İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, pandemi ile hızlanan Türkiye’nin lojistik üs ve küresel tedarik merkezi olma kabiliyetinin, 2022 yılında üretim gücünü ve lojistik performansı artıracak adımlarla güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Öztürk, “Ülkemizin küresel tedarik merkezi konumunu sağlamlaştırması için istikrarlı bir döviz kuruna, rekabetçi üretim ve ihracat gücüne, yüksek lojistik performansına sahip olması gerekiyor. Ürettiğimizi malı en hızlı şekilde ve en düşük maliyetle denizyoluna aktarmalıyız. Ülkemiz lojistiği stratejik sektör olarak değerlendirmeli, milli gemi filomuzu büyütecek, limanlarımızı sanayi merkezlerine bağlayacak adımları atmalıdır” dedi.
LOJİSTİK DARBOĞAZLAR DEVAM EDECEK
Küresel tedarik zincirindeki tıkanıklığın 2021 yılında da yoğun şekilde devam ettiğine dikkat çeken Öztürk, 2020 yılında yüzde 10 civarında daralan küresel mal ticaretinin, bu yıl yüzde 22, gelecek yıl yüzde beş-altı seviyelerinde büyüyeceğinin tahmin edildiğini ifade etti.
Öztürk, “Güçlü talep dünya ticaretini büyütürken, üretim ve taşımacılık bu büyümeyi takip etmekte zorlanıyor. Yüksek hammadde fiyatları ve yüksek enflasyon, ticaret savaşları, kırılgan ekonomiler, parasal sıkılaştırmalar gibi risklere bağlı olarak lojistik darboğazların 2022 yılında da tedarik zincirindeki aksamalara yol açması bekleniyor. Ticaretin normal akışına dönmesi, tüketim hızının yavaşlamasına bağlı olacak. Denizcilik de bu gelişmelere uyum sağlamaya çalışıyor. Deniz taşımacılığı ve lojistik sektöründe kartların yeniden karıldığı dönem geride kaldı, kartların yeniden basıldığı bir döneme girildi. Çin gibi bazı gelişmiş ülkeler, küresel tedarik sorunlarını çözmek için deniz, hava ve kara lojistik firmalarını tek bir merkezde yeniden organize ederken, dev gemi operatörleri yeni satın almalar ile limandan limana yaptıkları taşımacılığı fabrikadan kapıya kadar uzatıyorlar. Biz de bu gelişmeleri yakından takip edip lojistiğimizi yeniden organize etmek zorundayız” diye konuştu.
YENİ DENİZYOLLARI OLUŞTURULMALI
Türkiye Liman İşletmecileri Derneği verilerine göre Türk limanlarının 2021 yılını yüzde beş büyüme ile kapatacağını dile getiren Öztürk, konteynerde yüzde 6,9, dökme yükte yüzde 2,8, Ro-Ro taşımacılığında yüzde 28,8 artış olmasının beklendiğini, İzmir Limanları’nda elleçlenen konteyner yükünün ise 1 milyon 750 bin TEU’yu geçmesinin öngörüldüğünü söyledi. Öztürk, İzmir Körfezi Rehabilitasyon Projesi, Kuzey Ege Çandarlı Limanı gibi önemli yatırımların İzmir’in denizcilikte kaderini değiştireceğini, bölgenin Kuşak ve Yol Projesi’nde önemli bir kavşak haline geleceğini ifade etti.
Avrupa’da boşalan rafları en hızlı şekilde dolduracak ülke olarak Türkiye’nin öne çıktığını vurgulayan Öztürk, “Ege Bölgesi olarak ihracatımızın yarısından fazlasını yaptığımız Avrupa Birliği pazarına, Çeşme Ulusoy Limanı-Trieste, Alsancak Limanı-Tarragona seferleri ile doğrudan bağlanıyoruz. Bunun yanı sıra yeni Ro-Ro hatları gündeme gelmelidir. İzmir-Selanik Ropax hattı için çalışmalar devam ediyor. Fransa, Kuzey Afrika gibi ülkelere yeni hatlar oluşturularak Akdeniz ticaret ağımız zenginleştirilmelidir. 25 yıl aradan sonra başlayan Libya-İzmir seferlerinin düzenli şekilde devam etmesi de önem taşıyor” şeklinde konuştu.
KRUVAZİYER TURİZMİNDE BEYAZ SAYFA
Deniz turizmi sektöründe pandemi öncesine ulaşılamasa da geçen yılın geride bırakıldığını belirten Öztürk, izole tatil ihtiyacının 2022 yılında tekne ve marina sektörüne olan ilgiyi devam ettireceğini söyledi.
Öztürk, şöyle devam etti: “2022 yılında 45 milyon turist, 35 milyar dolar gelir hedefleniyor. Bu hedefin beşte birinin deniz turizminden elde edilmesi öngörülüyor. İki yıldır yapılamayan Ege kıyılarımız ile Yunan adaları arasında feribot seferlerinin bahar aylarından itibaren başlamasını bekliyoruz. Kruvaziyer sektöründe çok güzel gelişmeler yaşanıyor. Yeni sezonda Kuşadası’na 650, Galataport’a 250, İzmir’e 49, Çeşme’ye 39 gemi rezervasyon yaptırmış durumda. Türkiye 2022’de kruvaziyer turizminde beyaz bir sayfa açacaktır”.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı