Başkanı Hakan Akbal, son günlerde ekonomide yaşanan sıcak gelişmelerden duydukları kaygıyı ifade ederek yarın toplanacak Para Politikası Kuruluna çağrıda bulundu. Akbal tarafından Kurul’a yapılan çağrıda şu uyarılar içeriyor:
Bilindiği üzere ülkemizde para politikası stratejisinin belirlendiği en önemli inisiyatiflerden birini Para Politikası Kurul’u kararları oluşturmaktadır. Bu kapsamda “Fiyat istikrarını sağlamak amacıyla para politikası ilke ve stratejilerinin belirlenmesi” Kurul’un ekonomi politiğe ilişkin en temel misyonu olarak tanımlanmaktadır.
Bu prensiplere bağlı olarak, iş dünyası adına Kurul’un 22 Nisan tarihli toplantıda ekonomide açıkça bir krize dönüşen gelişmeler önlemek amacıyla acil tedbirler almasını bekliyoruz.
2015 yılına girmemizden bu yana geçen 3,5 aylık sürede doların Türk lirası karşısında % 15 değer kazanmasını ne ekonominin normal kurallarıyla, ne de doların uluslar arası seyriyle açıklamak mümkün değildir. Orta Vadeli Plana göre Hükümetin 2015 yılı ortalama dolar hedefinin 2,29;2016 yılı hedefinin 2,37; 2017 yılı hedefinin i se 2,44 olarak hesaplanmış olması içinde bulunduğumuz durumun vahametini açıkça göstermektedir. Bu hesap, ekonominin maalesef kriz düzeyi kabul edilecek çok kritik bir noktaya geldiğinin açık ifadesidir. 2017 yılı için hesaplanan 2,44 liralık dolar hedefini, 2015’in ilk aylarında geçmiş olduk”
2,70’e ulaşan seviye ile üç yıl sonraki dolar hedefinin bile yüzde 10 üzerinde olduğumuzu kaygıyla izlediklerini ifade eden Akbal” İş dünyası olarak, içinde bulunduğumuz günlerde adı konulmamış bir devalüasyon yaşadığımızı görüyoruz.
Dolardaki bu hızlı yükselme, ne yazık ki sürdürülebilir sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır. Kurdaki bu seviye önümüzdeki günlerde, sert bir biçimde maliyetlere yansıyacak ve enflasyonda iki haneli rakamlara ulaşılacaktır.
Domino taşları ard arda devrilmeye başlamadan önce gerekli önlemlerin alınması için, kuruluşumuz GÜNGİAD adına Para Politikası Kuruluna tarihi sorumluluk gereği çağrıda bulunuyorum ve daha ne bekliyorsunuz diyorum.
Doların ateşini düşürmek ve piyasadaki gerilimi gidermek için derhal faizleri artırma kararı vermelisiniz.
Para Politikası Kurulu ve Merkez Bankası bu konuda sessiz kalmaya devam ederse, birinci önceliği olan, fiyat istikrarının sağlanması ve enflasyonun azaltılması hedeflerinden tamamen uzaklaşacaktır.
Merkez Bankası bağımsız olduğunu hatırlamalı ve bu bağımsızlığın gereği olarak piyasaya doğru argümanlarla müdahale etmelidir.
2015 ilk üç ayındaki enflasyon % 3’ün üzerinde artmışken, % 11,3 düzeyindeki işsizlik rakamlarıyla kriz dönemlerindeki rakamlara yaklaşmışken, dolarda yılın ilk üç ayı içerisinde % 15 düzeyinde bir artışa ulaşılmışken Merkez Bankası’nın ve Para Politikası Kurulu’nun seyirci kalması kabul edilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle Para Politikası Kurulu’nun, piyasada anında reaksiyon verecek radikal bir faiz tedbiri almasının kaçınılmaz olduğunu düşünüyoruz.
Bizim talebimiz faizin en az 200 baz puan yükseltilmesidir.
Halen % 7,5 olarak tespit edilmiş politika faizi ile dolara müdahale etme şansı kalmamıştır”
Kurul’un bu konuda tarihi bir sorumluluğu olduğunu ve bu sorumluluğun gereğini yerine getirmesi gerektiği düşündüklerini sözlerine ekleyen Hakan Akbal “ Siyasi iradenin de, Merkez Bankası ve Kurul’a alınacak kararlarda kolaylaştırıcı bir tavır içerisinde olmasını bekliyoruz. Nitekim, siyasi iradenin, özellikle 2002-2012 arasındaki 10 yıllık periyot içerisinde elde ettiği kazanımlar ve ekonomik başarıların görünür bir şekilde eridiğini görmesi gerekmektedir.İş dünyasını temsil eden kuruluşlardan birinin başkanı olarak siyasi iradeye ve ekonomi bürokrasisine içinde bulunduğumuz geminin su almaya başladığını bir kez daha hatırlatmak istiyorum.
Merkez Bankası ve Para Politikası Kurul’u içinde bulunduğumuz dönemde “cesur yürek” olmak zorunda ve bu cesaretin en önemli dayanağının da bağlı olduğu kanunlar ile “bağımsız iradesi” olduğunu unutmamalıdır” dedi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı