Türkiye’deki binaların tümünün, daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşması gerektiğini belirten Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkanı Levent Gökçe, “2019 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nda, nüfusun yüzde 39,3’ünün konutunda yalıtımdan dolayı ısınma sorunu yaşadığı, yüzde 26,1’inin de trafik veya endüstrinin neden olduğu hava kirliliği, çevre kirliliği veya diğer çevresel sorunlarla karşılaştığı ortaya çıktı. Binalarımızı ısı yalıtımlı hale getirerek kışın ısıtma, yazın ise soğutma için harcanan enerji tüketimini düşürebilir, böylece atmosfere yayılan sera gazı salımını da azaltmış oluruz. Fosil yakıt tüketiminin azalmasını sağlayan standart ısı yalıtımı uygulamaları, çevresel sorunlar ile mücadelede en etkin uygulamalardan biridir” diye konuştu.
Isı yalıtımlı binaların sayısını artırarak, küresel ısınmaya karşı mücadeleye de katkı sağlamamanın mümkün olduğunu vurgulayan Levent Gökçe şunları söyledi: “Günümüzde ne kadar az fosil yakıt tüketirsek o seviyede karbon salımını azaltır, hava kirliliği ve küresel ısınmaya karşı daha etkin rol alabiliriz. Nitekim İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) bünyesinde, İstanbul'da son 5 yıldaki hava kirliliği oranı üzerine yapılan araştırmanın sonuçları da ısı yalıtımının önemini ortaya çıkardı. İstanbul'da son 5 yılda hava kirliliğinin yüzde 21 azaldığının tespit edildiği araştırmada; İstanbul'da ‘doğal gaz kullanımının artması’, ‘sanayi tesislerinde yapılan iyileştirme çalışmaları’, ‘konutlarda ısı yalıtımının yapılması’, ‘çevreye daha az zarar veren araçların oranının arttığı’ ve tüm bu faktörlerin hava kirliliğinin azaltılmasına olumlu yönde etki ettiği vurgulandı.”
Binalarımız çevre dostu olmalı
Türkiye’de bir metrekarelik bir alanın ısıtılması için harcanan yıllık enerji miktarının gelişmiş ülkelerin çok üzerinde olduğuna dikkat çeken Levent Gökçe, “Oysa gerek enerji verimliliği gerekse küresel ısınma ve iklim değişikliği ile ilgili hedeflere ulaşmamız için daha kalın yalıtım malzemesi kullanarak verimlilik sağlamalıyız. Gelişmiş ülkelerde tanımlanmış U değerleri (ısıl geçirgenlik değeri) ile ülkemizde tavsiye edilen U değerlerini mukayese ettiğimizde, ülke olarak U değerlerimizin iyileştirilmesi gerekliliğini açıkça görüyoruz. Türkiye’deki binaların tümünün, daha az enerji harcayan çevre dostu bir yapıya kavuşması öncelikli hedefimiz olmalı” şeklinde konuştu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı