Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (KONUTDER) Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas, "Sektör olarak devlet olarak 20 yıldır depremle ilgili çalışıyoruz. Çok da haksızlık yapmayalım kendimize, fena bir yere gelmedik. Yaptığımız iş yanlış değil eksik. Elazığ-Malatya ve İzmir depremi bize şunu gösterdi ki, 1999'dan sonra yapılan binalarda yapısal bir problem, yapısal bir hasar, büyük hasarlar yok." dedi.
Gayrimenkul sektörüne yön veren tüm paydaşlar ile sektörün üst düzey yöneticilerinin bir araya geldiği, deneyim ve yeni trendlerin paylaşıldığı RE360 Gayrimenkulün Büyük Buluşması'nın dördüncüsü online olarak devam ediyor.
Etkinlik kapsamında düzenlenen "Türkiye'nin Deprem Gerçeği Sektörün Merceğinde: Ne yapmalıyız? Nasıl Yapmalıyız? Nereden Başlamalıyız?" panelinde, katılımcılar deprem konusunu ele aldı.
KONUTDER Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas, son yıllarda Türkiye'de sıklıkla kentsel dönüşümün konuşulduğunu belirterek, 99 depreminden sonra bu konudaki algının da değiştiğini anlattı.
1998 yılında Yapı Yönetmeliği'nin revize olduğunu anımsatan Elmas, şunları kaydetti:
"Sektör olarak devlet olarak 20 yıldır depremle ilgili çalışıyoruz. Çok da haksızlık yapmayalım kendimize, fena bir yere gelmedik. Yaptığımız iş yanlış değil eksik. Elazığ-Malatya ve İzmir depremi bize şunu gösterdi ki, 1999'dan sonra yapılan binalarda yapısal bir problem, yapısal bir hasar, büyük hasarlar yok. Hedef, binanın hiç hasar almaması değil, beklenen şey hasar alsa bile göçmemesi, insanların yürüyerek oradan tahliye olmasını temin etmek. Son 2 deprem test oldu. 20 sene içinde yaptığımızın yanlış olmadığını, eksikleriyle yüzde 95 oranında doğru yürüdüğünü görmüş olduk. Zamanı çok da boşa geçirmedik. Sıkıntı şu, eski çürük yapılar hala duruyor, içinde oturulmaması gereken binlerce konut hala duruyor."
"Bir devlet 1 yılda depremle ilgili 495 toplantı yapıyorsa, bu çok büyük bir risk ve sıkıntı demektir"
Depreme hazırlık konusunda doğru işler yapıldığını ama yapılanların yeterli olmadığını dile getiren Elmas, sektör olarak iyi şeyler yaptıklarını ama yapılan şeylerin yetmediğini anlattı.
Elmas, en acil dönüşmesi gereken alanların en yoğun alanlar ve en eski yapı stoğunun olduğu yerler olduğunu bildirerek, şunları söyledi:
"Türkiye'de, İstanbul'da ürettiğimiz konutun yüzde 10'unu eski binaları yıkarak yapıyoruz. Yapmamız gereken ise, eğer bütün Türkiye'de yıllık ortalama 750 bin 800 bin konutu üretiyorsak, bunun en az yüzde 35-40'ını kentsel dönüşüm kaynaklı eski binaları yıkıp yenilemeye dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Bir devlet 1 yılda depremle ilgili 495 toplantı yapıyorsa, bu çok büyük bir risk ve sıkıntı demektir. Devlet demek ki, depremin çok yakın olduğunu ve bir kaos oluşturabileceğini öngörüyor demektir. Ona göre dönüp, elimizi çabuk tutup, ayları yılları feda etmemeliyiz."
"Kentsel dönüşümde yeterli mevzuat var"
Gayrimenkul ve Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı Derneği (GYODER) Başkanı Mehmet Kalyoncu, paneldeki konuşmasında, kentsel dönüşümde yeterli mevzuatın bulunduğuna işaret etti.
Kentsel dönüşüm konusunda çok paydaşlı bir yapı bulunduğunu dile getiren Kalyoncu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu takımın uyumlu şekilde takım oyunu oynaması gerekiyor. Bunun için de takım kaptanı olan devletimizin bunu yönlendirmesi gerek. Bunu yapmaya da çok büyük özveriyle çalışıyorlar. Burada güven iklimi lazım. Bunu zedeleyecek koşulları ortadan kaldırmak lazım. Örneğin, özel sektörün gidip riskli yapılarda yaşayan insanlarla bizzat pazarlık yapması güven iklimini zedeliyor. Uzlaşı sürecinde devletin aktif olması, özel sektörün sürece katılmaması gerek. Takım oyununu doğru oynarsak bu işi başarabiliriz."
İstanbul İnşaatçılar Derneği (İNDER) Yönetim Kurulu Başkanı Nazmi Durbakayım, Fikirtepe başta olmak üzere kentsel dönüşüm projelerinde izlenmesi gereken yol hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür de toplantı çerçevesinde Türkiye'nin deprem haritasını, geçmişten bugüne oluş nedenlerini, deprem gerçeğini ve yapılması gerekenleri katılımcılarla paylaştı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı