Assan Alüminyum Dünyaya Açılıyor

Kibar Grubu çatısı altında 1988 yılında kurulun Assan Alüminyum, yassı alüminyum sektöründe Türkiye’nin lider kuruluşu olurken Avrupa’nın da üçüncü büyük üreticisi konumunda.

Katma değerli üretimiyle dış ticarete de maksimum katkı sağlamayı hedefleyen dev firma Amerika ve Avrupa kıtalarında sında açmaya hazırlandığı temsilcilikleriyle çok daha büyük başarılara imza atacak. 

Assan Alüminyum, ihracat başarısıyla ülkemize önemli katma değer sağlarken, Ar-Ge çalışmalarına verdiği önem sayesinde, sürekli döküm teknolojisi ile üretiminin mümkün olmadığı düşünülen birçok ürünü üretebiliyor.

Bütün bunların yanı sıra Assan Alüminyum, çevreye de çok önem veriyor. Alüminyumun yüzde 100 geri dönüştürülebilir olması sayesinde, bünyesinde hali hazırda faaliyet gösteren geri dönüşüm tesisiyle, geri dönüşümün en etkili biçimde yapılması sağlanıyor. Ayrıca, 2016 yılında bünyesine yenilenebilir enerji üretim tesisi dahil ederek sürdürülebilirliği sağlamak için önemli bir adım daha sağladı.

Assan Alüminyum Genel Müdürü Göksal Güngör ile www.insaatnoktasi.com takipçileri için alüminyum sektörünü konuştuk.

- Firmanızın faaliyetleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Kibar Grubu çatısı altında 1988 yılında kurulan Assan Alüminyum olarak bugün İstanbul Tuzla ve Kocaeli Dilovası tesislerimizdeki yıllık 300 bin tona ulaşan kurulu kapasitemizle, Türkiye’nin yassı alüminyum sektörünün lider kuruluşuyuz. Ayrıca 100 bin tona ulaşacak mevcut alüminyum folyo üretim kapasitemizle ise Avrupa’nın üçüncü büyük üreticisi konumundayız.

Yaklaşık 1.500 çalışanımızla, rulo, levha, folyo ve boyalı rulo ürünleri ile distribütör, inşaat, ulaştırma, dayanıklı tüketim ve ambalaj gibi çok çeşitli sektörlere hizmet veriyoruz. Her geçen yıl verimliliğimizi ve kapasite kullanımımızı artırıyoruz. Assan Alüminyum’un temel marka değerleri güvenilirlik, esneklik ve yenilikçilik ana başlıkları altında toplanıyor.

En önem verdiğimiz konuların başında iş ortaklarımızla güvene dayalı ve uzun süreli ilişkiler oluşturmak geliyor. Bu ilişkiler sayesinde her koşul altında iş ortaklarının yanında yer alan, onlara özel esnek çözümler geliştiren bir tedarikçi olmaya özen gösteriyoruz.

- 2017 yılı sektörünüz ve firmanız açısından nasıl geçti?

Assan Alüminyum olarak 2017 yılını 265.500 tonluk sevkiyat rakamıyla hedeflerimize uygun olarak başarıyla tamamladık. Yurt içinde yüzde 8 büyüme kaydettik ve bu seneki hedefimizi yine önemli bir artışla 281.000 ton olarak belirledik. 2017’de ayrıca döküm ve folyo üretim kapasitelerimizi artırmaya yönelik önemli yatırımlara imza attık. Yatırımların ilk aşaması kapsamında Dilovası’nda iki yeni döküm hattımızı ve yeni folyo haddemizi devreye aldık.
Her geçen yıl verimliliğimizi ve kapasite kullanımımızı artırıyoruz. Ülkemizde pazar lideriyiz ve bu konumumuzu daha da güçlendireceğiz.

Öte yandan Assan Alüminyum olarak Türkiye yassı alüminyum sektörünün toplam üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştiriyoruz. Bu nedenle sektörün büyüme rakamlarında önemli bir rol oynuyoruz. TİM önderliğinde, 2017 yılında 17’incisi düzenlenen “İhracatın Yıldızları - Türkiye’nin Gizli Şampiyonları” yarışmasında 518 firmanın arasından sıyrılarak büyük ödülün sahibi olduk. Şirketimizde alınan bu ödülün tüm ekibin motivasyonuna çok ciddi bir katkısı olduğunu görüyoruz. Kazandığımız bu ödülün yarattığı sinerji ile önümüzdeki dönemde çok daha büyük başarılara imza atmak istiyoruz.

- 2018 yılında odaklanacağınız projeler ve yapacağınız yatırımlardan bahseder misiniz?

Global kültüre sahip bir şirket olma vizyonumuz doğrultusunda; Chicago’da hizmet verecek olan ofisimizin varlığı ile Kuzey Amerika pazarında önemli gelişmeler sağlamayı hedeflemekteyiz. Bununla beraber Almanya merkezli planladığımız Düsseldorf ofisi yapılanmamız ile de AB ülkelerinde daha da etkili olmayı hedefliyoruz. Bu sayede uluslararası arenada marka gücümüzü daha da kuvvetlendirirken, aynı zamanda sektörümüze ve ülkemizin dış ticaret dengesine pozitif katkılar sağlamaya devam edeceğiz. Ülkemizde ve uluslararası pazarlarda yassı alüminyum sektöründeki yatırımlarımıza devam etmek için fırsatları değerlendiriyoruz.

- 2018 yılında sektörün gelişimini nasıl öngörüyorsunuz?

Alüminyumun sanayileşmiş olan ülkelerin metali olduğunu söyleyebiliriz. Türkiye geliştikçe ve büyüdükçe de alüminyum kullanım oranı artacaktır. Avrupa Birliği ülkelerinde alüminyumun kişi başına düşen ortalama kullanım oranı 23 kg. iken Almanya gibi gelişmiş ülkelerde  bu rakam 40 kg’lara ulaşıyor. Alüminyum Sanayicileri Derneği verilerine göre Türkiye’de kişi başına alüminyum kullanım rakamı ise 13,5 kg. Bu rakam sektör olarak orta vadede daha çok potansiyele sahip olduğumuzu gösteriyor. 2004 yılından bu yana Türkiye’de 4,5 kg olan bu rakamın çok hızlı bir şekilde bu seviyeye gelmiş olması da içinde bulunduğumuz sektörün gelişen, büyüyen bir yapıda olduğunu ve yakaladığı ivmeyi gösteriyor.

Sektörümüzün büyüme oranının tahmin edilen Türkiye ekonomisi büyüme oranının birkaç puan üzerinde öngörüldüğünü söyleyebiliriz. Tüm bu nedenlerden dolayı ülkemizin ekonomisi ve geleceği için alüminyum sektörü stratejik bir öneme sahiptir.

- Sektörün sorunlarından bahsedebilir misiniz?
Hammaddemizi oluşturan birincil alüminyumun üretimi yoğun enerji gerektiren bir işlemdir. Alüminyum boksitin külçeye dönüştürülmesinin gerçekleştirildiği tesisler bu nedenle doğal kaynakları zengin coğrafyalarda konumlanmış durumdadır. Bu nedenle ülkemizde alüminyum hammadde açısından neredeyse tamamen ithalata bağımlıdır. Ülkemizdeki tesislerin ise hem kapasite anlamında hem de ticari anlamda yerli üreticinin ihtiyacını karşılayacak şekilde konumlanması ülkemizin dış ticaret dengesine pozitif katkıda bulunacaktır.

Ayrıca dünyanın çeşitli yerlerinde yassı alüminyum üreticilerinin devlet tarafından yoğun bir şekilde desteklenmesi hem önemli miktarda kapasite fazlalıkları hem de dampingli fiyatlar olarak uluslararası rekabette karşımıza çıkıyor. Bu durumun ihracattaki rekabet gücümüze dezavantaj oluşturmaması için dünyanın her bölgesinde ve özellikle de ana pazarlarımızda oluşan ticaret önlemlerini yakından takip ediyoruz.

- İhracat çalışmalarınızdan bahseder misiniz? Yeni pazarlara girmeyi hedefliyor musunuz?

Satışlarının yaklaşık yüzde 75’ini ihraç eden firmamız, her yıl birçok müşterisi tarafından yılın tedarikçisi unvanına layık görülüyor. Bu başarımızın, esnek ve müşteri odaklı çalışma anlayışımızın bir sonucu olduğunu söyleyebilirim. Daha kaliteli ve daha verimli çıktılar elde etmek amacıyla sürekli iyileştirme çalışmalarını sürdürüyoruz. Proses inovasyonları sayesinde sektöre ve müşterilerimize özel geliştirdiğimiz ürünler, onların nihai üretimlerinden ve ürünlerinden daha iyi performans almalarına olanak sağlıyor. Bu sayede müşterilerimizin gözünde Assan Alüminyum hem hızlı değişen rekabet koşullarına göre esnek çözümler sunan, hem de uzun süreli ve güvene dayalı ilişkilere önem veren bir iş ortağı olarak konumlanıyor.

Bugün Almanya, Fransa, İngiltere, Hollanda gibi Avrupa Birliği ülkeleri başta olmak üzere dört kıtada 70’ten fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. İnşaat, otomotiv, ambalaj, dayanıklı tüketim gibi sektörlerin hepsinin farklı alanlarına yönelik önemli pazar paylarına sahip olduğumuz ürünlerimiz bulunuyor. Ayrıca çeşitli ülkelerdeki lojistik tesislerimizle de müşterilerimize özel tedarik zinciri çözümleri sunuyoruz. Avrupa’daki etkinliğimizi devam ettirirken Kuzey Amerika gibi bölgelerde de faaliyetlerimizi arttırıyoruz. Bu bağlamda belirtmiş olduğum Chicago ofisimiz ve hedeflerimiz doğrultusunda faaliyete geçmesi planlanan Duesseldorf ofisimiz ihracat çalışmalarımızı büyük oranda destekliyor olacaktır.

Ek olarak, uluslararası dernekler ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla global trendleri takip etmeye ve sektörümüzün geleceğiyle ilgili aktif roller almaya devam ediyoruz. Örneğin uluslararası bir dernek olarak 28 ülkede operasyonları bulunan ve küresel folyo üretiminin yaklaşık yüzde 50’sini temsil eden GLAFRI’de (Global Alüminyum Folyo Üreticileri İnsiyatifi) 2016 yılından beri Başkan Yardımcısı olarak aktif görev alıyorum. Şubat ayı itibari ile ise Küresel Başkan olarak seçildim. GLAFRI’ye kısaca değimek gerekirse, alüminyum folyo sektörününü gelişimini ve yenilikçi girişimleri global anlamda desteklemekte, sürdürülebilirlik çalışmalarının koordinasyonunu sağlamaktadır.

- Ar-Ge çalışmalarınızdan bahseder misiniz?

Müşteri memnuniyetini en üst seviyede tutmanın, markayı güçlendiren ve bağlılık yaratan en temel ilke olduğuna inanıyoruz. Güvenilirlik ve esneklik ile birlikte üç ana değerimizden biri olan yenilikçilik ilkesinin temelinde Ar-Ge çalışmalarımız yatıyor. 2016 yılında T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından tescillenen Ar-Ge Merkezimiz ile tüm müşteri ve paydaşlarımız için değer yaratan inovatif çözümler geliştiriyoruz. Yenilikçilik ilkemizden yola çıkarak, tecrübe ve uzmanlığımızı kullanarak ürün ve süreçlerimizin her boyutunda faydalı yenilikler yapıyoruz.

Aynı zamanda yapılan Ar-Ge çalışmalarımızın meyvelerini de hızla alıyoruz. Bu çalışmalarımız sonucunda, sürekli döküm teknolojisi ile üretiminin mümkün olmadığı düşünülen birçok ürünü üretebiliyoruz. Dünyanın sayılı kuruluşları ile yürütülen uzun soluklu ürün geliştirme faaliyetlerinden elde edilen deneyimler, uluslararası kongre ve sempozyumlarda da makale olarak sunuluyor ve dünya ile paylaşılıyor. Bu sayede Assan Alüminyum olarak dünya devlerinin tedarikçi listelerinde yer almaya, Ar-Ge başarılarımıza yenilerini eklemeye devam ediyoruz.

- Eklemek istedikleriniz var mı?

Dünyamızdaki kaynakların hızla tükendiğini göz önünde bulundurarak çevreye verdiğimiz önemi her zaman ön planda tuttuğumuzu eklemek isterim. Alüminyumun yüzde 100 geri dönüştürülebilir olması sayesinde, doğası gereği çevre dostu bir üründür. Assan Alüminyum bünyesinde hali hazırda faaliyet gösteren geri dönüşüm tesisimizde, geri dönüşümün en etkili biçimde yapılması sağlanıyor. Bunun yanı sıra 2016 senesinde bünyemize bir de yenilenebilir enerji üretim tesisi dahil ederek sürdürülebilirliği sağlamak için önemli bir adım daha atmış olduk.

Alüminyum, hafifliği, ısı iletkenliği, korozyon direnci, çevreciliği, kolay şekil alması ve estetik özellikleri gibi birçok yönü ile modern hayatın bu günkü ve gelecekteki ihtiyaçları için en doğru malzemesidir.  Daha hafif, daha sağlam, daha verimli, daha uzun ömürlü ve sonuçta daha ekonomik ürünler için alüminyum tercih ediliyor. Ülkemizde de endüstri, teknoloji ve çevre bilinci geliştikçe alüminyum kullanımı artıyor.

İnşaat sektöründe de sürdürülebilirliğin ön planda olduğu bir ürün olması nedeniyle alüminyum sıklıkla tercih ediliyor. Isı iletkenliği sayesinde ısıtma, soğutma, izolasyon malzemelerinin ve dış cephe malzemelerinin üretiminde önemli enerji tasarrufu sağlıyor. Plastik çerçeveli çift cam uygulamalarında bile cam çıtalarının alüminyumdan üretilmesi, iki cam arasındaki oksijen ve nem geçirgenliğini engelliyor. Kolay şekil verilebildiği için inşaat sektöründe tasarım esnekliği sağlıyor. Avrupa Birliği EN normlarına göre alüminyum A1, yani yanmaz ve yangına katkıda bulunmaz malzemeler sınıfında. Bu sayede konvansiyonel inşaat malzemelerine göre alüminyum bir adım öne geçiyor. Ayrıca alüminyum üretimi endüstriyel uygulamalar arasında çevreyi en az etkileyen endüstrilerden bir tanesidir.

Nihal ÖZKEN