Demir Çelik ve cam üretimi gibi yüksek ısı kullanılarak faaliyet gösteren üretim birimlerinde genellikle bir miktar ısı kullanılırken, mevcut ısının artırılması amacıyla çoğunlukla baca gazlarından yararlanılıyor.
“Atık ısı” adı verilen bu yöntem yerine kullanılan su, rüzgâr ve güneş gibi sınırsız doğal kaynaklardaki enerjinin modern hayatta kullanılabilir enerji formuna dönüştürülmesi için, binlerce tona ulaşan atıkların enerji üretiminde kullanımı da artıyor.
Türkiye'nin hemen tüm bölgelerinde biyokütleden ve atık ısıdan elektrik üretimi yapılabiliyor. Biyokütleden elektrik enerjisi kurulu gücü mart sonu itibarıyla 74 ilde bulunan santrallerle 2 bin 380 megavat kapasiteye ulaştı.
Sürdürülebilir ve yenilenebilir bir kaynak olan biyokütle, organik malzemelerin yakılmasıyla elde edilen bir tür enerji olarak öne çıkıyor. Özellikle mahsul kalıntıları, orman ürünleri, su bitkileriyle beraber ticari veya evsel atıklar da sistemin çalışmasında yakıt olarak kullanılabiliyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı verilerinden yaptığı derlemeye göre, Türkiye'nin elektrik kurulu gücü, nisan sonu itibarıyla 104 bin 487 megavata ulaştı. Biyokütle ve atık ısı enerjisinin toplam elektrik kurulu gücündeki payı ise yüzde 2,27 oldu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının Biyokütle Enerjisi Potansiyel Atlası verilerine göre toplanabileceği değerlendirilen atıkların toplam ekonomik enerji eşdeğeri yaklaşık yıllık 3,9 milyon ton eşdeğer petrol olarak hesaplanıyor.
İstanbul, Ankara ve Manisa, biyokütle ve atık ısıdan elektrik üretiminde ilk üçte yer alıyor, 48 ilde 10 megavat ve üzerinde kurulu güç bulunuyor.
Türkiye'nin biyokütle ve atık ısı enerjisi 74 ilde bulunan santrallerle 2 bin 380 megavat kapasiteye ulaşırken, İstanbul sahip olduğu en yüksek kapasite ve elektrik üretimiyle ilk sırada yer alıyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı