BM Güvenlik Konseyi'nde 2015-2016 yıllarında görev yapacak geçici beş üye için yarın BM Genel Kurulu'nda düzenlenecek seçimler öncesi Türkiye, İspanya ve Yeni Zelanda arasında kıyasıya rekabet yaşanıyor.
Türkiye, 2009-2010 yılında görev yaptığı BM Güvenlik Konseyi geçici üyeliğine tekrar aday oldu. Türkiye'nin bulunduğu Batı Avrupa ve Diğerleri grubu için ayrılan iki koltuk için Türkiye, İspanya ve Yeni Zelanda yarışıyor.
Perşembe günü yapılacak seçimde gerekli desteği alma ve en az bir rakipten fazla oy toplama peşinde olan üç ülkenin dışişleri bakanları bir haftadır New York'ta kulis faaliyeti yürütüyor.
100 bin nüfuslu ülkeler ile 1,5 milyar vatandaşı olan ülkelerin birer oy hakkı bulunduğu için adaylar, küçük büyük demeden tüm ülkelerin kapısını çalarak BMGK'da ortaya koyacakları farkları anlatıyor.
Üç ülke de dışişleri bakanları başkanlığındaki diplomatik kadrolarıyla çeşitli ortamlarda resepsiyonlar düzenliyor ve bölgesel grupları öğle ve akşam yemeğinde ağırlıyor.
Türkiye, bu kapsamda BM Genel Kurulu girişinde "Güvenli Liman Türkiye" sergisini açarken, Yeni Zelanda aynı saatlerde resepsiyon düzenleyerek BM sistemi ve işleyişi hakkında pratik bilgiler veren "UN Handbook" kitabının tanıtımını yaptı.
Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da katılımıyla bu akşam Waldorf Astoria Otel'de resepsiyon vererek üye ülkelerden bir kez daha destek isteyecek.
Genel Kurul'daki oylamalar gizli olacağı ve ülkelerin birden fazla adaya oy verme hakkı olduğu için yarışın nasıl sonuçlanacağı büyük merakla bekleniyor.
Geçici üye seçimleri
BM sistemi içinde uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasından sorumlu kurum olan 15 üyeli BM Güvenlik Konseyi'nin beş daimi üyesi bulunuyor. Geçici 10 üye ise beşerli gruplar halinde iki yılda bir değişiyor.
2015-2016 dönemi için BM Genel Kurulu'nda yapılacak seçimlerde görev süreleri dolacak olan Arjantin, Ruanda, Güney Kore, Avustralya ve Lüksemburg'un yerine, bu ülkelerin grubunda yer alan beş yeni üye seçilecek.
Seçimlere Afrika grubundan Angola, Asya-Pasifik grubundan Malezya, Latin Amerika ve Karayipler grubundan Venezuela tek aday olarak giriyor. Ancak tek aday olarak girmeleri kesin seçilecekleri anlamına gelmiyor. Bu ülkelerin de seçimlerde oyların üçte ikisini almaları gerekiyor.
Batı Avrupa ve Diğerleri grubuna ayrılan iki koltuk için ise Türkiye, İspanya ve Yeni Zelanda aday. Bu üç ülke arasında büyük yarış olması bekleniyor.
193 ülkeden 129'unun oyu gerekiyor
BM Genel Kurulu'nda yapılacak oylamada bir ülkenin BMGK'ya seçilebilmesi için grubunun tek adayı bile olsa kullanılan oyların en az üçte ikisini alması gerekiyor. BM üyesi 193 ülkenin tamamının oy kullanması durumunda seçilebilmek için en az 129 oy alınması gerekiyor.
Türkiye'nin bulunduğu grupta ise 129 oy almak yetmeyebilir. Çünkü üçte ikinin üzerinde en fazla oy alan iki ülke hedefine ulaşabilecek. Türkiye 2009-2010 dönemi için gerçekleştirilen seçimde 151 ülkenin desteğini alarak ilk turda Konsey'e seçilmişti.
Türkiye, BM Güvenlik Konseyi'nde 1951-1952, 1954-1955, 2009-2010 yıllarında geçici üyelik görevinde bulunmuş, 1961 yılında ise iki yıllık dönemi Polonya ile paylaşarak bir yıl BMGK'da yer almıştı.
Yeni Zelanda en son 1993-1994, İspanya ise 2003-2004 yıllarında BM Güvenlik Konseyi'nde yer aldı.
Türkiye'nin öncelikleri adalet, güvenlik, kalkınma ve temsiliyet
Türkiye, son yıllarda uluslararası sistem içindeki kurumlarda ve arabuluculuk çabalarında giderek daha fazla yer alıyor. Arap Baharı ile başlayan ve bölgede iç savaşlar ve terör tehdidiyle süren çatışmaların tam ortasında yer alan Türkiye, gelecek dönemde BMGK gündemine gelecek birçok konuyla yakından ilgili olacak.
Türkiye'nin coğrafi konumu ve etrafında yaşanan sorunlar, Konsey'de yer alma gerekliliğini artırıyor. Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği, BMGK hedeflerini şu şekilde açıklıyor:
"Uluslararası ilişkilerde önemli değişimlerin yaşandığı ve bölgemizin önemli gelişmelere sahne olduğu bir dönemde Türkiye’nin BMGK üyeliğiyle uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasına özgün bir katkıda bulunabileceğine inanıyoruz. Bu inanç ülkemizi BMGK üyeliğimizin sona ermesinden kısa bir süre sonra yeniden adaylığımızı açıklamaya yöneltmiştir.
Geçmiş üyeliğimiz döneminde ülkemiz, BMGK içinde tüm tarafları dinleyen, şeffaf ve yapıcı bir yaklaşımla diyaloğu teşvik ederek çözümler üreten bir rol oynamıştı. Ülkemizi çevreleyen bölgelerdeki krizler göz önünde bulundurulduğunda, BMGK’nın bugün de bu tür bir katkıya ihtiyaç duyduğuna inanmaktayız."
"Türkiye tüm dünyanın vicdanı ve sesi oluyor"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da New York'ta yaptığı açıklamada, "Türkiye, daha demokratik, daha temsiliyetçi, daha şeffaf, siyasi olarak daha anlamlı, etkili ve hesap verebilen bir BM Güvenlik Konseyi görmek istiyor" demişti.
Konu hakkında farklı görüşler olsa da üye ülkelerin bu prensipler etrafında birleşmesini beklediklerini anlatan Çavuşoğlu, küresel sorunlara etkili çözüm bulabilmek için daha fazla görüşün Konsey'de temsil edilmesi ve daha katılımcı olunması gerektiğini ifade etmişti.
Türkiye'nin G20 başkanlığını üstleneceğini, İnsani Zirve'yi düzenleyeceğini ve birçok uluslararası kurumda aktif olduğunu kaydeden Çavuşoğlu, "Türkiye sadece kendi çıkarlarını burada savunmuyor. Küçücük ada ülkelerinin bile yaşadığı sorunları savunuyor. Afrika'nın da sesi oluyor, Karayip ülkelerinin de vicdanı oluyor. Dolayısıyla tüm dünyanın vicdanı ve sesi oluyor, objektif, dengeli ve yapıcı bir rol oynuyor" ifadesini kullanmıştı.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı