Dünya gazetesi yazarlarından Selçuk Altun, DASK ödemelerindeki artışın neden kaynaklandığını yazdı. İşte o yazı...
Trakya Bölgesi’nde sanayicilerin yoğun tepkisine neden olan deprem sigortasındaki yüksek oranlı artışların, tarife değişikliğindeki ters oranlı zamlardan kaynaklandığı belirtildi. Deprem haritalarının güncellenmesi ve riziko oranlarındaki değişiklikle riski düşük bölgelerde yüksek artış yaşandığına işaret eden sigortacılar, muhatabın şirketler olmadığını dile getirdi.
Çorlu Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanı ve OSBÜK Yönetim Kurulu Üyesi Erdim Noyan ve Çerkezköy OSB Yönetim Kurulu Başkanı Eyüp Sözdinler, gazetemiz muhabirlerinden Barış Sedef’e yaptıkları açıklamalarda “deprem sigortasında” fahiş zamlar yapıldığı, bu zamların da sanayiciye ağır yükler getirdiği yönünde serzenişleri oldu.
Her iki başkanın ifadeleri kısaca özetlersek şunları söylüyorlar: "Hazine ve Maliye Bakanlığı, Ocak 2020'de ticari ve sanayi binalarda deprem riziko oranlarında değişiklik yaptı. Bu değişiklik sonrasında yatırımın büyüklüğüne bağlı olarak deprem sigortalarındaki maliyetler olağanüstü artış gösterdi. Tebliğde dikkat çeken en önemli parametre ise risk ve yapılan zammın ters orantıda olmasıydı. Değişiklik sonrasında 1. bölgeye yüzde 18, 2. bölgeye yüzde 44, 3. bölgeye yüzde 150, 4. bölgeye yüzde 378 ve 5. bölgeye ise yüzde 379 zam yapıldı. Pandemi döneminde yapılan bu zamların hem ters orantılı bir tarifede olması hem de çok yüksek seviyelerde yer alması sanayicilerimiz açısından ciddi bir yük oluşturuyor. Yapılan bu zamdan dolayı bölgede bazı sanayiciler deprem sigortası yaptırmadı ya da kısmi olarak tesislerini güvence altına aldı."
Sanayicinin bu rahatsızlığını Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) başta olmak üzere, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) ve Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) dahil pek çok sektör temsilcisiyle paylaştım. Edindiğim bilgilere göre, işin aslı şöyle:
Mesele İhtiyari Deprem Sigortası'ndaki tarife değişikliği ve deprem bölgelerindeki değişiklikten kaynaklanıyor. Sigorta şirketlerinin direk müdahil olduğu bir durum yok. Konuyu biraz daha açarsak; Türkiye'nin eskiden kullanılan deprem haritası ve deprem bölgeleri değişti ve deprem bölgeleri 5'ten 7'ye çıkarıldı.
Yeni deprem haritası ilk defa, Eylül 2019’da yayımlanan tarife ile sektöre duyuruldu ve ilk olarak 2020 yılında tarifelerde uygulanmaya alındı. 2020 yılına kadar, Deprem Tarifesi 1996 yılından bu yana yürürlükte bulunan Türkiye Deprem Bölgeleri Haritasını baz alıyordu. 5 bölge ve buna bağlı Deprem Tarifesindeki fiyatlar kullanılıyordu.
Deprem konusundaki bilgi altyapısı, teknoloji ve hesaplama yöntemleri bağlamındaki gelişmeler doğrultusunda DASK tarafında bu haritanın güncellenmesi ihtiyacı doğduğundan, ulusal deprem araştırma programı kapsamında hazırlanan ve DASK tarafından desteklenen Türkiye Sismik Tehlike Haritasının güncellenmesi projesi kapsamında yeni bir deprem haritası hazırlandı ve 18 Mart 2018 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı.
1996 tarihli Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası üzerine kurgulanan fiyatların revize edilen harita bilgilerine göre tekrar belirlenmesi amacıyla Türkiye Deprem Vakfı ile DASK birlikteliğinde 2 adet proje gerçekleştirildi. Geçmiş tarifede yer alan deprem bölgeleri, temsil ettiği ilçenin zemin durumunu ya da o ilçede yer alan bina özniteliklerini deprem kapsamında hasar görebilirliği gibi unsurları içermediğinden, yeni haritayla birlikte bu dezavantajların minimize edilmesi ve 7'li deprem riski gruplandırılması üzerine çalışmalar yürütüldü.
Türkiye 7 ayrı deprem bölgesine ayrıldı. Bu yeni bölgelere göre uygulanacak tarife ilk olarak 7 Eylül 2019 tarihli Resmi Gazete'de yayımlandı ve 1 Ocak 2020 tarihinde yürürlüğe girdi. Böylece deprem risk grupları 5'ten 7 gruba çıkarıldı. Tarife fiyatları da yine bu doğrultuda güncellendi. İhtiyari Deprem Ve Yanardağ Püskürmesi Teminatına İlişkin Tarife ve Talimatlar, ZDS tarifesiyle belirlenen tabloyu esas aldığından bu tarifede yapılan değişiklikler de 1 Ocak 2020'de yürürlüğe girdi.
Yukarıda konuyu dile getiren sanayicilerimizin bulunduğu bölgelere baktığımız zaman; Tekirdağ'ın Çerkezköy ve Çorlu bölgeleri eskiden 3'üncü bölgede yer alırken, yeni deprem haritasında biri 5'inci, diğeri 4'üncü bölge olmuş. Yani deprem bölgeleri iyileşmiş. Fakat yeni Hazine'nin yeni tarifesi nedeniyle ödedikleri primler artmış.
Eskiden binde 0,76 olan fiyat 5'inci bölgede binde 1.10, 4'üncü bölgede 1.55'e çıkmış. Eğer deprem bölgesi değişmeseydi ve Tekirdağ 3'üncü bölgede kalsaydı burası için fiyatlar binde 1.90'a çıkacaktı ve çok daha yüksek primler ödemek zorunda kalacaklardı. Daha anlaşılır bir şekilde ifade etmek gerekirse, bu bölgede yer alan 100 milyon liralık bir tesis daha önce 79 bin 800 lira prim ödeyerek ihtiyari deprem sigortasına sahip oluyorken, son değişikliklerle birlikte bugün 115 bin TL ödemek durumunda kalıyor.
Özetle; sigorta sektöründe rekabetten dolayı işletme sigortalarının deprem primi ile yapıldığı, deprem dışındaki diğer yangın, sel, terör, hırsızlık vb. teminatlardan prim alınmadığı aşikar. Bu bölgede işletmelerin sigorta primlerindeki artışın temel nedeni, yeni deprem tarifesindeki bulundukları lokasyonların deprem fiyatlarındaki artıştan kaynaklanıyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı