Avdagiç, “Dezenflasyon sürecini hızlandırmak elimizde. Bir an önce kalıcı düşük enflasyon hedefine ulaşmayı istiyoruz. Bunun için de iki şeye ihtiyacımız var. Enflasyonla mücadelede topyekûn kararlılık ve yatırım ortamının süratle iyileştirilmesi. Bu iki konuda atacağımız kararlı ve güçlü adımların, yazacağımız yeni Türkiye hikayesinin de temellerini oluşturacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
“Sıkı para politikasının önümüzdeki dönemde baskı oluşturmasına hazırlıklı olmalıyız”
Avdagiç bildirdiği görüşlerinde, 12 aylık ihracatın ilk defa 260 milyar dolar sınırını aştığının ve Türkiye’nin CDS’lerinin 250 baz puan civarına gerilediğinin üstüne basarken, “Bu aşamada 2 noktaya dikkat çekmek isterim. Sıkı para politikasının ve dezenflasyon sürecinin devamının, önümüzdeki dönemde büyüme üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturmasına hazırlıklı olmalıyız. Yine yüksek faiz ve buna bağlı kısa vadeli dış kaynak girişiyle birlikte TL’deki değerlenmenin, ihracatı baskılamaya devam etmesi ve ithalatta artışa yol açmasına karşı tedbirli olmak gerekiyor. Aksi takdirde dış dengenin büyümeye katkısını ortadan kalkabilir.” dedi.
Şekib Avdagiç, yabancı heyetlerle yaptıkları görüşmelerden ve uluslararası kuruluşlardan Türkiye ekonomisi hakkında olumlu sözler duyduklarını aktardı ve “Özellikle son dönemde yurtdışından Türkiye ekonomisine bakışta ciddi bir iyileşme gözlüyoruz. Sözgelimi CDS’lerimiz 250 baz puan civarına geriledi. Artık daha ucuza kaynak bulabiliyoruz. İhracat pazarlarımızda görünümün daha da iyileşmesini bekliyoruz. Bunun da dış talep tarafında olumlu bir etki oluşturup, firmalarımıza iç pazardaki sıkışıklığı aşma şansı sağlayacağına inanıyoruz” şeklinde konuştu.
“KOBİ'lere yönelik finansman imkanları iyileştirilmeli”
Şekib Avdagiç, KOBİ’ler ile alakalı şu ifadeleri kullandı: “Bununla birlikte bu dönemde oluşan ‘carry trade’ imkanının, uzun sürmesi halinde bazı risklere yol açabileceğini de belirtmemiz gerekiyor. Zira sıcak paranın çıkışı, kimi zaman girişte oluşturduğu olumlu etkinin şiddetinden daha yüksek bir şiddette olumsuz etkide bulunabilmektedir. Bu dönemde özellikle TL borçlanmak zorunda olan KOBİ’lere yönelik finansman imkanlarının iyileştirilmesinin ve KGF destekli kredilerin maliyetinin düşen enflasyon paralelinde yeniden gözden geçirilmesinin önemli ve gerekli olduğunu düşünüyoruz.”
Avdagiç, 2023 Temmuz ve Ağustos aylarında %9’un üzerinde seyreden enflasyon rakamlarının endekslenmesi ile birlikte yıllık enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme beklediklerini belirtti. Başkan Avdagiç, ekonomi yönetiminin sıkça vurguladığı gibi, dezenflasyon sürecinin başladığını, buna bağlı olarak fiyatlar genel düzeyindeki keskin düşüşün, bozulan fiyatlamaların hızla düzelmesini sağlayacağını ifade etti. Başkan Avdagiç, bu durumun ise piyasanın geleceğe dair aşırı fiyatlamalarını önemli ölçüde azaltacağı yorumunda bulundu.
Avdagiç, yaz aylarıyla birlikte turizm sektörünün ekonomiye katkısının artması ile ilgili şunları söyledi: “Bu sene turizmde güçlü bir sezon bekliyoruz. 2024 yılının ilk aylarındaki eğilimler devam ederse, bu yıl için belirlenen 60 milyon ziyaretçi, 60 milyar dolar gelir hedefine zorlanmadan ulaşılacak gibi görünüyor. Turizm gelirleri, Türkiye’nin cari açığının azalmasına kritik bir katkı vereceğini gösteriyor”
Şekib Avdagiç, turizm gelirlerinin 2024 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre %5,4 artarak 8,8 milyar dolar olduğunu belirtti ve bu rakamın tüm zamanların en yüksek ilk çeyrek turizm geliri olduğunu ifade etti.
“Türkiye turizmde rakiplerimize kıyasla daha pahalı bir ülkeye dönüşüyor”
Dünya Turizm ve Seyahat Konseyi’nin projeksiyonlarına göre, Türkiye’nin 2033 yılında turizmde 135 milyar dolarla global lider konumuna yükselmesinin tahmin edildiğini dile getiren Şekib Avdagiç, ”Turizmde dünya genelinde en çok turist ağırlayan ülkeler arasında 5. sıraya yerleştik” açıklamasında bulundu.
Turizmdeki bu güçlü ilerlemenin yanı sıra, Avdagiç, Türkiye’nin artan maliyetler nedeniyle diğer rekabetçi ülkelerle kıyaslandığında yavaş yavaş daha pahalı bir destinasyon haline geldiğine vurgu yaptı. Avdagiç, şunları belirtti: “Tur operatörleri, potansiyel Türkiye turlarını, görece daha ucuz kalan Yunanistan, İspanya ve Mısır gibi ülkelere yönlendiriyor. Bu durum, turizm gelirlerimiz üzerinde baskı oluşturabilir. Nitekim ilk çeyrek verileri, Türkiye’nin ziyaretçi başına ortalama gelirinin geçen yılki 1.020 dolar seviyesinden bu yıl 975 dolara indiğini gösteriyor. Evet, sahip olduğumuz zengin turizm potansiyeli dikkate alındığında, Türkiye ucuz bir tatil destinasyonu olmayı hak etmiyor. Ancak, pahalı bir destinasyon olmak, maliyetten kaynaklanan bir pahalılığı değil, katma değer ve reel gelirdeki artışa dayalı yüksek fiyatlara dayanmayı gerektirir.” şeklinde konuştu.
“Kongre turizminde 70 karar verici ile strateji oluşturacağız”
İTO Başkanı Avdagiç, Türkiye’nin turizm hedeflerine İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) ve işbirlikçileri ile ciddi katkılar sağladıklarına dikkat çekti. Avdagiç, ICVB olarak başlattıkları iki önemli araştırma projesini şu şekilde açıkladı: “Bunlardan ilki İstanbul Turizm Endeksi projemiz. Bu projemizle İstanbul'a gelen yabancı ziyaretçilerin iş, sağlık ve eğlence gibi çeşitli alt kategorilerdeki davranışlarını, tercihlerini ve harcama alanlarını incelemeyi hedefliyoruz. Dolayısıyla bu kategoriler hakkında doğru veri ve istatistikler elde edeceğiz. İkinci projemiz ise doğrudan kongre turizmi odaklı Fikri Sermaye Araştırma Projesi. Bu projeyle İstanbul’a uluslararası büyük çaplı toplantıları getirme potansiyeline sahip 70 en önemli “fikri sermaye” liderini tanımlayacağız ve bir strateji oluşturacağız. Sonuç itibariyle 70 karar vericinin tespiti ve onların oluşturacağı çarpan etkisiyle İstanbul’da her yıl daha çok uluslararası kongrenin yapılacağına inanıyoruz."
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı