Yüksek ABD tarifeleri, sıkı emisyon düzenlemeleri ve Çin'den gelen yoğun fiyat rekabeti gibi zorlu koşullarla başa çıkmak amacıyla elektrikli fırınlı çelik fabrikaları kurma olasılığını değerlendiriyorlar.
Hyundai Steel, bu yönelimin öncülerinden biri konumunda. Henüz net bir karar verilmese de yeni oluşturulan yeşil çelik çalışma grubu, dünyanın en büyük çelik pazarında yer edinme potansiyelini araştırıyor. Bu adım, Koreli şirketlerin genellikle yüksek fırınlara bağımlı olduğu bir ortamda çığır açıcı nitelik taşıyor.
ABD pazarının çekiciliği ise tartışılmaz. Özellikle Trump'ın gelecek seçimlerde kazanma ihtimali, Çin'e yönelik gümrük vergilerinin artması beklentisi Koreli üreticilere önemli bir avantaj sağlayabilir. Ayrıca, hurda metalin elektrikle eritilmesi ve daha düşük karbondioksit emisyonları ile elektrikli fırınlar, geleneksel yüksek fırınlara göre daha maliyet etkin bir seçenek sunuyor. Bu durum, Güney Kore'nin daha katı çevre düzenlemeleri ile uyumlu bir şekilde ilerliyor.
Ancak, kalite konusunda bazı endişeler mevcut. Elektrikli fırınlardan üretilen çelik, çevre dostu olmasına rağmen, demir cevherinden üretilenlere göre daha fazla yabancı madde içerebiliyor. Bu durum, özellikle otomotiv çelik sacları gibi ileri teknoloji ürünlerde kullanımını sınırlayabiliyor. POSCO ve Hyundai gibi şirketler, elektrikli fırınlardan gelen erimiş demiri hurda metal ile birleştirerek bu zorluğun üstesinden gelmeyi hedefliyorlar.
Diğer yandan, Japon Nippon Steel farklı bir strateji izliyor. Yeni tesisler inşa etmek yerine, dünyanın üçüncü büyük çelik üreticisi olan US Steel'in 14,1 milyar dolarlık satın alımını tercih ediyorlar. Bu adım, Çin'in çelik ihracatının artması ve dünya çapında piyasaları ucuz çelikle doldurması nedeniyle Asyalı çelik üreticilerinin ABD pazarına girmesinin önemini vurguluyor.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı