Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, kararın, Mısır’daki demokratik sürece darbe anlamına geldiği belirtilerek, bu davalardaki mağdurların sadece gazeteciler ve sanıklar değil, daha geniş anlamda Mısır halkının kendisi olduğu kaydedildi.
Açıklamada, Mısır hükümetinden bu kişilere af getirmesi veya cezalarını hafifletmesi, böylece bu kişilerin salıverilebilmesi çağrısında bulunuldu.
Açıklamada ayrıca, insan hakları konusundaki tüm kanun düzenlemelerini gözden geçirmesi, ifade ve toplanma özgürlüğüne koruma getirmesi ve uluslararası standartlara uyarak adil yargılamanın yürütülmesi yönünde Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’ye güçlü biçimde çağrı yapıldı.
Ban: Kararlardan derin endişe duyuyorum
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun ise Mısır'da gazetecilere verilen hapis cezaları ve 183 kişiye verilen idam cezasının üst mahkeme tarafından onanmasından "derin endişe" duyduğunu kaydetti.
BM Genel Sekreterlik Sözcülüğü'nden yapılan açıklamada, Mısır'daki yargı süreçlerinin en temel "adil yargılama" standartlarını bile karşılamadığı vurgulanarak, idam cezalarının ülkenin uzun dönem istikrarına zarar vereceği uyarısı yapıldı.
Mısır'da barışçı şekilde toplanma ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına ilişkin düzenlemelerin yasalaşma sürecinde olduğu da belirtilen açıklamada, Genel Sekreter'in, bu yasanın gösteri ve yürüyüş özgürlüklerini ciddi biçimde ihlal edeceğine ve Mısır'ın uluslararası yükümlülüklerine aykırı olduğuna işaret ettiği aktarıldı.
Açıklamada, Ban'ın barışçıl gösterilere katılma, hükümeti eleştirmenin kişileri tutuklama ve yargılamaya temel olmaması gerektiğinin altını çizdiği ve Mısır'ın ancak tüm vatandaşların haklarının verilmesiyle güçleneceğine vurgu yaptığı bildirildi.
"Yargı bağımsızlığını sorgulayan açıklamaları reddediyoruz"
Öte yandan, Mısır Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, aralarında El-Cezire yayın grubunda görevli muhabirlerin de bulunduğu 18 kişinin hapis cezalarına çarptırılması konusundaki uluslararası tepkilere ilişkin, "Mısır yargısının bağımsızlığını ve adaletini sorgulayan bütün açıklamaları şiddetle reddediyoruz" açıklamasında bulundu.
Ülkenin içişlerine müdahale edilmesinin kabul edilemez olduğuna işaret edilen açıklamada, bu durumun bütün Mısır halkının öfke ve kızgınlığına neden olduğu belirtildi.
Kahire Ceza Mahkemesi, kamuoyunda "Marriott Terör Hücresi" olarak bilinen davada, aralarında El-Cezire Yayın Grubunda görevli muhabirlerin de bulunduğu 18 sanığı 3 ile 10 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırmıştı.
Minya Ceza Mahkemesi de yurt dışında yaşayan Hristiyan Mısırlıların finanse ettiği merkezi ABD'de bulunan Et-Tarik isimli televizyon kanalı muhabiri Beshoy Armia Poles'in (32) temyiz yolu açık olmak üzere 5 yıl hapis cezasına çarptırılmasına hükmetmişti.
Kanada kınadı
Kanada Dış İlişkiler ve Temsilcilikler Bakanı Lynne Yelich, yazılı açıklamasında, El-Cezire Yayın Grubu Kahire Büro Şefi Muhammed Fahmy’nin terör suçlamasıyla 7 yıl hapis cezasına çarptırılmasının, Mısır’ın demokratik özlemleri ile ters orantılı ve tutarsız olduğunu bildirdi.
Hayal kırıklığına uğradıkları karara kadarki yargı sürecinin, Mısır’ın hukuk sisteminin geleceğine ilişkin endişelere yol açtığını belirten Yelich, "Mısır’ı, anayasasının ruhuna uygun, demokratik bir gelecek inşa etmek için başta gazeteciler olmak üzere birey haklarını ve özgürlüğünü korumaya çağırıyoruz" ifadesini kullandı.
Yelich, sağlık sorunları nedeniyle tıbbi bakıma ihtiyacı olan Muhammed Fahmy’nin durumunu yakından izlemeye devam edeceklerini kaydetti.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı