İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği (İDDMİB) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Tecdelioğlu ve yönetim kurulu üyelerinin katıldığı toplantıda deprem sonrası devam etmekte olan çalışmalar, sektörün 2023 stratejileri, yaşanan gelişmelere paralel ihracattaki kayıpların telafisi için yapılabilecekler hakkında konuştu.
Global piyasalarda rekabetçi olabilmek için enerji maliyetlerindeki fiyatlarında piyasa koşullarına uyması gerektiği, ihracatta faiz-kur politikasının önemini belirtti.
İhracat bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,4 düşüşle 18,6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönemde, Demir ve Demir Dışı Metaller sektörü ihracatı 2023 Ocak- Şubat döneminde, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre yüzde 13 düşüş ile 2 milyar dolar oldu.
Konuyu; ''Şubat ayında genel ihracatın düşüşünde deprem bölgesinin yüzde 8 etkisinin olduğunu belirten İDDMİB Başkanı Çetin Tecdelioğlu, "İhracat rakamlarındaki düşüşün tamamını depreme bağlamak doğru değil. Başlıklara baktığımız zaman kur politikası, faiz, rekabetçi tarifelerde olmayan enerji bizi çok etkiliyor. Düşük kur nedeniyle ithalatta da artış yaşanıyor.'' şeklinde ifade etti. İhracatın hedeflenen noktaya ulaşması için faiz-kur politikasında değişiklik yapılması yerinde olacaktır” diye ekledi.
Çünkü bizim üretici firmalarımız TL bazda sattıkları malda rekabet edebilecekleri ürünlerde sıkıntı yaşıyorlar. Düşük kur nedeniyle ithalatta da artış yaşanıyor. Bizim kur beklentimiz her zaman enflasyonla paralel gitmesidir. Yani ülkede enflasyon neyse, enflasyonla aynı paralellikte kurun yükselmesi, aynı eğilimle hareket etmesi gerekir" ifadelerini kullandı.
Depremin bir direkt etkileri, bir de dolaylı etkileri var
Depremin ardından 43 gün geçtiğini, bir Malatyalı olarak bölgede yaşan depremzedeler için seferber olduklarını ifade eden Tecdelioğlu, “Büyük bir felaketle karşı karşıya geldik.
Yaraları sarmak için Türkiye, öz birliktelik ve kaynaşmayı tüm dünyaya gösterdi. Henüz normale dönmüş bir şey yok, hep beraber desteklere devam edeceğiz ve bu zor dönemi de atlatacağız" dedi. Deprem bölgelerinde göçlerden dolayı insan kaynakları yönünden çok ciddi problemlerin olduğunu belirten Tecdelioğlu, "Depremin bir direkt etkileri, bir de dolaylı etkileri var.
Direkt etkileri zaten o bölgedeki ihracatçı firmalarımızın yapmış olduğu iç ve dış piyasaya olan hizmetleri. Dolaylı etkileri ise, tedarikçi olduğu İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şirketlere yan sanayi olarak çalışan firmaların tedarik zincirindeki etkileri. Bir an önce üretmeye ve ihracata devam etmemiz lazım.
Oradaki göçü ve oradaki istihdamı sağlayacak insan kaynağını üretir hale getirmemiz lazım. Bizim kalıcı konutlara ulaşmamız lazım. İnşallah bir yıla o konutlar olur da o bölgelerdeki istihdam ve üretim eski günlere gelir." şeklinde konuştu.
Tecdelioğlu reel faiz ve enerji maliyetlerinin çok yüksek olduğunu vurguladı;
Realitede yüzde 30'un üzerinde bir faiz olduğunu kaydeden Tecdelioğlu, "Kredi kullanmak için koşullar çok ağırlaştırılmış durumda. İşletmelerin öz kaynakları yetmiyor. Sanayiciler olarak 2019, 2020, 2021 yıllarında çok ciddi yatırım yaptık, kapasitelerimizi arttırdık ama öz kaynağımız yani işletme sermayemiz yetmiyor.
Bu sefer hammadde alamadığımız zaman istediğimiz üretimi, istediğimiz kapasiteyi yakalayamaz durumdayız. Bu yüksek faizlerle öyle bir karlılığımız yok. Enerji fiyatları yüzde 15-20-25 düştü. Fakat bu rakamlarla dünyadaki enerji fiyatlarıyla kıyasladığımız zaman Türkiye çok pahalı ve hala rekabetçi değiliz" ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı