Mimarlık, mühendislik, şehircilik, peyzaj tasarımı, endüstri tasarımı, arkeoloji, kültür, sanat vb. konu başlıklarında kitaplar yayımlayan YEM Yayın, kitaplarına bir yenisini daha ekledi. Bahçeşehir Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ece Ceylan Baba tarafından yazılan 'Loft' başlıklı kitap; loft kavramını, mimari ve tarihi bir perspektifte ele alıyor.
Kitabın tanıtımı kapsamında Yapı-Endüstri Merkezi'nde (YEM) düzenlenen panelde de, loft gibi mimari kavramların ülkemiz konut sektöründe iletişim, pazarlama, geliştirme odaklı kullanımları ele alındı. 'Pazarlama Argümanı Olarak Kullanılan Mimari Kavramlar' başlıklığını taşıyan ve Yrd. Doç. Dr. Ece Ceylan Baba’nın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panele konuşmacı olarak da iletişimci ve Next Academy Başkanı Levent Erden ile KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik katıldı.
İthal edilmiş bir kavram, loft
YEM Genel Müdürü Tolga Türkanık'ın hoşgeldiniz konuşmasıyla başlayan panelin açılışını yapan Ece Ceylan Baba; aslında bir kentli olarak herkesin farkında olduğu, üzerinde düşündüğü ve biraz da dertlendiği bir konuyu, İstanbul'da 2000'li yıllardan sonra hızlanan konut üretimini ve mimari söylemlerini ele alacaklarını söyledi. Yaklaşık 4 yıl önce, neredeye her mecrada karşılaştığı konut projelerine ait reklam, ilan vb çalışmaları, ulaşabildiği sektörel verileri toplamaya başlayarak ilk adımları atılan çalışmasının 'Loft' kitabına dönüştüğünü ifade eden Ece Ceylan Baba; mimari bir tipoloji olarak ilgisini çeken 'loft'ların tarihsel gelişiminden bahsetti.
Sanayi devrimi sonrası yeniden şekillenen üretim süreçlerinin bir sonucu olarak değerlendirilebilecek 'loft'ların İstanbul'da gerçek bir örneğinin bulunmadığını kaydeden Ece Ceylan Baba, bizim için ithal edilmiş bir kavram olduğunu aktardı. İstanbul'da tipolojinin birkaç özelliğinin uygulanmasıyla projelerin 'loft' olarak pazara lanse edildiğine değinen Ece Ceylan Baba; bunun da bir pazarlama çalışması olduğunu kaydetti.
"Her 10 yılda bir yaşanan sosyo-ekonomik değişim konut talebini de belirliyor"
Türkiye'de 1980'li yıllardan başlayarak değişen ekonomik yapının, artan milli gelirin ve bununla birlikte farklılaşan beklentilerin konut sektörünü de doğrudan etkilediğini vurgulayan KONUTDER Başkanı Ömer Faruk Çelik de; başlangıçta sadece başını sokacak bir yer aranırken, sürecin apartmanlara ve oradan da sitelere evrildiğini anımsattı. Neredeyse her 10 yılda bir yaşanan bu sosyo-ekonomik değişimin konut talebini de belirlediğini kaydeden Çelik, inşaat sektörünün önümüzdeki 10 yıllarda ekonomide, sosyal yapıda yaşanacak olası değişimler üzerine çalışması ve yeni arayışlar içinde olması geretiğini söyledi.
Türkiye'de son 7 yılda ortalama 630 bin yeni konut ihtiyacı ortaya çıktığına, İstanbul'da ise yıllık konut ihtiyacının 120 bin olduğuna dikkat çeken Çelik, ancak fiyat segmentlerine göre konut arzına bakıldığında rekabetin ihtiyacın küçük bir dilimini oluşturan orta-üst segmente sıkışıp kaldığına işaret etti. Gayrimenkul sektörünün büyük beklentileri olduğu yabancıya konut satışına da değinen Çelik, 1980'lerde tekstil, 1990'larda ise turizm sektörlerinde yapılan hataların burada da yapılmasından duyduğu endişeyi ifade etti.
"Yaşanan kakafoninin sebebi mimari terimler değil"
İletişimci, Next Academy Başkanı Levent Erden ise Türkiye'de son 30 yılda yaşanan değişimler üzerinden konut pazarlama stratejileri ve dili üzerine değerlendirmelerde bulundu. Mimari terimlerin, amacı son tüketiciye ulaşmak olan pazarlama faaliyetlerinde bir argüman olarak kullanıldığını düşünmediğini belirten Erden; ortada bir kakafoni olduğunu, ancak bunun sebebinin mimari terimler olmadığını belirtti. Sektörün, iyi ajanslarla çalışmadığını vurgulayan Erden, "Önümüzde bir iki iyi örnek olsaydı, herşey daha farklı olabilirdi; ama hiç iyi örnek yok" diye konuştu. Bunun sorumlusu olarak 'nihai tüketici böyle istiyor' argümanına sığınılamayacağını kaydeden Erden, karar verici pozisyonda olmayan tüketicinin dolayısıyla hiçbir şeyden sorumlu tutulamayacağını sözlerine ekledi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı