Bu yılı ihracatta yükselişle kapatmaya hazırlanan Türk çelik sektörü, yeni pazarlarla büyümeye devam etmeyi hedefliyor. Özellikle Afrika ve Güney Amerika pazarında son yıllarda ciddi çalışmalar yaptıklarını ve bunun meyvelerini önümüzdeki dönemde alacaklarını söyleyen Çelik İhracatçıları Birliği (ÇİB) Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, “2025 çelikte Afrika ve Güney Amerika yılı olacak.” dedi. Azerbaycan’a olan ihracatı da iki katına çıkarmayı hedeflediklerini kaydeden Aslan, bu hedefe ulaşmak için 21 şirketle birlikte Azerbaycan’a geldiklerini ve potansiyel alıcılarla önemli görüşmeler yapacaklarını belirtti.
Türkiye ihracatta düşük dolar kuru ve yüksek faizlerin finansmana erişimini zorlaştırması nedeniyle zor günler yaşarken, çelik sektöründe rakamlar geçen yılın üzerinde seyrediyor. Yılın ilk dokuz ayı itibariyle çelik ihracatı tonajda yüzde 28, değerde yaklaşık yüzde 11’lik bir artış gösterdi. Geçen sene 14,9 milyar dolar olan ihracatın bu senenin toplamında ise 16,5 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
İHRACAT KATMA DEĞERLİ ÜRÜNLERLE ARTIYOR, HEDEF AFRİKA VE GÜNEY AMERİKA
Çelik İhracatçıları Birliği’nin (ÇİB) Azerbaycan’a düzenlediği ticaret heyetinde konuşan ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Aslan, ihracat rakamlarında yaşanan artışın pandeminin etkisinin tamamen ortadan kalkması ile yakından ilgili olduğunu söyledi. İhracat rakamlarındaki artışa karşın 2021 yılındaki 22,2 milyar dolar seviyesinden halen uzakta olduklarını ve karlılıkların gerilediğini kaydeden Aslan, özellikle uzun ürün ihracatının oransal olarak azaldığını, bu düşüşü daha katma değerli olan yassı ürünlerle telafi etmeye çalıştıklarını belirtti.
Uzun üründe ihracat birim fiyatı 665 dolar civarında iken sıcak saç, soğuk saç, kaplama, soğuk kaplama ve galvanizli saç gibi ürünlerde bu rakamın 800 dolarlara kadar çıktığını anlatan Aslan, “Bizim öncelikli hedefimiz 22 milyar dolarlık rekor seviyeyi yakalayabilmek. Bunun için Afrika ve Güney Amerika başta olmak üzere yeni pazar arayışlarına devam ediyoruz. Son 3 yıldır bu iki pazara çok odaklandık ve iyi yol aldık. Düzenleyeceğimiz B2B heyetlerle özellikle 2025 yılında bu iki bölgede ciddi bir sıçrama yapacağımızı düşüyoruz. 2025 Afrika ve Güney Amerika yılı olacak diyebiliriz.” dedi.
AFRİKA'DA TÜRKİYE'NİN ÖNEMLİ AVANTAJLARI VAR
Afrika’da bankacılık sisteminin yeteri kadar gelişmediğini ve bu nedenle Türk şirketlerinin avantajlı olduğunu kaydeden Aslan, oradaki sistemi şöyle anlattı:
“Bankacılık sistemleri gelişmediği için mesela Çinli tüccarlar ancak açık hesap verebiliyorsa satabiliyorlar. Türkiye'deki tüccarlar ise üreticilerden parasını verip veya akreditif açıp malı alıyor, ardından bölgeye sevk ediyor. Orada şirketleri var, elemanları var, depoları var... Otuz gün, altmış gün, doksan gün bekleyerek, risk alarak satıyorlar. Çin'in direkt olarak satması mümkün değil.”
ESKİDEN MAL SATTIĞIMIZ ÜLKELER ŞİMDİ RAKİP OLDU
Çelik sektöründen Türkiye’nin yıllardır ihracat yaptığı Kuzey Afrika ülkelerinin ve Körfez Bölgesi’nin son dönemde önce üretici, ardından da ihracatçı olarak Türkiye’nin rakipleri haline gelmeye başladığına dikkat çeken Aslan, “Mısır, Cezayir ve Fas gibi ülkeler Türkiye'nin ABD, Kanada ve Avrupa pazarını aldı. Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Suudi Arabistan gibi ülkeler de sektörde net ihracatçı haline gelmeye başladılar. Türkiye eskiden bu ülkelere demir çelik ihraç ederken, Dubai’deki havalimanlarında ve otellerde bizim ürünler kullanılırken şu anda Türkiye'nin ihraç ettiği ülkelere mal satar hale geldiler ve pazarlarımızı elimizden almaya başladılar.” ifadelerini kullandı.
Son dönemde Suudi Arabistan’da yapılacağı açıklanan milyar dolarlık dev projelere de değinen Aslan, bu durumun ilk başta tüm sektörü heyecanlandırdığını ancak beklenen hacmin oluşmadığını söyledi. Aslan, bazı Türk firmalarının resmi tedarikçi olarak kayıt altına alınmasına karşın projelerin kısım kısım yapıldığını ve beklenen hızda gerçekleşmediğini vurguladı.
DOLAR KURU DEĞİL, ESAS OLAN MALİYETLER
İhracatçıların son dönemde en çok şikâyet ettiği konuların başında gelen döviz kuru ile ilgili de konuşan Aslan, kurun seviyesinin kendilerini çok fazla etkilemediğini ancak karlılığı düşüren asıl unsurların maliyetler olduğunu belirtti. Türkiye'deki çelik üretiminin yüzde 75'inin hurda eritmeyle olduğuna işaret eden Aslan, "Bu hurdanın da yüzde 80'ine yakınını ithal ediyoruz. Ayrıca doğalgaz, elektrik ve enerji maliyetleri bizim asıl maliyetlerimiz. Dolayısıyla enerji ve ham madde maliyetleri bizim sektör için en kritik iki konu olarak öne çıkıyor." dedi.
AZERBAYCAN'A İHRACAT İKİYE KATLANACAK
Azerbaycan’a düzenlenen ticaret heyeti ile ilgili de bilgi veren Aslan, Türkiye’nin Rusya ve İran’dan sonra çelikte Azerbaycan’a en fazla ihracat yapan üçüncü ülke olduğunu belirtti.
Azerbaycan'ın toplam ithalatının 850 bin ton olduğunu ve Türkiye’nin geçen yıl 63 bin ton ihracat yaptığını ifade eden Aslan, “Azerbaycan toplam ithalatının yarısını Rusya’dan yapıyor. Biz kardeş ülkemiz Azerbaycan’a çelik ihracatımızı artırmak istiyoruz. Bunun için 21 firmadan 33 katılımcı ile birlikte bir heyet düzenledik. Potansiyel alıcılarla çok önemli görüşmeler gerçekleştireceğiz. İhracatımızı ikiye katlayıp 125 bin tona çıkarmayı hedefliyoruz.” diye konuştu.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı