Ne yıldı!’ diyeceğimiz bir sene daha geride kaldı. Bilim kurgu filmlerinde görebileceğimiz COVID-19 pandemisinin hayatımıza girmesi, tüm alanlarda olağanüstü gelişmelere neden oldu. Özellikle virüsün ortaya çıktığı 2020 yılındaki karamsar hava, aşının bulunmasıyla 2021’de bir miktar dağıldı. Ancak virüsün yeni varyantlarının ortaya çıkması bu travmanın pek de kolay atlatılamayacağını gösteriyor. Yine de aşının yaygınlaşması ve uygulama yaşının düşüyor olması pandemiye ilişkin olumlu beklentileri destekliyor. Pandemi sürecinde verilen ekonomik destekler de normalleşme adımları ve yeni yılda piyasaların seyri açısından kritik öneme sahip. Özellikle tahvil geri alımlarının ayda 15 milyar dolarlık hızla azaltacağını açıklayan ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 2022’de yapacağını açıkladığı 3 faiz artırımına ne zaman başlayacağı yakından izlenecek. Bu konuda genel beklenti Fed’in faiz artırımlarına yılın ikinci yarısında başlayacağı yönünde. Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) ise faiz artırımlarında daha yavaş hareket edeceği ve 2023’ten önce bir aksiyon almayacağı düşünülüyor.
İLK 3 AY ÖNEMLİ
Gelelim Türkiye cephesine. Küresel gelişmelerin yanında içeride özellikle ekonomi yönetiminde yapılan değişiklikler, faiz indirimleri ve başta döviz olmak üzere piyasalarda yaşanan dalgalanmalar 2021 yılına damga vurdu. Yılın son günlerinde yurtiçi yerleşiklerin dövize ilgisini durdurmak için hayata geçirilen kur korumalı mevduat ürünü tansiyonu bir miktar düşürmüşe benziyor. Ancak yeni ürünün başarıya ulaşıp ulaşmadığını söylemek için ilk 3 ay önemli. Çünkü hem DTH’dan hem de TL mevduattan bu ürüne ne kadarlık bir kayış olacağı, kurlarda istikrarın sağlanıp sağlanmayacağını da gösterecek.
ENFLASYONUN SEYRİ İZLENECEK
Yılın ilk aylarında yurtiçi piyasaların yönünde etkili olacak en önemli veri enfl asyon. Kurlarda yukarı yönlü bir hareket olmaması ve raf fiyatlarında aşağı yönlü baskıya neden olabilecek vergi düzenlemeleri kısa vadede enfl asyonist beklentileri kırabilir. Tersi durumda ise yani kurlarda yeniden yukarı yönlü bir hareketin yanında fiyatlar genel seviyesindeki katılığın devamı yeni önlemleri gündeme getirebilir. Kısaca Türkiye’de piyasalar yine hareketin bol olacağı yeni bir yıla giriyor.
Dolar alınır mı?
20 Aralık’ta açıklanan kur korumalı mevduat, döviz yatırımıyla ilgili beklentileri başka bir boyuta taşıdı. Para ve sermaye piyasalarında yabancı payının düşmesi dövizde yerli yatırımcıyı ana aktör haline getirdi. Dolayısıyla yerli yatırımcının tavrı kurların yönünü belirliyor. Burada iki türlü yatırımcı profili var. Biri TL varlığının değerini döviz karşısında, diğeri ise enfl asyona karşı korumak istiyor.
Düşüş pek konuşulmuyor
Kur korumalı mevduat gibi bir ürün varken döviz almanın bir cazibesi kalmıyor. Çünkü hem faiz getiriniz garanti hem de kurlarda faizin üzerindeki olası bir artış devlet tarafından karşılanıyor. Ayrıca kurlarda yaşanabilecek olası düşüşler pek konu edilmiyor. Yani doğrudan döviz alan kurlar gerilediğinde anaparasında erime görecekken kur korumalı mevduat yapan faiz geliri elde etmeye devam edecek.
Enflasyona karşı kendini koruma altına almak isteyenlerin piyasa üzerinde etkili olmaya başlaması halinde enfl asyona endeksli ürünler (mevduat, tahvil…) de ortaya çıkabilir. Yok illa döviz cinsi yatırım yapmak isteyenler için ise yıllık yüzde 8 civarı faiz fırsatı sunan eurobondlar alternatif olabilir.
Kriptoda beklenen ralli ne zaman olur?
Kripto paralarda 2021 yılının son çeyreğinde beklenen ralli gerçekleşmedi. Bu beklenti yeni yılın ilk çeyreğine ötelenmiş durumda. Özellikle Fed’in faiz artırımlarına başlamadan önce yukarı yönlü sert bir hareketin geleceğini bekleyenlerin sayısı oldukça fazla. Ancak kriptoların her haberden iki yönlü olarak anında etkilendiği ve sert fiyat hareketleri yaptığı unutulmamalı. Geçmiş yazılarda da belirttiğim gibi buraya yatıracağız para; ihtiyacınızın olmadığı, toplam tasarrufunuz içinde çok küçük yeri kaplamalı. Yeni yılda da devletlerin kripto varlıklara yönelik düzenlemeleri fiyatlar üzerinde etkili olacak.
Yatırım fonları iyi bir alternatif
Yeni yıl da geride bıraktığımız son 2 yılı aratmayacak derecede hareketli olacak gibi. Dolayısıyla anlık gelişmeleri yakından takip edemeyen, yatırım pozisyonunda hızlı değişim yapacak zaman ya da bilgiye sahip olmayanlar, profesyoneller tarafından yönetilen yatırım fonlarını tercih edebilirler. Hatta fon piyasası geçmişe göre daha çok fırsatı barındırıyor. TEFAS aracılığıyla başka kurumların fonlarını alabiliyorsunuz. Türk hisselerine yatırım yapmak yerine küresel anlamda teknoloji, sağlık, yeşil enerji gibi popüler sektörlerde faaliyet gösteren küresel şirketlerin hisselerine yatırım yapan fonlar da var.
Borsada hisse bazlı hareketlere devam!
2022 yılı için piyasanın enflasyon beklentileri yüzde 20-25 aralığında yoğunlaşıyor. Borsa yüksek enflasyonun olduğu dönemlerde yatırımcısına ciddi kazançlar sağlayabiliyor. Ancak bu borsadaki tüm şirket hisseleri için geçerli demek değil. Özellikle büyümesine devam eden ve temettü verimi yüksek hisselerin uzun vadede yatırımcısına diğer yatırım araçlarından daha fazla getiri sağladığı görülüyor. 2022 yılında da hisse bazlı hareketlerin sürmesi bekleniyor. Özellikle ihracat ağırlıklı çalışan otomotiv, beyaz eşya ve kimya sektörü hisseler öne çıkabilir. Diğer taraftan bazı uzmanlar tarafından iç talepte daralma riskine dikkat çekilse de zorunlu ihtiyaçlar nedeniyle perakende sektörü hisseleri de yeni yılda gücünü koruyabilir.
Dünya/Ufuk Korcan
Yorumlar
Henüz yorum yapılmadı