Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD), 46. Gündem Buluşmaları’nda ‘Yeşil Mutabakat Sürecinde Seramik ve Demir Çelik Sektörü’ konuşuldu.
Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Dr. Veysel Yayan, demir çelik sektörünün küresel rekabette zayıf ve güçlü yönlerini, Yeşil Mutabakat’ın demir çelik sektörünü nasıl etkileyeceğini anlattı.
Türkiye, Avrupa’daki çelik sektörüne göre daha yeşil üretim yapıyor
Türk çelik sektörünün üretim yapısıyla dünyadan ayrıştığını ifade eden Dr. Veysel Yayan, “Entegre ve ark ocaklı tesisler Yeşil Mutabakat çerçevesinde karbon salımıyla ilgili hassasiyetin zirveye çıkmasından dolayı önemli. Dünyada entegre tesislerin oranı yüzde 75, ark ocaklı tesislerin oranı yüzde 25 civarında. AB’de bu oran yüzde 60 entegre, yüzde 40 ark ocaklı tesisler şeklinde. Biz yüzde 71’e 29 oranıyla onların tam tersi bir yapıdayız. Dolayısıyla ülkemiz karbon salımında onlara göre ortalama yüzde 40-45 daha avantajlı. Türkiye’deki 40 milyon ton çeliğin üretilirken saldığı karbona baktığımızda, Avrupa’daki çelik sektörüne göre çok daha masum, çok daha yeşil bir çelik üretimi yapıyoruz. Öngörülen tedbirleri alabildiğimiz ölçülerde, AB’de sorun yaşamadan, Yeşil Mutabakat şartlarını karşılayabileceğimizi düşünüyoruz. Ayrıca, Türkiye’nin hem Avrupa hem ABD ile daha sıkı bir şekilde çalışması gerekiyor. Avrupa ile olan iş birliğimizin sigortası da dış ticaretimizin dengede gidiyor olması. Benzer durum Türkiye-ABD dış ticareti için de geçerli. Dolayısıyla kazan kazan durumunu korumaya özen göstererek, Avrupa ve ABD ile iş birliğini geliştirmemiz lazım” şeklinde konuştu.
Türkiye İMSAD Gündem Buluşmaları’nda Dr. Veysel Yayan’ın konuşmasında önemli satır başlarını sizler için derledik:
- 2021 yılının ilk 9 ayında; inşaat sektöründe 3.2, imalat sanayinde 28, çelik sektöründe ise yüzde 20.6’lık büyüme söz konusu oldu.
- Çin ve dünya çelik üretiminde negatif bir süreç yaşanırken Türkiye’nin üretimi Eylül ayında%2.4, ekim ayında %8’li artış gösterdi. Bütün dönem itibarıyla Türkiye’nin çelik üretimindeki artış %14.2 oldu. Dünya çelik üretimindeki artış %5.8 oldu. Bu yılın performansına baktığımızda Dünya çelik üretimine kısayla 3 misli gibi daha iyi durumdayız. Bu yılı yüzde 13’lük büyümeyle kapatabiliriz.
Çelik Sektörünün SWOT Analizi
Çelik Sektörünün Güçlü Yönleri
- Türkiye'nin, ekonomik ve demografik faktörler açısından, makro düzeydeki büyüme beklentileri, yönetim kabiliyeti yüksek, deneyim ve bilgi birikimine sahip insan gücün olması,
- Sektörün % 100 özel sektör hüviyetinde olması sayesinde, girdi tedariki, üretim ve ihracata esnek ve dinamik karar verilebilmesi,
- Bilgi teknolojilerinin etkin kullanımı ve yeni teknolojilere dayalı üretim tesisleri sayesinde, teknolojik donanım ve tecrübe itibarıyla uluslararası rekabet gücünün yüksek olması,
- Değişim ve dönüşüm programları ile, talebi fazla ve üretimi yeterli olmayan yüksek katma değerli ürünlerin kapasitesinin arttırılması,
- Ülkede, otomotiv, makine, beyaz eşya, gemi inşa, gibi imalat sanayi sektörleri ile altyapı ve inşaat sektörlerinin güçlü olması,
- Dünyanın önde gelen çelik üreticisi ve ihracatçıları arasında yer alması, bilinirliği ve marka değeri yüksek uluslararası standartlarda kaliteli ürün üretim yapısının bulunması,
- Ülkenin coğrafi konumunun lojistik ve stratejik yönden avantaj sağlaması, tesislerin çoğunun lojistik açıdan avantaj sağlayan deniz kenarında bulunması, dış pazar genişliğine ve çeşitliliğine sahip olması, Katma değeri yüksek ürünlere geçiş konusundaki kararlılık,
Çelik Sektörünün Zayıf Yönleri
- Sektörün, hammaddelerde dışa bağımlılık oranının yüksek olması, komşu ülkelerde rakip üreticilerin, temel girdiler açısından büyük maliyet ve devlet desteği avantajlar sahip olmaları,
- Yeşil Mutabakata uyumu hedefleyen yüksek maliyetli çevre yatırımları, buna karşılık, Sektörün üzerindeki çevre katkı payı, elektrik tüketim vergisi YEKDEM gibi yüklerin ve doğal gaz tedarik sisteminin tekel olmasının, rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemesi,
- Dahilde işleme Rejiminin yurtiçi girdi tedarikini sınırlayıcı yönde sonuçlar doğurması,
- Çelik tüketicisi sektörler ile çelik sektörü arasındaki işbirliğinin yetersizliği, yassı çelik üretimine yönelik olarak yapılan yatırımlarla ulaşılan kapasitenin, ithalat baskısı sebebiyle yeterince değerlendirilememesi,
- Piyasadaki üretici sayısının fazla ve üretici kuruluş ölçeklerinin küçük olması,
- Üniversite-devlet ve sanayi üçgeninde ve uluslararası kuruluşlarla, bilimsel ve teknolojik ilişkilerin, AR-GE ve inovasyon altyapısının geliştirilmesi ihtiyacının bulunması,
- Önemli ihraç pazarlarımızda siyasi ve ekonomik etkenlerden kaynaklanan talep daralması, devlet destekli ve dampingli ithalata karşı yeterli tedbir almakta geç kalınması,
- Bazı küçük çaplı üreticilerin, kalitesiz girdi veya ara mamul ithalatı ile standartlara uygun olmayan üretimlerinin haksız rekabete sebep olması.
Haber: Nihal Özken
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı