Avrupa, tarihi boyunca mimari açıdan birçok farklı akıma öncülük etmesi ve bu minvalde ziyaretçilerine birbirinden çekici eserler sunmasıyla ünlüdür. Özellikle sanat tarihçilerinin büyük bir ilgiyle bahsettiği Avrupa Mimarisi, bünyesinde pek çok üslup ve akımı barındırmaktadır. Romanesk, Gotik, Rönesans, Barok ve Rokoko gibi günümüzde hala etkili olan bu mimari üsluplar, Avrupa’daki yapıların görkemli ve ilgi çekici olmasının altında yatan sebepler arasındadır. Günümüzde Avrupa mimari harikalar listesi tek bir günde gezilemeyecek çeşitlilik göstermektedir.
Rengarenk Tasarımıyla: Hundertwasserhaus
Avusturya’nın başkenti Viyana’nın göze çarpan mimari yapılarından olan Hundertwasserha
us, etkileyici tasarımı ve sunduğu görsel şöleniyle mutlaka ziyaret edilmesi gereken yerlerden biridir. Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hundertwasser tarafından tasarlanmış olup Viyana’daki turistlerin ilgi odağı konumundadır. Türkçede Hundertwasser Evi olarak anılan yapının en önemli özelliği, dış cephesinin rengarenk olmasıdır. Bunun yanı sıra damalı cepheleriyle birlikte ikonik bir görüntü sunan Hundertwasserhaus, Avrupa’nın hayranlık uyandıran mimari yapıları arasında öne çıkmaktadır.
İspanya’nın Bitmeyen Bazilikası: La Sagrada Familia
İspanya’nın Barselona şehrinde yer alan La Sagrada Familia, dünyanın en ünlü mimarlarından olan Antoni Gaudí tarafından tasarlanmıştır. Türkçe ismi “Kutsal Aile” olan bazilikanın en dikkat çekici özelliği,1882 yılında başlayan inşaatının halâ tamamlanmamış olmasıdır. Şehrin en görkemli yapılarından biri olup, yılda yaklaşık 4,5 milyon turist tarafından ziyaret edilmektedir. UNESCO’nun Dünya Mirası olarak tescillediği La Sagrada Familia, Modernizm akımının mimarideki en önemli örneklerinden biridir.
Baloncuk Sarayı: Le Palais Bulles
Avrupa mimarisinin en sıra dışı yapılarından biri olarak kabul edilen Le Palais Bulles, Fransa’nın Cannes kenti yakınlarındaki Théoule-sur-Mer isimli tatil beldesinde görülebilmektedir. Macar mimar Antti Lovag tarafından tasarlanmıştır. Avrupa mimarisine yeni bir soluk kazandıran Antti Lovag, Le Palais Bulles adlı eserini 1989 yılında tamamlamıştır. Baloncuk şeklinde devasa bir sarayı andıran yapı, ünlü Fransız moda tasarımcısı Pierre Cardin tarafından satın alınmıştır. Zengin botanik süslemeleri ve iç mekân tasarımlarıyla hayranlık uyandıran detaylara sahip olan Le Palais Bulles’ın değerinin yaklaşık olarak 350 milyon euro civarında olduğu tahmin edilmektedir.
Modern Mimarinin Sembolü: Atomium
Atomium, Avrupa’nın mimari zenginliğini keşfedebilmek için ideal yapılardan biridir. Belçika’nın Brüksel kentinde yer almaktadır. Aslen mühendis olan André Waterkeyn tarafından tasarlanmış olup 1958 yılında tamamlanmıştır. Toplamda dokuz adet çelik kürenin birleştirilmesiyle meydana getirilen yapının tasarlanmasında, demirin kristal kafes yapısı baz alınmıştır. 1958 yılında Expo 58 Fuarı için inşa edilen yapı, günümüzde Brüksel’de modern mimarinin sembolü konumundadır.
Paris’in Gözdesi: Eyfel Kulesi
Avrupa’nın en çok ziyaret edilen mimari yapılarından biri olan Eyfel Kulesi, 1889 senesinde geçici olarak Exposition Universelle adlı fuar için yapılmıştır. Yapılış amacının zaman içerisinde farklılık gösterdiği kule, Alexandre Gustave Eiffel tarafından tasarlanmıştır. Günümüzde Fransa’nın sembolü konumunda olan kule, Paris’in merkezindeki Champ de Mars isimli meydanda bulunmaktadır. Eyfel Kulesi, 330 metrelik uzunluğu ve sunduğu manzaralarıyla dikkat çekmektedir. Yılda 6 milyon turisti buluşturan kule, şehrin cazibe merkezi olarak ziyaret edilmektedir.
Eğikliğiyle Meşhur: Pisa Kulesi
Romanesk mimari akımının en güzel örneklerinden birini teşkil eden İtalya’daki Pisa Kulesi, yapıya adını veren şehrin büyük meydanlarından Piazza dei Miracoli’de yer almaktadır. Şehirdeki katedralin çan kulesi olarak 1173 yılında yapımına başlanmıştır. 1372 senesinde tamamlanan Pisa Kulesi¸ 56 metre yüksekliğe sahiptir. Yapımı tamamlandıktan kısa bir süre sonra zeminde meydana gelen çökme nedeniyle eğilmeye başlamıştır. Zaman içerisinde yapının sembolik hâle gelmesine neden olan eğim, günümüzde 5,5 dereceye kadar ulaşmıştır. İtalya’nın en meşhur mimari yapılarından biri olarak yıl boyunca milyonlarca turist tarafından ilgiyle ziyaret edilmektedir.
Baş Döndürücü Evler: Cube Houses
Hollanda’nın Rotterdam kentinde yer alan bu evler, ilginç mimarisiyle görenleri hayrete düşürmektedir. Ünlü mimar Piet Blom’un tasarladığı Cube Houses, 1982 yılında tamamlanmıştır. İnşa edildiği dönemdeki ilginç görüntüsünü halâ koruyan bu mimari tasarım, kübik şeklindeki evlerden meydana gelmektedir. Soyut bir ormanı andırması amacıyla yapıldığı bilinen evlerin her birinin ağacı temsil ettiği düşünülmektedir. Dünyanın en ilginç ev tasarımları arasında gösterilmekte olup Rotterdam’a gelen turistlerin ilgi odağında yer almaktadır.
Barok Yapıların Arasında Postmodern Etki: Dancing Building
Çekya’nın başkenti Prag’da görülebilen Dancing Building, şehir merkezindeki hakim mimariye sıra dışı bir görünüm katan eşsiz bir yapıdır. Türkçeye Dans Eden Ev olarak çevrilen yapı, Vlado Milunić ve Frank Gehry tarafından tasarlanmıştır. 1992 yılında yapımına başlanmış ve 1996 senesinde tamamlanmıştır. Yapısı itibariyle Dekonstrüktivizm etkileyinin görülebildiği bina, adeta dans eden insana benzemesi ile ünlüdür. Yapıldığı tarihte ülkede pek çok tartışmaya sebebiyet verse de günümüzde Prag’ın simge yapılarından biri konumuna ulaşmayı başarabilmiştir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı