Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Gümrük Birliği'nin bugünün ihtiyaçlarına göre hizmet ve tarım sektörünü de kapsayacak şekilde revize edilmesi gerektiğini söyledi.
Raiser, SETA Ekonomi Direktörü Erdal Tanas Karagöl'ün moderatörlüğünü yaptığı "Yeniden Canlanan AB-Türkiye Ticari İlişkileri Işığında Gümrük Birliği" panelinde yaptığı konuşmada, Avrupa Komisyonu'nun talebi üzerine kısa süre önce hazırladıkları "Gümrük Birliği Değerlendirmesi" başlıklı raporunu anlattı.
Gümrük Birliğinin, Türkiye ekonomisine çok olumlu katkıları olduğunu vurgulayan Raiser, "Gelecekte birileri size, 'bunun faydası yok kaldıralım' derse, bilin ki sizin çıkarlarınızı gözetmiyordur" dedi.
Raiser, Gümrük Birliğinin bugünün ihtiyaçlarına göre hizmet ve tarım sektörünü de kapsayacak şekilde revize edilmesi gerektiğine dikkati çekerek, uygulamadaki aksaklıkların yeniden ele alınmasının şart olduğunu ifade etti.
İş adamları için uygulanan vizeler ve nakliye kotalarının da tartışılması gerektiğini dile getiren Raiser, şunları kaydetti:
"Türkiye turizm alanında şampiyonluk konumunu sürdürüyor. Nakliye ve geçit anlamında da bir köprü. Pek çok Afrika ülkesi, Avrupa kalitesindeki ürünleri Türk fiyatıyla alabildiği için Türk mallarını tercih ediyor. Türkiye'nin Avrupa pazarındaki başarısının da kaynağı bu. Ancak, AB, ABD ile serbest ticaret anlaşması imzaladığında, Türkiye, ABD'nin mallarının vergisiz olarak Avrupa ve Türkiye pazarına girmesini kabul etmiş oluyor. Kendi malları içinse aynı koşul geçerli olmuyor. Bu da rekabette Türkiye'nin kaybetmesi anlamına geliyor. Üçüncü ülke olarak Türkiye için bir asimetri söz konusu."
"İsteğimiz, bütün kuralların eşit ve adil şekilde olması"
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Yönetim Kurulu Başkanı Õmer Cihad Vardan da, dünya konjonktüründe ticaret tarzının değişimiyle 20 sene önce tartışmaları başlamış hususların artık geçerli olmadığını, raporun kapsamının yeniden düzenlenmesi gerektiğini söyledi.
Dünya Bankası tarafından hazırlanan raporun tarafsız ve güvenilir olduğunu ifade eden Vardan, "Bizim arzu ettiğimiz, bütün kuralların eşit ve adil şekilde, karşılıklı anlayış ve ortaklık içinde olması. AB, üçüncü ülkelerle ticaret anlaşması yaparken, bizim mutlaka o masanın bir köşesinde bulunmamız gerekiyor. Bunun olmaması bence mantık dışı" diye konuştu.
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Danışmanı Can Baydarol ise Türkiye'de faaliyet gösteren 15 bin nakliye şirketi arasında Avrupalı firmaların da bulunduğunu belirterek, Gümrük Birliği konusunda ortak çıkar algısının şekillenmesi gerektiğini söyledi.
Baydarol, "Gerekirse Gümrük Birliğinden çıkarız" anlayışının doğru olmadığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"Girmediğimiz yerden çıkamayız. AET'nin Gümrük Birliği ile AB'nin Gümrük Birliği aynı şey değil. AB ile ortak üyelik söz konusu, ancak ortak devlet olarak karar alma masasına oturamazsınız. Sorunun temeli de bu. AB'ye katılım, bir aşk ilişkisi değil, bir çıkar ilişkisidir. Türkiye'de yatırımı olan herkesin ortak çıkarı."
Comments
No comment yet.