İran çelik piyasası, yerel ekonomik politikalar, küresel baskılar ve değişen piyasa dinamiklerinin birleşiminin hem üreticiler hem de ihracatçılar için giderek daha istikrarsız bir ortam yaratması nedeniyle önemli çalkantılarla boğuşuyor.
İran Emtia Borsası'nın kütük alımlarını durdurma kararı, kütük fiyatları rekor seviyelere ulaşsa bile talepte keskin bir düşüşü tetikledi. Aynı zamanda çelik üreticileri de artan üretim maliyetleriyle mücadele ediyor. Yeni bir uygulama çelik üreticilerinin kotalarını aşan gazı %30 FOB Basra Körfezi primi ile satın almalarını gerektiriyor. Bu da daha önceki %10'luk ek ücrete kıyasla ciddi bir artış anlamına geliyor. Ülke çapında yaşanan gaz sıkıntısının ortasında uygulamaya konulan bu politika, üretimi daha da zorlaştırıyor ve maliyetlerin artmasına katkıda bulunuyor.
Üretim azalırken, çeliğin birim başına maliyeti artmaya devam ediyor ve bu da İranlı üreticilerin mali durumunu zorluyor. Buna ek olarak, kamu hizmetleri ve finansman maliyetleri de dahil olmak üzere diğer operasyonel giderlerdeki artış, sektörün zorluklarını daha da arttırıyor. Birçok fabrika finansman sağlamak için sukuk tahvillerine yöneldi, ancak %43'ü aşan oranlarla bu strateji çok az rahatlama sağlıyor.
İhracat cephesinde ise İranlı çelik üreticileri, özellikle daha ucuz alternatiflerin İran çeliğine olan talebi azalttığı Uzak Doğu pazarlarında, rekabetçi Çin ihracatının artan baskısıyla karşı karşıya. Bu rekabet dezavantajı, İran için kilit bir ihracat sektörü olan çelik sektörünü hedef alan yaptırımların devam eden etkileriyle daha da arttı ABD yaptırımlarının yenilenmesi tehdidi, zaten kırılgan olan ihracat ortamını daha da karmaşık hale getirerek uluslararası pazarlara erişmek isteyen üreticiler için belirsizlik yaratıyor.
Yurtiçinde, zayıf talep kütük piyasasındaki arz fazlasını daha da kötüleştirerek fabrikaları stok fazlası ve sınırlı seçeneklerle baş başa bırakıyor. Bu arada, sac metal segmenti, ucuz slab arzının ani akışı fiyatlandırma ve piyasa istikrarını bozduğu için farklı bir dizi zorlukla karşı karşıya.
Siyasi gerilimler sektör genelinde ihtiyatı daha da artırarak çelik talebini son zamanların en düşük seviyelerine çekti. Sektörün, operasyonları istikrara kavuşturmak ve hem yurtiçi hem de ihracat faaliyetlerini yeniden canlandırmak için bir teşvike ihtiyacı var. Ancak, küresel pazarın uzun süreli durgunluktan hala etkileniyor olması nedeniyle görünüm belirsizliğini koruyor.
Bu zorlukların ortasında, bazı gözlemciler döviz kurunda yapılacak bir ayarlamanın serbest piyasa fiyatlarını düşürerek ve ihracatı artırarak geçici bir rahatlama sağlayabileceğini savunmaktadır. Ancak tarihsel eğilimler, bu tür önlemlerin fiyatların serbest piyasa ile nihai olarak uyumlu hale gelmesine yol açacağını ve yalnızca kısa vadeli bir çözüm sunacağını göstermektedir.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı