Küresel pay piyasalarında artan enflasyonist endişeler, satın alınacak yeni bir hikayenin bulunmaması ve ABD tahvil faizlerindeki yukarı yönlü harekete paralel sert dalgalanmalar dikkati çekerken analistler, yurtiçi piyasalarda da benzer bir yönelimin olduğunu, yatırımcıların temkinli olması gerektiğini ifade ediyor.
Emtia fiyatlarındaki yükseliş küresel piyasalarda enflasyon endişesini ortaya çıkarırken, artan risk algısı bir çok varlık fiyatında oynaklığa sebep oluyor.
Analistler, söz konusu durumun özellikle ABD tahvil faizlerinde yükselişe ve tarihi yüksek seviyelerde bulunan pay piyasalarında dönem dönem kar realizasyonlarına sebep olduğunu belirtiyor.
Son bir haftada artan küresel dolar talebinin özellikle gelişmekte olan ülke para birimlerinin dolar karşısında değer kaybetmesine neden olduğunu dile getiren analistler, yatırımcıların artan risk ortamına uygun pozisyon almalarının önemine dikkati çekiyor.
İnfo Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Mert Yılmaz, AA muhabirine konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, "Dünyada borsalar daha yukarı gidecek bir hikaye bulmakta zorlanıyorlar. Bir patinaj çekme hali yavaş yavaş kendini gösterirken, primli hisse senetleri başta olmak üzere düzeltmelerin yaşanması beklenen bir gelişme." ifadelerini kullandı.
"Piyasalarda düzeltme beklentisi bir süredir vardı"
Dünyada yeni tip koronavirüs (Kovid-19) vaka artış hızındaki yavaşlama ve aşının olumlu sonuç verdiği yönündeki istatistiklerin kar satışlarının derinleşmesinin önündeki engel olarak görüldüğünü kaydeden Yılmaz, değerlendirmesine şöyle devam etti:
"Ne zaman ki ABD'de yüksek sesle tartışılmaya başlanan enflasyon kaygısı ve ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükseliş ciddi manada bir tedirginliği, tüm borsalarda ve özellikle gelişmekte olan ülke para birimlerinde dönem dönem etkili olan satış baskılarının da daha güçlü olmasını beraberinde getirdi. Bizim açımızdan bakıldığında ise 1.550-1.560 bölgesinde zorlanan BIST 100 endeksi, yavaş yavaş düşmeye başladı. Son iki günde ise gün sonuna doğru ciddi bir satış baskısı oldu."
Yılmaz, BIST 100 endeksinin 50 günlük ortalamasının geçtiği 1.510 seviyelerinin yakından izlenmesi gerektiğini, endeksin bu seviyenin altında kaldığı sürece 1.475 desteğine doğru kısa vadeli bir geri çekilmenin çok sürpriz olmayacağını söyledi.
Özellikle yeni gelen yatırımcılar açısından zorlu bir sürecin başladığını söyleyen Yılmaz, "Yeni gelen yatırımcıların önemli bir kısmı düşen piyasa görmediler, böyle bir tecrübeleri yok. Panikleme ihtimalleri çok yüksek. Onun için paniğe kapılmadan, özellikle kredili pozisyonlarını gözden geçirmelerinde fayda olduğunu düşünüyorum." dedi.
Yılmaz, yukarı yönlü hareketlerin hala kar realizasyonu için bir fırsat olduğunu düşündüğünü, hisse senetlerinde gün içinde yüzde 3'lere varan bir marj görüldüğünü, herkesin pozisyonunu gözden geçirmesi ve bir miktar kar realizasyonu için fırsat kollanabileceğini ifade etti.
Dolar/TL'de 6,90 seviyesinin şimdilik dip olarak teyit edilmiş göründüğünü kaydeden Yılmaz, "Dolar/TL'deki son birkaç günde görülen yükselişte özellikle ABD tahvil faizlerindeki yükselişin etkili olduğu görünüyor. Şimdilik 6,96-6,97 seviyesinin altına inmediği sürece 7,30'lara doğru bir hareketin olması mümkün." değerlendirmesine bulundu.
ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki değişim piyasalardaki gidişatta etkili oldu
AA Finans Analisti ve stratejist Cüneyt Paksoy da, küresel piyasalarda son günlerde teşvik paketi beklentileri ve salgın sürecine dair pozitif haber akışı özellikle ABD borsaları önderliğinde küresel borsaları ılımlı tonda tutar gibi görünse de, ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yukarı yönlü hareketin arka planda piyasaları rahatsız etmeye başladığını belirtti.
Şimdilik teşvik paketi beklentileriyle ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yükselişin sert bir şekilde fiyatlanmadığını ifade eden Paksoy, "Ancak yaşanan yükseliş hız kesmez ve 10 yıllık tahvillerin faizi yüzde 1,50-1,65'e doğru gitmeye devam ederse, hem borsa hem emtia tarafında daha sert hareketler görme riskini göz ardı etmemek gerekli." diye konuştu.
Paksoy, ABD 10 yıllık tahvil faizlerinde yükseliş devam ederken, dolar endeksinin şimdilik sakin ve 90 üzerindeki nötr seyrinin ılımlı havaya destek verdiğini ancak, 90'ın altına kalıcı inilmedikçe yukarı yönlü hareket ihtimaline karşı temkinli olunması gerektiğini bildirdi.
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen ve Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın sürece dair izlemede olduklarını bildirdiğini aktaran Paksoy, ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell’ın son konuşmasının enflasyon beklentileri dışında çok fazla detay içermese de, Fed'in mart ayı toplantısının şimdiden çok önemli hale geldiğini ifade etti.
Paksoy, teknik açıdan küresel pay piyasalarında yukarı yönlü hareketin devam edebilmesi için kısa vadede S&P 500 endeksinin olası satışlarda 3.650-3.800 bandının içinde veya üzerinde tutunarak 4.000 puan üzerine kalıcı şekilde geçmesi gerektiğini söyledi.
Gelişen ülke pay piyasaları için daha belirleyici olan Almanya'da DAX endeksi tarafında ise 14.000 puanın hemen altındaki seyrin ve teknik sıkışmanın uzayabileceğini kaydeden Paksoy, olası satışlarda 13.300-13.700 bandının destek olarak öne çıktığını, yukarı yönlü hareketler için 14.000-14.150 üzerinde kalıcı kapanışların gelmesi gerektiğini bildirdi.
Küresel piyasalara paralel yurt içinde de düzeltme yaşanıyor
Paksoy, Borsa İstanbul tarafında da global piyasalarda yaşanan ılımlı düzeltme sürecine paralel düzeltmelerin devam ettiğini belirterek, "İki gündür Dolar/TL tarafında yaşanan yukarı yönlü tepkiye paralel bankacılık sektörü hisseleri ve primli sanayi şirket hisselerindeki satışların etkisiyle BIST 100 endeksinin kritik destek eşiklerine yaklaştığını görmekteyiz." ifadelerini kullandı.
Düzeltmenin bitmesi ve yükselişin devamı adına temel hikayede global borsaların yukarı yönlü hareket etme potansiyellerini koruması gerektiğini kaydeden Paksoy, bununla birlikte martta hızlanması beklenen ABD-Türkiye iletişim süreci ile bu gelişmelerin kur ve faiz tarafına yansımalarının da takip edileceği kaydedildi.
Paksoy, teknik olarak olası satışların devam etmesi halinde 50 günlük ortalamayı da barındıran 1.480-1.500 seviyelerinin altında kalınması halinde 1.400-1.450 seviyelerinin ilk önemli destek bölgesi olacağını aktararak, "Bu bölgenin de destek olarak çalışmaması halinde 200 günlük ortalamayı içine alan 1.200-1.350 bandının hedef olmaya başlama riskine karşı temkinli olunması gerektiğini hatırlatalım." değerlendirmesinde bulundu.
Yukarı yönlü hareketin devamı için 1.530-1.550 seviyelerinin üzerinde kalıcı kapanışlarla güç kazanılması gerektiğini vurgulayan Paksoy, şunları kaydetti:
"Son rekor tepe olan 1.580-1600 bandının kalıcı geçilme gücüne konsantre olacağız. Burası kalıcı geçildiği ve destek olmaya başladığı andan itibaren düzeltme süreci bitecek ve yukarda 1.650-1.750 bandı yeni rekorlar görebilme adına hedef potansiyel bölge haline gelebilecektir. Bunlar olmadıkça temkinli olunması gerektiğini düşünüyorum."
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı