Cumhuriyet bu yıl 97’nci yaşına bastı… Cumhuriyet’in kuruluşuyla birlikte Atatürk’ün de isteğiyle mimari bir hareket yaşanmıştı. "Milli mimari" adını taşıyan bu hareketin özelliklerini taşıyan binaların çoğu, bugün Cumhuriyet’in simgeleri olarak görülüyor. Cumhuriyet’in kuruluşundan 60’lı yıllara kadar uzanan dönemde, devlet kurumlarının binaları ön plana çıkıyor. Çünkü o dönemde ekonomik güç de esas olarak devletin elindeydi. Özel sektör ancak 60’lardan sonra mimari eserlerde ön plana çıktı.
1- Florya Atatürk Deniz Köşkü
Marmara Denizi kıyısında, Yeşilköy ile Küçükçekmece arasında bir yerleşim bölgesi olan Florya’nın 19. yüzyılda sönük bir avcı uğrağı konumunda olduğu bilinmektedir. Atatürk’ün buraya olan ilgisiyle önem kazanan Florya giderek yazlık bir dinlenme merkezine dönüşmüştür. Atatürk için İstanbul Belediyesi tarafından 1935 yılında açılan proje yarışmasını kazanan mimar Seyfi Arkan’a yaptırılan köşk, yazlık bir konut olarak deniz tabanına çakılan sütunlar üzerine yapılmış ve karaya bir köprüyle bağlanmıştır. 1935 yılı 14 Ağustos tarihinde kullanıma açılan köşkte Mustafa Kemal Atatürk, 1936 yılının Haziran ve Temmuz aylarında uzunca bir süre yaşamış, siyasî ve bilimsel toplantılar için köşkü özellikle kullanmış, aralarında İngiliz Kralı VIII. Edward ve Madam Simpson’un da bulunduğu kimi önemli konukları burada ağırlamıştır. Köşk, Atatürk tarafından son olarak 28 Mayıs 1938 günü kullanılmış, kendisinin ölümünden sonra bu yapılar Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı’nın yazlık konutu olarak İsmet İnönü, Celal Bayar, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk ve Kenan Evren dönemlerinde kullanılmıştır. 16 Eylül 1988 tarihinde Cumhurbaşkanlığı’nca, Milli Saraylar Daire Başkanlığı’na devredilen bu yapılar topluluğu, restorasyonu tamamlandıktan sonra dönemi içinde modern bir anlayışla inşa edilmiş köşkün tarzına uyacak dönem eşyası ile tefriş edilerek Atatürk Müzesi haline getirilmiştir. Atatürk Köşkü’nün arkasında karada yapılmış olan Yaverlik ve Genel Sekreterlik binalarının bir kısmı günümüze ulaşmamış, kalanlar ise onarılarak TBMM sosyal tesisleri haline getirilmiştir.
2- Zeyrek Sosyal Sigortalar Kurumu Binası
Sedat Hakkı Eldem’in 1962 yılında tasarladığı ve de 1962 ile 1964 yılları arasında inşa edilen SSK Zeyrek Tesisleri’nin Türkiye mimarlık tarihinde oldukça önemi bir yeri vardır. Oldukça tarihsel bir dokuda inşa edilmiş modern bir yapı olmasına rağmen çevresine uyum sağlamış ve geleneksel Türk mimarisinin yatay çatı çizgisi, geniş saçaklar, sıraya dizilmiş pencereler ve çıkmalar gibi uygulamaları kullanılmıştır. Sedat Hakkı Eldem bu yapı ile 1986 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü kazanmıştır.
3- Türk Tarih Kurumu Binası
Turgut Cansever ve Ertur Yener'in 1951 yılında tasarlamaya başladığı Türk Tarih Kurumu Binası'nın projelendirme çalışmaları 1961 yılında sonuçlandırılmış, 1962 yılında binanın inşaatına başlanmıştır. İnşaat 1966 yılında tamamlanmış ve yapı 1967 yılından itibaren tam teşekküllü olarak kullanıma açılmıştır. 1980 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü'nü kazanan bu yapı Türkiye mimarlık tarihininin en önemli modern tasarımlarından birisi olarak kabul edilmektedir. Zemin katta konferans salonu, kitap depoları, üst katlarda kütüphane, okuma salonları ve ofisler yer almaktadır.
4- Ankara Tren Garı
1892 yılında Anadolu Demiryolları’nın bir istasyonu olarak hizmete giren Ankara Garının binası 1937 yılında inşa edilmiştir. Son haliyle gayet modern bir görünüme sahiptir. Art Deco tarzında tasarlanan yapının mimarı Şekip Akalın’dır. Başkentin erken Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilmiş en görkemli yapıtlardan biri olan Ankara Merkez Garı, yapılışındaki olumlu nitelikler nedeniyle özellikle mekânsal görkemini hiç kaybetmemiştir. Ankara’nın kapısı olarak nitelendirilen Gar Binası, dünyanın savaşa hazırlandığı yıllarda geleneksel ve çağdaş öğeleri bağdaştırma denemesi olarak tasarlanmış ve gerçekleştirilmiştir.
5. Anıtkabir
Mustafa Kemal Atatürk’e duyulan saygı ve sevginin göstergesi olan Anıtkabir Türkiye Cumhuriyeti’nin en anlamlı eseridir. Kente egemen bir noktada bulunması yapısal görkemini pekiştirmektedir. Mimarisi, kullanılan heykel ve kabartmalar Kurtuluş Savaşını, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini, Mustafa Kemal Atatürk’ün kişisel özelliklerini yansıtmaktadır. Anıtkabir, 15 bin metrekarelik bir alan üzerinde bulunmaktadır.
6. Ankara Dil Tarih Coğrafya Fakültesi
Ankara Üniversitesi’nin ilk fakültesi olarak kurulan ve Alman mimar Bruno Taut tarafından inşa edilen bina Ankara’nın en görkemli binaları arasındadır. Modernist etkileri yerel mimarlıkla birleştiren yapı Atatürk’ün emri üzerine inşa edildi. 1935 yılında Evkaf Binası’nda öğretime başlayan fakültenin yeni binası 1936 yılında tasarlanmaya başladı ve 1940’ta tamamlandı. Bodrum üzerine dört katlı olan yapı, ana caddeye paralel dikdörtgen prizmatik kütlesi ile bunun iki ucuna eklenmiş küçük bloklardan meydana gelir. Girişin yer aldığı ön cephenin orta bölümü öne ve yukarı doğru küçük çıkıntılar yapılarak vurgulanmıştır. Yapının mimarı Mimar Sinan'a ve Osmanlı mimarisi hayranlığı nedeniyle giriş cephesinde taş ve tuğla birlikte kullanılmış, yan ve arka cepheler ise sıva ile kaplanmıştır. Ön cephe alınlıkta yer alan Atatürk maskı Avusturyalı heykeltıraş Joseph Thorak'ın çalışmasıdır. Orta bloğun alınlığında Atatürk'ün Hayatta En Hakiki Mürşit İlimdir özdeyişi yer almaktadır.
7- Mersin Halkevi Binası
Mersin Halkevi binası, geleneksel halkevi mimari tekniklerini eksiksiz sergilemeyi başaran özel bir yapıdır. Halkevi binasını özellikli ve ayrıcalıklı kılan, yapıldığı dönemin tüm zorlu ve caydırıcı etkenlerine karşın başarıyla tamamlanmış olmasıdır. Binanın diğer önemli özelliği en büyük halkevi binası olması, çok amaçlı kullanılır bir yapı olarak tasarlanması ve döner sahne teknolojisi kullanılmasıdır. Dünyaca ünlü kültür eserleri, operalar ve temsiller Türkiye’de ilk defa Mersin Halkevi’nde sergilenmiştir
8- İstanbul Atatürk Kültür Merkezi (AKM)
Atatürk Kültür Merkezi (AKM) gerek ismi, gerekse, tarihsel ve kültürel kimliği ile Cumhuriyet değerlerinin sembolü olmuş bir yapıdır. AKM, ulusal ve uluslararası kültürel, sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.
9- 19 Mayıs Stadı
19 Mayıs Türkiye’nin ilk stadyumu olma özelliği taşımaktadır. Balkan Oyunları için yapılmış olması genç Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal-sportif etkinliklere gösterdiği özenle birlikte uluslararası ilişkilerin geliştirilmesine verdiği önemi de yansıtmaktadır.
10- Kızılay Emek İşhanı
Mimar Enver Tokyay tarafından tasarlanan Emek İşhanı, yapıldığı dönemin mimari kimliğini yansıtması nedeniyle tarihsel bir değere sahiptir. Kentsel bellekte önemli bir yer tutmakta ve Ankara kenti için bir simge olma özelliği taşımaktadır. Emekli Sandığı’na gelir sağlamak ve Kızılay’ın çehresini değiştirmek amacıyla yapılan bina 20. yüzyıl mimari akımlarından rasyoneluluslararası stilin bir örneğidir; Türkiye’de yapılan ilk gökdelendir.
Haber: Gülçin Sezen Karaegemen Soylu
Düzenleyen: Nihal Özken
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı