Özellikle Meksika, Çin'in çelik ürünlerini ABD ve Kanada'ya yönlendirerek yüksek tarifelerden kaçınmasını sağlayan bir aracı olarak kullanılıyor. Meksika'nın aldığı kararlarla çelik ürünlerine %50'ye varan vergiler getirilirken, Şili ve Brezilya da benzer şekilde gümrük vergilerini artırma yoluna gitti. Bu önlemler, yerel çelik sektörünü korumayı amaçlıyor ancak Latin Amerika'da çalışan binlerce kişinin geçim kaynakları da tehdit altında.
Latin Amerika Çelik Birliği (Alacero) verilerine göre, bölge geçtiğimiz yıl Çin'den rekor düzeyde çelik ithal etti ve bu durum yerel üreticiler için büyük bir rekabet ortamı yarattı. Yerel çelik üreticileri, Çin'in damping politikaları sonucu fiyatların %40 daha düşük olmasıyla mücadele ediyor.
Çin'in Latin Amerika'daki etkileri sadece çelik sektörüyle sınırlı değil. Nikaragua'da özellikle küçük ve orta ölçekli işletmeler, Çin'in serbest ticaret anlaşmalarını kullanarak ithalat vergilerinden muaf olarak büyük miktarlarda ürün getirmesi nedeniyle zor günler geçiriyor. Nikaragua'daki yerel işletmelerin satışları dramatik bir şekilde düşerken, Çinli şirketler ve yerel yönetimler arasındaki anlaşmaların sadece belirli bir grup insanın lehine işlediği eleştirileri de gittikçe artıyor.
Latin Amerika'daki bu gelişmeler, bölgedeki ekonomik dengeleri köklü bir şekilde etkiliyor ve bölge ülkeleri için stratejik politika değişikliklerini gündeme getiriyor. Çin'in ekonomik gücü ve stratejik hamleleri, bölgedeki ticari ilişkileri derinden etkilemeye devam ediyor ve yerel ekonomiler üzerinde uzun vadeli etkilere yol açma potansiyeline sahip.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı