörüyoruz" dedi..
Sur, AA muhabirine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 5 Ekim'de İstanbul Esenler'de gerçekleştirilen ilk yıkımla uygulamasına başlanan kentsel dönüşümün birinci yılını değerlendirdi.
Dönüşümün Türkiye'nin yürüttüğü en önemli projelerin başında geldiğine işaret eden Sur, bu kapsamda ülkedeki 20 milyon konut stoğundan 7 milyonunun yıkılıp yapılması için ortalama 15 yıl gerektiğini söyledi.
Sur, 7 milyon konut yenilenirken Türkiye'nin nüfusu ve kırsaldan kente göçün devam edeceğini belirterek, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin yılda 500 bine ulaşan konut talebi, yalnızca nüfus artışından kaynaklanıyor. Sadece bu durum nedeniyle 15 yılda yaklaşık 7,5 milyon konuta daha ihtiyaç duyulacak. Türkiye'nin kentleşme oranı dikkate alındığında, artan nüfusa paralel yaklaşık 10 milyona yakın nüfusun kentlere göç edebileceğini öngörebiliriz. Bu da ilave 2 milyon konut talebi doğurur. 15 yılda 7 milyon konutun yıkılacağı dönüşümle, bunları da eklersek, aslında bizim minimum 15 milyon konut yapma zorunluluğumuz var. 15 yılda 15 milyon konut. Ekonomideki çarpan etkisini de dikkate aldığımızda gayrimenkul geliştirme ve inşaat sektörü açısından yaklaşık 2,5-3 trilyon dolarlık iş hacminden bahsediyoruz. Dolayısıyla dönüşüm, sektör açısından bu kadar önemli bir konu. Katma değerinin de yüksek olduğunu dikkate aldığımızda, bu sürecin doğru yürütülmesi ve yönetilmesiyle Türkiye'nin bugün var olan ekonomik gücünü, gayri safi milli hasılasını kolaylıkla ikiye katlayabileceğini görüyor, hissediyoruz ki, tahminler de bu yönde."
Dönüşümle her yıl yaklaşık 450 bin konutun yıkılıp yapılmasının zaruri olduğunu ifade eden Sur, "15 yılda 15 milyon konut deyince, Türkiye'nin bugün itibarıyla 700 bin konut olan üretim kapasitesinin ise yılda bir milyon konuta erişmesi söz konusu" diye konuştu.
-"Toplum, ilk 6 aydan sonra ilk işaretleri aldı"
Dönüşüme hızlı bir girişin söz konusu olduğunu vurgulayan Sur, kentsel dönüşümün ilk 6 ayının, değerlendirme, algılama süreci olduğunu bildirdi.
Kamuoyu nezdinde "Kentsel dönüşüm nedir, fayda mıdır zarar mıdır, ne getirir ne götürür, evimizden yurdumuzdan mı çıkarılıyoruz, bir yerlere rant kapıları mı açılıyor" endişeleri bulunduğunu anlatan Sur, daha sonra toplumun, yerel yönetimler ve özel sektörün katılımıyla, iyi niyet, şeffaflık, dürüstlükle, toplumsal uzlaşı ve barış ortamı içinde sürecin başarılı olacağının ilk işaretlerini aldığını söyledi.
Bu aşamadan sonra projelerin hız kazanmaya başladığını dile getiren Sur, dönüşümde artın tempoda ivmelenmeyi hissettiklerini belirtti.
Dönüşüm uygulamasının başladığı son bir yılda "taşın yerinden oynadığını, düğmeye basıldığını" ifade eden Sur, "Sadece İstanbul'da değil, Türkiye'nin birçok yerinde kentsel dönüşüm projeleri için harekete geçildi ve bundan sonra daha da güçlenerek ivmesini artıracağını öngörüyoruz" dedi.
Geçen sürede piyasaların sıkıntıya girdiği, dış politikada sorunların yaşandığı ve haziranda toplumsal gösterilerin yapıldığı ortamda bile inşaat, gayrimenkul sektörünün yüzde 7,5 büyüdüğünü hatırlatan Sur, "Bunda da dönüşümün itici gücünün, getirdiği heyecanın, toplum ve özellikle gayrimenkul, inşaat sektörü üzerindeki yansımasının pozitif olduğunu gözlemliyorum. Bu çerçevede de kentsel dönüşümün piyasalara ve gayrimenkul piyasalarına olumlu etki yaptığına şahit oluyoruz" diye konuştu.
-"Dönüşümün sıkıntısı, alt gelir gruplarının ihtiyacı 2 milyon konut"
Dönüşümün en çok "alt gelir gruplarının ihtiyacı yaklaşık 2 milyon civarındaki konutun yapımı ve finansmanı" konusunda zorlayacağını da ifade eden Sur, şunları kaydetti:
"Alım gücü yüksek yerlerde ya da gayrimenkul satış ve kira rayiçlerinin yeterince yüksek olduğu yerlerde zaten süreç kendi içinde hızla çalışıyor. Ancak önemli olan alım gücü bulunmayan vatandaşın, 'Evini yıkıyoruz, sana yeni ev vereceğiz' dediğimizde bunu neyle finanse edebileceği ya da onlara nasıl bir model uygulanacağı noktasında toplanıyor."
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı