Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ATO'da düzenlenen Sağlık-Sen Hemşireler Günü "Büyük Türkiye Buluşması" programına katıldı.
Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Dünya Hemşireler Günü'nde Ankara'ya gelen ebe ve hemşirelerle birlikte olmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade etti. Organizasyonu yapanlara da teşekkür eden Erdoğan, 12 Mayıs'ta kutlanan Dünya Hemşireler Günü'nün başta hemşire ve ebeler olmak üzere sağlık sektörüne hayırlar getirmesini diledi.
Görevi başındaki ebe ve hemşirelere de selamlarını ileten Başbakan Erdoğan, "İnsan hayatı için hayat kurtarmak için hastalıklara şifa bulmak için mücadele eden her kim varsa bilinmelidir ki o kişi kutsal bir görevi ifa ediyor. Onun için sizlerin yeri, konumu çok farklı. Sizler sadece birikiminizle, eğitiminizle, becerilerinizle değil, insanlara açtığınız gönlünüzle yüzlerinizdeki o tebessümle kutsal bir görevi, insana ait en güzel mesleği icra ediyorsunuz. Ne büyük zorluklar yaşadığınızı çok iyi biliyoruz. Ulaşılmazlara ulaştığınızı, uzak demeden, ücra demeden ihtiyacı olanlara nasıl el uzattığınızı çok iyi biliyoruz" dedi.
Hemşirelik mesleğinin kendine özgü kanunu bulunan bir meslek olduğunu anımsatan Başbakan Erdoğan, kendilerinin 2007 yılında bu kanunu incelediklerini, lisansüstü eğitim alan hemşirelere uzman hemşirelik yolunu açtıklarını, cinsiyet ayrımını kaldırarak erkeklerin de hemşire olabilmesini sağladıklarını söyledi. 2010 yılında Hemşirelik Yönetmeliğini yayımladıklarını anlatan Erdoğan, böylece hemşirelerin görev, yetki ve sorumluluklarının daha net bir şekilde belirlenmesini sağladıklarını belirterek, "İnşallah önümüzdeki dönemde bu konudaki çalışmalarımızı sürdürecek, sizlerin daha iyi şartlarda çalışmanızı temin edecek adımları atmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
İki yıllık önlisans eğitiminden sonra eğitim süresini 4 yıla tamamlayanlarla ilgili bir sıkıntının gündeme getirildiğini anımsatan Başbakan Erdoğan, "Ben şu anda bakanıma talimatı veriyorum, bakanımın ve bizim görevimiz olacak. İnşallah bununla ilgili yasal değişiklik neyse bunu süratle yaparak bunun önünü inşallah açacağız ve bunun zaten mantığı yok, bunu tamamlamak suretiyle de bu kardeşlerimizin 4 yıla tamamlamasını inşallah sağlayacağız" dedi.
"Sizin verdiğiniz hizmetin bedeli olmaz"
Kanuni Sultan Süleyman'ın "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" sözünü anımsatan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü.
"Düşünebiliyor musunuz, Devlet-i Ali Osmaniyye, o kadar güçlü bir devlet ve o güçlü bir devletin bedeli ne, bir nefes sıhhat. Sağlıklı bir nefes ondan daha değerli bu kadar önemli bu iş. Bu hiçbir şeyle değişilmez. Onun için değerli kardeşlerim, öyle bir adım atalım ki dedik, bu ülkede inşallah bunların önünü açalım. Şunu çok açık, net, bir Başbakanınız olarak değil, bir kardeşiniz olarak söylüyorum, sizin verdiğiniz hizmetin bedeli olmaz. Bunu bir defa biliniz, verdiğiniz hizmet bu kadar önemli, değerli. Sizinki bir aşktır çünkü bu iş öyle kolay kolay yapılmaz. Ama bir sevdanız olunca yapılır. İşte az önce ekranda onu da gördük. Ben burada, onu da görüyorum kardeşimin halini. Biliyorum ki onun da bu işte farklı bir heyecanı, farklı bir aşkı var."
"Dünyanın hiçbir ülkesinde işçi-memur ayrımı diye bir şey kalmadı"
SSK'lı, Bağ-Kur'lu, Emekli Sandığına bağlı vatandaş ayrımını kaldırdıklarını, artık memurun, işçinin, esnafın ayrı hastanesi olmadığını belirten Erdoğan, şunları söyledi:
"Şimdi Ahmet Bey (Gündoğdu) kızacak biliyorum ama bir şey söyleyeceğim. Başarabilsem bir şeyi başarırım, nedir o biliyor musunuz? Dünyanın hemen hemen hiçbir gelişmiş ülkesinde, gelişmekte olan ülkelerinde de işçi-memur ayrımı yoktur, çalışanlar vardır. Şimdi diyorsunuz ya döner sermaye, ek filan, bunların hepsi çalışanlar olayında ortadan kalkar. Hiç böyle bir sıkıntı kalmaz. Çünkü ne söyleniyor, dikkat edilirse memur için kimisi diyor ki 'Çalışırken onlar bizden fazla alıyor', bazısı da diyor ki 'Emekli olduğu zaman fazla alıyor'. İşçi diyor ki 'Ben çalışırken fazla alıyorum, emekli olduğum zaman az alıyorum'. Böyle bir karmaşa var. Dünyanın hiçbir ülkesinde, bu kadar açık söylüyorum, hiçbir ülkesinde işçi-memur ayrımı diye bir şey kalmadı. Sadece Türkiye'de var. Bizim bunu kaldırmamız lazım. Bunu kaldırdığımız anda Türkiye'de bu denge adil bir yere rahatlıkla oturacaktır. O zaman inanıyorum ki emeklilik öncesi emeklilik sonrası skalalar çok daha fizibl hale gelecektir."
"Dört alandaki meselelerin üzerine kararlılıkla eğildik, çözümler ürettik"
Türkiye'yi eğitim, sağlık, adalet ve emniyet temeli üzerinde yükseltme sözü verdiklerini vurgulayan ve bu alanlarda yoğun yatırım yaptıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, son 12 yılda bu dört temel alanda çok önemli eserler kazandırdıklarını kaydetti.
10 milyon tablet bilgisayar ihalesi ile tüm okullara etkileşimli tahta ihalesine hazırlandıklarını aktaran Başbakan Erdoğan, artık öğrencilerin tablet bilgisayarla okuluna gidip geleceğini dile getirdi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"İnşallah önümüzdeki 3 yıl içerisinde bunları bitirmenin gayreti içerisinde olacağız. Bilemediniz 4 yıl. Çünkü Türkiye, modern dünyanın yakaladığı hangi imkanlar varsa hepsini yakalayacak. Şunu çok iyi biliyorum ki bu alanlarda gerçekleştirdiğimiz değişim ve dönüşüm hamleleri, yapılan reformlar, sessiz devrimler sayesinde bizler hem hükümet olarak hem de kişisel olarak halkımızın, insanımızın hayır dualarını alıyoruz. Bunların her biri son derece hayati olan, insanımızı son derece yakından ilgilendiren ve hayatını doğrudan doğruya etkileyen alanlar. Bir hükümet bu alanlarda iş üretmiyor, halkın isteklerini karşılamıyorsa, insanımızın taleplerine, ihtiyaçlarına cevap vermiyorsa inanın o hükümetin uzun yıllar görevde kalmasının imkanı yoktur, olamaz. Bizler bunu çok iyi biliyoruz. Göreve geldiğimiz andan itibaren de bu şuurla çalıştık, bu anlayışla görev yaptık, insanımız için her türlü fedakarlığı bir görev telakki ettik. Bu dört alandaki meselelerin, sorunların üzerine kararlılıkla eğildik, çözümler ürettik.
Şunu çok iyi biliyoruz, sağlık hizmeti demek sadece hastane yapmak değildir. Bunu kabul ediyorum. Sağlık hizmeti demek sadece ambulansları, cihazları hizmete almak değildir. Sağlıkta da asıl olan doktoruyla, hemşiresiyle, eczacısıyla, teknisyeniyle insandır yani sizsiniz. Sadece yapıya, sadece araca, cihaza yatırım yapmak hizmetin kalitesini yükseltmez. İşte onun için 12 yıl boyunca altyapı kadar insan kaynağımıza da önemli yatırım yaptık."
Sağlık çalışanlarının yıpranması
Kendisinden önce konuşanların yıpranma payına ilişkin sözlerini anımsatan Erdoğan, konuya ilişkin çalışma yaptıracağını bildirdi. Erdoğan, ne kadar yıpranma payı istendiğini sorduğunu ve kendisine "5 yıla 1 yıl" yanıtının verildiğini dile getirerek, "Ben de arkadaşlarıma talimatı vereceğim. 5 yıl hizmeti olanın bir yıl yıpranma payı olacak. Mehmet bey (Sağlık Bakanı), bunu da Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığımız ile birlikte el ele yürütüyoruz. Bir an önce inşallah, zannediyorum Meclis'in kapanışına kadar bu yetişmeyebilir, ama yeni yasama yılına bu yetiştirilir. Şimdiden ön hazırlıklarının yapılması lazım" diye konuştu.
Kreş talimatı
Başbakan Erdoğan, ''Başhemşiremiz kreşlerden bahsetti. Tabii şimdi kreşlerden bahsederken benim sorumluluğum haklı olarak, kendilerinin haklı bir talebiydi, o da arttı. Çünkü hem 3 çocuk diyeceksin hem de kreşler yok. Bu olmaz tabii. Yani bununla ilgili olarak da yine bakanımıza talimatı veriyoruz. Dolayısıyla bütün projelerde ve şu andaki mevcutlarda da bu kreş çalışmalarını inşallah hızlandırarak bunların da adımlarını atmamız şart. Bu bizim için ayrı bir görev. Bu uyarınızdan dolayı da teşekkür ediyorum'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, programda ayrıca "yılın annesi" seçilen Ayşe Topçu Aslan ve "yılın ebesi" seçilen Keziban Bozdemir'e hediyelerini verdi.
Başbakan Erdoğan'a da Ayet-el Kürsi işlemeli bir tablo takdim edildi.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı