Kuraklık, elektrik ithalatını gündeme getirdi. Enerji Bakanı Taner Yıldız “Mart ve nisan ayındaki yağmurlar az oldu. Barajlarımızda üretilecek elektriğimizin azalacağını söylemek durumundayım. İran, Gürcistan ve Bulgaristan’dan yaz döneminde elektrik ithal edebiliriz” dedi.
Enerji uzmanları bu zorunlu operasyonun enerji faturasını 4 - 5 milyar lira artırabileceği görüşünde. HES’lerdeki kapasite kaybının öncelikle doğalgazdaki atıl kapasitenin devreye alınmasıyla kapatılmaya çalışılacağına dikkat çeken uzmanlar, bunun da üretim maliyetlerini, dolayısıyla fiyatları artırabileceğini belirtiyor. Uzmanlara göre iki maliyet kalemi ortaya çıkıyor: Birincisi, yatırımı yapılmış HES’lerin tam kapasite çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan maliyet, ikincisi de doğalgazla daha fazla üretim yoluna gidilmesi halinde ortaya çıkabilecek doğalgaz faturası!..
Tartışma bir süredir gündemde... Kuraklık, Türkiye toplam elektrik üretiminin yüzde 24.8’ini karşılayan HES’lerde büyük kapasite kayıplarına yol açıyor. Tahminlere göre HES kapasitesinin yüzde 20 ila 30’u arasında bir kayıp riski var. Bu da 12 - 18 milyar kWs elektriğe karşı geliyor. Dahası yaz dönemine giriliyor. Klima kullanımının artışından dolayı ilave 6 - 7 bin MW ek ihtiyaç çıkacak. Sanayide kesinti olur mu? Uzmanlar ithalat veya atıl kapasitenin devreye alınmasıyla olsun, EPDK’nın her şekilde planlama yapacağı, kesinti olmayacağı görüşünde. Ancak fiyatlar konusunda ‘artış olabilir’ deniliyor.
İran’la bağlantı yapıldı
Bakan Yıldız, BTSO heyetini kabulünün ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlarken bu konuya şöyle dikkat çekti:
“Kuraklık nedeniyle elektrik üretiminde sorun yaşanabilir. İran, Gürcistan ve Bulgaristan’dan ithal edebiliriz. İran’dan 400 MW’a kadar elektrik alacak altyapıyı hazırladık. Özellikle Doğu ve Güney Doğu’daki rezervuarlı, havuzlu barajların seviyeleri düşük. Mart ve nisan yağmurları beklediğimiz oranda gerçekleşmedi. Önümüzdeki aylarda artış olursa ne ala, yoksa barajlarımızda üretilecek elektriğimizin daha da azalacağını ne yazık ki söylemek durumundayım. Gerçeğimiz budur. Bu yüzden de zaman zaman İran’dan, Gürcistan’dan, Bulgaristan’da elektrik alacağız. O bölgede kuraklıktan kaynaklanan elektrik kısıtları olursa İran’dan telafi etmeyi düşünüyoruz. Aynı telafiyi Gürcistan’dan da düşünüyoruz.”
Konuyu değerlendiren Elektrik Üreticileri Derneği Başkanı Önder Karaduman, “15 Mayıs’a kadar beklemek gerekir. Ancak kuraklık aşikar. Yerine nereden elektrik bulacağız? İlk seçenek atıl doğalgaz santrallerini devreye sokmaktır. Şimdi bir de klima yükü gelecek. Nereden baksanız 6 - 7 bin MW! Doğalgazda atıl kapasiteyi devreye soksanız bile karşılamak zor. İthalat gündeme gelebilir. EPDK planlar, sanayici kesinti yaşamaz diye düşünüyorum. Ancak HES’in yerine doğalgazı koymak fiyat riski getirir. Doğalgazdan üretim daha pahalı. İthalatla bu dengelenebilir. Tabii elektriği nereden alacağınıza bağlı. Nükleeri olan ülkelerden alırsanız ucuz olur. Gürcistan’ın kaynakları fazladır, oradan ucuz alınabilir. İran da ucuz olabilir. Atıl dogalgaz santrallerini devreye koyduğumuzda verimliliklerine bakmak lazım. 10 kuruşa da mal edebilirsiniz 20 kuruşa da. Üretimin yüzde 43’ü doğalgazdandır. Devre dışı bırakılan verimsiz santraller var” dedi.
Fiyat artışı riski var
CHP Enerji Komisyonu Başkanı Necdet Pamir, hidrolik kaynakların azalması, yerine doğalgazın konulması operasyonunun “fiyatları artıracağı” görüşünde. “HES yatırımını yapmışsın, işletme maliyeti bir centin altında. Doğalgazda var olan santralleri da kullansan daha fazladır” dedi. Geçen yıl 240 milyar kWh elektirk üretildiğine dikkat çeken Pamir şöyle devam etti: “Bunun yüzde 25’i hidrolik kaynaklardan. Bu kaynakta kuraklık nedeniyle yüzde 25 - 30 bir kayıp, kabaca bakıldığında, toplamda 4 - 5 milyar TL bir kayıp demek! Bu kadar ilave yük geliyor. HES’lerin yatırımı yapılmış. Bunların devre dışı kalması bir maliyeti. HES’in katkısı yüzde 30 düşebilir. Bu da 20 milyar kWh eksilme demek. Doğalgazla karşılarsak ne kadar para ödeyeceğiz? Kaba hesapla 2.5 milyar dolar ek yük getirir... Tabi bu kura da bağlı. Mavi Akım gazı 3 milyar metreküp artırılsın pazarlığı var. Bu 1.2 milyar dolar.”
“Pahalı bir yol ama zorunludur”
DEİK Enerji İş Konseyi Başkanı Süreyya Yücel Özden, “Arz güvenliği çok önemlidir. Hepimizin dikkati burada olmalıdır” dedi. Oluşabilecek arz sıkıntısına karşı ithalatın “pahalı bir seçenek” olduğuna dikkat çeken Özden, “atıl doğalgaz kapasitenin devreye sokulması” seçeneği için, “Açığı karşılayacak kadar atıl kapasite yok, ithalat arz güvenliği için önemlidir. Ülke kesintiyi kaldıramaz. O nedenle iklim gereği arz sıkıntısı ihtimali varsa ithalat yapılmalıdır” dedi.
Sadece Gürcistan’dan yapılabilir
Enerji Ticareti Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Karahan, “Türkiye İran ve Bulgaristan’dan elektrik ithal ediyor. Yunanistan’a ise ihracat var. Fiyatlar Türkiye’de çok artarsa Yunanistan’dan da gelebilir. Gürcistan’dan Türkiye tarafına yeni bir hat yapıldı, kapasitesi yaklaşık 700- 1.000 MW. Fakat Gürcistan’da o kadar enerji yok. Hat şu anda atıl. Kuraklık nedeniyle spot fiyatlar yükselebilir. Yazın daha da artarabilir. Nisandaki artış da ileride zam baskısı yapacaktır. Elektrik kesintileri de olabilir” dedi. Enerji Bakanlığı yetkilileri, özel sektöre ait atıl doğalgaz santrallerinin devreye alınması konusunda bakanlık olarak 'açın' denilemeyeceğini, ancak kendileri karlı görürse zaten açacaklarını söyledi.
Mavi Akım’da ilave 3 milyar metreküp pazarlığı
Gazprom Başkanvekili Medvedev’in Türkiye ziyaretinde Rusya doğalgazında indirim talebinin ele alınacağını ifade eden Bakan Yıldız, “Bunları birinci ağızdan ciddi seviyede ele almamız lazım. Gazprom yetkilileri de bu konuda son derece hassaslar. Yaptığımız anlaşmalar böyle bir revizyon hakkını doğuruyor. Ukrayna krizinin Türkiye’ye yansımaları ne olur, bunları konuşacağız. Daha fazla gaz alabilmemizin imkanları araştırılacak, uygun fiyatlarla ve özel sektör. Bunun altını çizerek söylüyorum, eğer bu şartlar doğarsa Türkiye artan büyüme rakamlarını bu şekliyle karşılamaya çalışacaktır. İndirim miktarı, uluslararası fiyattan ve AB üyesi bir kısım ülkelerle yapılan mukayeseden kaynaklanacak. Mavi Akım’da yıllık 16 milyar metreküplük akışı var. Küçük tadilatlarla miktar 19 milyar metreküpe çıkarılabilir. Prensipte anlaştık, doğalgazın özel sektör ve uygun fiyatlarla Türkiye’ye girmesine yönelik yeni bir kontrat imzalanabilecek” diye konuştu.
“Tanklar dolunca pazarlara çıkmak zorunda kalırız”
Kuzey Irak petrolü ile ilgili olarak, “Bugüne kadar çok sabrettik ve tahammül gösterdik. Ancak bunun da bir sınırı olduğu bilinmelidir” diyen Yıldız, şunları söyledi: “Petrol Irak’ın petrolü. Biz her zaman şunu söylüyoruz: ‘Üretilirse iletiriz, iletilirse dünya pazarlarına çıkar ve satılır. Tanklarımızın dolmasıyla biz bunları dünya pazarlarına çıkartmak zorunda kalırız. Depolarda bekleyecek hali yok. 1.5 milyon varil civarında tanklar doldu. 1 milyon varil civarında boşluk var. 2.5 milyon varile ulaştığında sevkiyata başlanacak. Irak doğalgazının 30 Nisan sonrasında dünya piyasalarına açılması zor. Çünkü öncelikle Irak’ın iç ihtiyaçlarına kullanacaklarını söylediler. Türkiye her zaman açık ve şeff af bir şekilde doğalgaz kaynaklarının sayısını artırmak istiyor. Yanı başımızdaki kaynağa da kayıtsız kalamayız” ifadelerini kullandı. Bakan Yıldız, bir başka soru üzerine, Türkiye’nin uranyum zenginleştirme gibi bir gündemi bulunmadığını bildirdi. Yıldız, “Ancak Türkiye’nin geleceğini, büyüyen yapısını hiçbir şekilde sınırlandıracak bir anlaşmaya Türkiye imza atmıyor. 20 yıl, 30 yıl sonrası ile alakalı muhtemel gelişmelere bizler herhangi bir sınır koyamayız” dedi.
Kaynak: Dünya
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı