Bir diğer önemli konu ise veri toplamada ‘Ölçülülük’ esasıdır.
Çalışan yahut müşteri bazlı kişisel veri toplayacak olan işletme, ölçülülük esasını gözetmek zorundadır.
Kişisel veri toplanırken, istenen bilginin sonuca, işyeri ve iş sağlığına etkisi özenle belirlenmelidir. Çalışan, ziyaretçi ya da müşterinin belli bir süre önce nereyi ziyaret ettiği, nerede ne kadar süre ile kaldığı hususları sadece toplumsal sağlık ölçüleri derecesinde incelenmelidir. Daha fazla kişisel veri sunması talep edilen muhatap, konunun amacı dışında bir bilgi talebi ya da baskı ile karşılaşmamalıdır.
Örneğin, Çin’den 1 hafta önce geldiğini beyan etmek zorunda kalması gereken çalışan ile Türkiye Cumhuriyeti İç İşleri Bakanlığın belirlediği yasaklı iller kısıtlaması ile yaşadığı ilin her hangi bir ilçesinde ne sıklıkla seyahat ettiğini beyan eden çalışan, aynı koşullarda değerlendirilemez. Burada elde edilecek her bir bilginin, belirli bir amacı olmalı, bu amaca söz konusu bilgi toplanmadan ulaşmak mümkün olmamalıdır. Veri toplamadaki amaç, kişinin özel hayatını gereksizce ortaya koyma etkisinde olmamalıdır.
Kişilerin açık ve meşru bir amaç olmaksızın seyahatlerine ilişkin bilgi istemek, detaylı sağlık geçmişi talep etmek ve koronavirüsle mücadeleye fayda sağlamayacak detaylar, amacı aşacak etkide değerlendirilmelidir.
Her şeyden önce kişisel verilerin toplanma amacının açık bir şekilde belirlenmesi ve bu amaç ile sınırlı bir nitelik ve nicelikte bilgi elde edilmesi gerekir.
Korona Virüs Tedbirleri Kapsamında Bilgi Vermek İstemeyen Çalışan ya da Ziyaretçi İş yerine kabul edilmeye bilir mi?
Daha önce açıkladığımız kapsam ve gereklilik dahilinde, işyeri ve işçilerin sağlığı açısından önem arz eden konularda KVKK kapsamında bilgi vermekten kaçınan kişiler, ilgili mahalden uzak tutulabilir. Toplum ve İş sağlığı açısından bu husus tartışmasızdır.
Bilgi Vermek istemeyen çalışan ya da müşteriler mümkün koşular mevcut ise maske ve gerekli önlemler alınmak kaydıyla korunaklı mekanlarda görüşmeye alınabilirler.
-Bitti-
Comments
No comment yet.