İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer Fox TV’de İlker Karagöz ile Çalar Saat Programında önemli açıklamalar yaptı. Koronavirüsün İzmir’e Çeşme Limanından yayıldığı yönündeki bir soruyu yanıtlayan Soyer, “Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanlığının Çeşme’deki Ro-Ro seferlerini hemen durdurması gerekir. Şu anda devam ediyor olması anlaşılır bir durum değil” dedi.
İzmir’de kontrollü karantinaya geçilmeli
Bu hastalığın çok hızlı yayılma potansiyeli olduğuna dikkat çeken Soyer şöyle konuştu: “Biz başından beri söyledik. Bu hastalık çok hızlı yayılma potansiyeli taşıyor. Kurumsal kapasitenin sınırlarını zorlamayacak şekilde yayılımı kontrol altında tutmalıyız. O nedenle sokağa çıkma yasağı daha doğru bir ifade ile kontrollü karantina ilan edilmesini istedik. Dün alınan kararlar olumlu ama yeterli değil. Duyarlılık arttı. Ama insanlar dışarıda olmaya devam ediyor. Biz önceki gün toplu taşım araçlarına maskesiz binilmemesi kararını önceki gün almıştık. Bugün uygulamaya başlıyoruz. Bu tedbirlerin hepsi yararlı. Ancak radikal bir karar almak gerek. O da şehirleri karantinaya almaktır. İnsanlar birbirleri ile temas halinde olduğu sürece hastalık yayılımını sürdürüyor. Şu anda 2 hafta karantina olursa sonrasında sağlıklı bir gelecek olur. Aksi halde İtalya’da İspanya’da olduğu gibi başa çıkılamaz hale gelebilir. Aynı duruma düşmemek için bir gün bir saat bile gecikmeden İzmir’de de kontrollü karantinaya geçilmeli.”
Geçmişin siyasi ayrışmaları bir kenara bırakılmalı
“Biz bir Bilim Kurulu kurduk ve rota çizdik. Onların tavsiyeleri ile tedbirleri belirledik” diyen Soyer şu bilgileri verdi:
“Kriz belediyeciliği başlattık. Tek öncelik insanlarımız sağlığı. İnsanlarımızın sağlığını korumak için ne yapabiliriz diye baktık. Kriz yönergesi çıkardık. Bir çalışma kurulu kurduk. Temel olarak sağlıkçıların işini kolaylaştıracak tedbirler aldık. Öncelikle sahanın önünde olan sağlık çalışanları. Onların huzur ve mutluluğunu sağlamak için çalışmaya başladık. Önce toplu ulaşımda ücretsiz çalışmalarını sağladık. Daha sonra maske gibi malzemeleri dağıttık. Daha sonra otel yurt gibi kiralamalar yaptık. Ama ne yazık ki 9 Eylül Üniversitesi Rektörünün istemedikleri yönünde açıklaması oldu. Ama dün itibariyle bu konuda yetersiz kaldıkları yönünde açıklaması oldu. Bu konu bir siyaset malzemesi olarak görülebiliyor. Geçmişte yaşanan siyasi ayrışmalar sonucu bugün de bir araç olarak görülüyor. Bu çok üzücü. Salgın siyasi bir ayrışma tanımıyor. Hepimiz salgın karşısında eşiti. Birbirimizle dayanışma içine girmeden tahribatı azaltamayacağız. Bu salgını ancak güçlü bir dayanışma ile atlatabiliriz. Tüm dünyada salgınla başa çıkmak için iki yöntem var. Çok sert tedbirler alan var. Biri Macaristan gibi meclisi bile feshedip tüm yetkiyi tek bir yerde toplayan anlayış. Diğeri ise İngiltere, Almanya ve Kanada gibi dayanışmayı öne çıkaran ülkeler. Bu ülkeler komşuluğu keşfetti. Biz olağanüstü dayanışma, komşuluk kültürü olan bir toplumuz. Bütün bu ayrışmaları bir tarafa bırakıp el ele vermemiz gerekir. Köklü kültürümüz üzerinden hareket etmeliyiz. Bizim 22 Mart’ta yaptığımız çağrı çok önemli. Olağanüstü büyük bir kriz dalgası gelecek. Ekonomik kriz derinleşiyor. Şu an konuşmuyoruz ama yarından sonra çok daha sert şekilde karşımıza çıkacak.”
Comments
No comment yet.