Türkiye’ye sağladıkları katma değer ve katkıyla gurur duyduklarının altının çizen ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Suat Çalbıyık; “Sektörümüzün iç pazarda yakaladığı istikrarlı ivmeyi korumak ve yurt dışı pazarlarda üstlendiğimiz kritik rolü sürdürerek başarılarımızı taçlandırmak için elimizi taşın altına koymaktan çekinmedik. Türk Çimento Sektörü, 2018-2019 yıllarında üst üste daralmasına rağmen, Türkiye için fedakârlık yapmaktan kaçınmamış bir endüstridir.” dedi.
Türk Çimento Sektörünün küresel pazarda önemli bir oyuncu olduğunun ve bu başarının katlanarak sürdürülmesi gerektiğinin altını çizen Suat Çalbıyık söyle konuştu: “Çimento Sektörü, Cumhuriyetin ilk yıllarından bu yana, yaklaşık bir asırdır ülkesine hizmet etmenin gururunu taşımaktadır. Bugün üretimde Avrupa’da birinci, dünyada altıncı sıradayız. İhracatta da Avrupa’da yine birinci, dünyada ikinci sıradayız. Başarının kolay elde edilmediğini biliyor, bu başarıları sürdürülebilir kılmak için sektör olarak fedakârlık yapmaktan çekinmiyoruz. 2018-2019 yıllarında üst üste daralan sektörümüz, 2020 yılına umutlu başlasa da, Mart ayında baş gösteren Covid-19 salgını sebebiyle ikinci defa sarsıldı. Yine de üretime ara vermedik ve inşaat sektörünün devamlılığına her zamanki gibi katkı sunduk.”
"En düşük fiyatlı çimento satışını yaptığımız açıkça görülmektedir.”
Yüksek maliyet artışlarından kaynaklı büyük fiyat baskılamasına maruz kalınan dönemlerde dahi Türkiye’ye katma değer üretecek çalışmalara imza attıklarını vurgulayan ÇEİS Başkanı Çalbıyık sözlerini şöyle sürdürdü; Çimento sektörü maliyet bileşenlerinin %55-65 kadarı yakıt ve elektrik maliyetlerinden oluşmaktadır. Sektörümüzün yakıt tedarikinde ithalata olan bağımlılığı oldukça yüksek. Çimento sektörü birincil yakıt ihtiyacının kalori cinsinden %94’ünü, miktar cinsinden ise %92’sini petrokok ve ithal kömürden karşılarken, üretimde yoğun olarak kullanılan fosil yakıtların %92’si ithal edilmektedir. 2017-2021 Mart ayı itibariyle petrokok fiyatlarında %200, elektrik birim maliyetlerinde %106, ithal kömür fiyatlarında
%67,5 oranında artış görülmüş, yakıt ve elektrik maliyetlerinin yanında tesis başına işgücü maliyetleri 2017’den 2020 yılı sonuna kadar ortalama %31,2 oranında yükselmiştir. Buna rağmen, dünya geneline baktığımızda, en düşük fiyatlı çimento satışını yaptığımız açıkça görülmektedir.”
"İnşaat sektörü fiyatlarını etkileyecek olan malzemenin çimento olmadığı açıktır."
T.C. Merkez Bankası’nın 2017-2021 yıllarını kapsayan konut fiyat endeksi incelendiğinde, konut fiyatlarında %70’i aşkın artış yaşandığı verisine ulaşabileceğini belirten Çalbıyık açıklamasını şu şekilde sonlandırdı: “Eski adıyla TÇMB, yeni ismiyle TürkÇimento tarafından 2019 yılının Şubat ayında ODTÜ’ye hazırlatılan ‘Çimento ve Hazır Beton Fiyat Artışlarının Bina Maliyetine Etkisi’ raporunda da görüldüğü üzere, çimentonun birinci sınıf bir yapının tüm maliyeti içerisindeki payı %2,7 ile %3,2 arasında değişmektedir. Özetle, çimento fiyatlarında bahsedildiği düzeyde artış olsa dahi, inşaat sektörü fiyatlarını etkileyecek olan malzemenin çimento olmadığı açıktır. Sektörümüzün başarılarını ve atılımlarını konuşmamız gereken yerde, gerçeği yansıtmayan iddialarla kamuoyunun gündemi meşgul edilmemeli.
Türkiye’nin 7 bölgesinde, Edirne’den Kars’a uzanan fabrikalarıyla üretim yaparak iç pazarın ihtiyacını karşılayan ve ihracattaki başarılarıyla gururlandıran sektörümüzün -ülke ekonomisi için elini taşın altına koymaktan çekinmese de- yaşanan maliyet artışlarını fiyatlarına direkt yansıtmadığı ve bu durumdan olumsuz etkilendiği de kaçınılmaz bir gerçektir.”
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı