Bu ittifak, çelik üretim süreçlerini dönüştürmeyi hedefleyen iki önemli projede Japon kuruluşlarından finansman sağlamayı amaçlamaktadır. Hindistan'ın çelik sektörü, demir cevheri ve kömür gibi geleneksel hammadde kaynaklarına olan bağımlılığı nedeniyle aşırı karbon emisyonlarıyla mücadele etmektedir. Bu çerçevede, Hindistan, çelik ithalatındaki artışa yanıt olarak örneğin hurda gibi alternatif kaynakların kullanımını özendirmektedir. Özellikle Çin'den artan çelik ithalatına yanıt olarak, %8-12 arasında değişen ithalat vergileri uygulamak da dahil olmak üzere koruyucu önlemler uygulamaya koydu.
Tahminler, Hindistan'ın 2026 yılına kadar metalürjik kömürün ana ithalatçısı olma yolunda ilerlediğini gösteriyor. Japon teknolojilerinin entegrasyonunun CO₂ emisyonlarında önemli bir azalmaya yol açması bekleniyor. Bu, kok kömürünün hidrojenle değiştirilmesine ve Karbon Yakalama, Kullanım ve Depolama (CCUS) teknolojilerinin entegre edilmesine yönelik girişimleri içeriyor.
Nippon Steel'in 'Super COURSE 50' projesi, CO₂ emisyonlarında %22'lik bir azalma olduğunu ortaya koyuyor ve 2023 yılına kadar ilave %30'luk bir azalma hedefliyor. Hindistan'ın hedefi, daha sürdürülebilir bir küresel girişimlere uyum sağlayarak 2030 yılına kadar emisyonlarda %45'lik bir azalma elde etmektir.
SCOPE 21 projesi, gelişmiş kok yapım tekniklerine odaklanıyor ve üretkenliği artırmak için koklaşamaz kömürün kullanımını teşvik ediyor. Hindistan'ın çelik endüstrisi parametrelerinin küresel kriterlerin gerisinde kalmasına rağmen, bu durum büyüme ve uluslararası standartlara uyum için fırsatlar sunuyor.
Hindistan'ın emisyon azaltma taahhüdü, 2030 yılına kadar 1.500 GW'lık fosil olmayan yakıt enerjisine doğru önemli bir geçişi içeriyor; yenilenebilir enerjinin çelik üretimine entegrasyonunu vurguluyor ve 5 milyon metrik ton yeşil hidrojen üretmeyi amaçlıyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı